itü ve ekşi başta olmak üzere diğer birçok sözlükte uludağ sözlük için "yobaz sözlük" tanımlamasının yapılması durumudur. Akp ve fetto yanlısı yazarların çokluğundan kaynaklanan bu durum diğer sözlüklere malzeme konusu olmuştur. açıkçası üzücü ve yazıktır.
edit: Kişisel görüşümün dışında entryde adı geçen sözlüklerde, burası için yazılan entryler okunursa eğer, ne söylemek istediğim görülebilir.**
düşünce özgürlüğü ve tahammül gibi kavramlardan habersiz diğer sözlük yazarlarının uludağ sözlüğe attıkları iftiradır. kendi sözlüklerinde aykırı sesler hızla bastırılıyor konuşturulmuyor olabilir ancak uludağ sözlükte formatı bilen her yazar düşüncesi ne olursa olsun yazabilir.
ayrıca kıskançlıktan da kaynaklanıyor böyle yazılar. en aktif sölüğün uludag sözlük olması çekilemiyor sanırım.
sabah akşam şaşı olurcasına ekşi, itü, uludag sözlükleri arasında mekik dokuyan yazarların başka yerde yapılan tespitleri güvercin misali taşıması, aktarmasıdır. Git sor bakayım abilerine başka neler demişler hakkımızda. hem söyle onlara kalbimizi kırıyolar, üzüyorlar bizleri.
hadi gerçek yaşamı geçelim * sanal alemde bile insanların özgürce düşüncelerini dile getirmesinden rahatsızlık duyulması ve yaftalanması son derece üzücüdür. uludag sozluk un adının diğer mecralarda böle anılması sozluk yazarlarımızın değil bize bu yaftalamayı yapanların kabahati ve utancıdır. ister radikal dinci ister ırkçı isterse komünist olsun herkesin düşüncelerini ve tanımlarını kendine göre yapması gercek ozgurluk olup, sozlugun ne kadar renkli bir yer oldugunu göstermektedir. **
''düşüncelerine katılmıyorum. Fakat bu düşünceleri açıklama özgürlüğün için, gerekirse yaşamımı verebilirim'' voltaire böyle derken herhalde diğer sözlük yazarlarının kendisini anlamasını beklememiştir. o tayfayı liseye geri yollayıp vatandaşlık dersinde düşünceyi açıklama hürriyetinin ne olduğunu anlayana kadar okutmak lazım.
yobaz kelimesinin anlamını bilmeyenlerin, kendilerinin yobaz oldugunu farketmemeleri şaşırtıcı.
yobaz kelime olarak bir seye körü körüne inanan, ama inandigi seylerin gercek manasının nerden geldigini bilmeyen cahil insanlara soylenir. inançlı, dindar insanlara yobaz denmesi gelenek olmuş. dindar insanlar arasında gercekten yobaz vardır. bu insanların inanclarını ogrenmesine egitim almasına engel olursanız tabii ki yobaz(cahil) kalırlar.
duşunce özgurlugunu, dindar olmayi yobazlık olarak gorenler kendileri bir yobazlık icerisinde. ellerinde bir delil olmadan, muslumanlıgı bilmeden bir insanın yobaz olduguna nasıl karar verip inanırlar. ancak bir musluman bir baska muslumanın yobaz oldugunu bilebilir. onun söylentilere rivayetlere sorgulamadan dinde var zannetmesi, inanması, olmadık din düşmanı din adamlarının soylemlerini gercek zannetmesi, ben neden allah'ın varlıgına inaniyorum diye sorgulamadan inanması yobazlıktır. ama bir insan ve inancı hakkkında söylentilerle duydugu şeylere inanan ateist-aydın kesime ne demeli. onlarda inananlarin yobaz olduklarına hic bir arastırma yapmadan inanmakla kendi yobazlıklarını göstermiyorlar mı?
"uludag sozluk esittir dindar sozluk" deselerdi yanlıs olsa dahi bir saygı gosterilirdi. sol frameye bakarsanız ateist bir cok yazıda gorursunuz. turkiye'nin yapısı bu. dindar cok ateist daha az. ne yapalım? onlar mutlu olsun diye kendimizi degistirmeli miyiz? birde burda amac ne? dindar kendi dinini yasiyor, ateist kendi inancsızlıgını, bunu dile getirmek neden?
yobaz yaftasının kullanım alanı ile ilgili bir problemin nihai sonucu olan tespit tarzı bir yakıştırmadır. işine gelmeyen, tanımlayamadığı herşeyi yaftalayan beyin özürlüler fırsattan istifade etmektedir kendilerince hadi bakalım... evet bu sözlüğün eleştirilmeye mahkum bir çok yönü vardır ama "yobaz lan bu sözlük" demek pek bir saçma görünmektedir.
"bir inanca, bir düşünceye körü körüne, aşırı ölçüde bağlı olan, hoşgörüden yoksun (kimse)." şeklindedir.
uludağ sözlüğe yobaz yaftası yapıştıranların, en azından bir kısmının (ekşi), pkklı ve kürt faşizanlarını destekleyip vatansever unsurlara söz hakkı tanımayacak şekilde bir yapı oluşturuduklarını bizzat gördüm. psikoloji kuramında yer alan "karşı tarafı kendi sahip olduğu kusurlarıyla suçlama eğilimi"nin ne kadar gerçek olduğunu anlıyorum.