esnaf kredisine başvurayım dedim. esnaf odasına kayıt olman gerekli dediler - ki kayıt olsan onun aidatı bilmem neyi var. kredi kartın temiz olması gerekli. yani açlıktan ölmek üzere olman gerekli. vermediler yani.
kenarda duran üç beş liralık parayla idare ettim. o da suyunu çekti.
esnaflık biliyorsunuz tarihin birçok devrinde tutuculuk, gericilik ve milliyetçilik ile özdeşleşmiştir. hele o thälhaimer'in bonarpartizm tezi ne kadar da açıklayıcıdır değil mi? almanya'da nazizmin kuruluşunda küçük burjuvanın okumuş kesimi kadar işte bu esnaf kesimi de önemli rol oynamıştı. tabii, benim postmodern kimliğim esnafı esansiyal bir çerçevede ele almama mani. zira bazı akademik yayınlar gösterdi ki 1950'lerde mesela esnaf o kadar da gerici olmayabiliyor. piyasa ile olan ilişkisi önemli. bazı durumlarda karlılığını arttırma çabası esnafta bazı konularda açık olmaya, yenilikleri takip etmeye yol açarken bu bir taraftan da onun zihniyet dönüşümüne de katkıda bulunuyor. neyse. konu neydi?