o kadar çok değişik yapıda insan var ki ve o kadar çok farklı farklı ideolojide olan ve bu farklılıklarını o kadar pervasızca, saygısızca, terbiyesizce ve acizce savunan, tartışan kişiler var ki, işte bunlar adamı sinirden hasta edebilirler. ama çaresi basit olmakla beraber, çözümü tiye almamaktır. bâzen de ufaktan gitmektir.
sinirlerinin bozukluğunu sözlükten çıkaran kişi söylemidir.
belki çaylak olsa benim gibi sinirlerini bozmakta haklıdır çünkü kendi kendinize yazıyormuş hissinden, bir an önce bu durumdan kurtulmak isteyip kurtulamamaktan, normalde çok daha iyi yazan birisi olduğunuz ve pek çok kişi tarafından takdir gördüğünüz halde bu sözlükte çaylaklıktan dolayı kendinizi hiç de ifade etmek istemeyişinizden dolayı sinirleriniz bozulabilir.
yine de girersiniz. sinirleriniz bozulsa da nedense herkes benim yazarlığımı kabul edecek diye inatlaşırsınız küçücük dünyanızda kocaman kaleminizle.
sonuç olarak sinirlerim bozulduğu halde bozuk bir psikolojiyle yazdığım yazılarımın da bir gün uludağ sözlükte kıymet göreceğine emin olduğumdan mütevellittir ki yakarışımı duymamaya çalışıyorum.
nadide sözlüğümüzde sayısı giderek artan cahil cühela takımının sırf laf olsun diye ; toplumun değer yargılarıyla ve kutsal varlıklarla alay edilen , ırkçı ve ayrımcı söylemlerin popüler olduğu , bacak arası muhabbetlerin alıp başını gittiği bir ortam haline gelmesi sinirlerimi bozuyor açıkçası.
sol frame konularının bel altı konularda yoğunlaşmış olması ve yazar adı altındaki bazı kişilerin gereksiz saçma sapan yazılar yazması yeterince sinir bozucu.