görevim gereği şahit olduğum bir uludağ sözlük yazarına açılan, uludağ sözlük'te yazdığı bir sebebi ile açılan hakaret davasıdır. dava dosyalarından birinde abdullah ergin'in de bu davanın açılmasına "olur" verdiği görülmektedir. belgede "ismail alpen" yani zall'ın suçlu olduğu belirtilmektedir.
ifade hürriyeti ile ağzına geleni söylemek arasındaki farkı bilmeyenler için yapılmış bir ince ayar. eleştiri var hakaret yok. hakaret özgürlük kapsamı dışındadır.
nokta atışıdır. Abdullah gül hakkında sözlükte çok daha sert ifadeler bulunmaktadır ki bunlardan birçoğunu ben de yazmışımdır. Lakin sözlük sahibi olması hasebiyle ismail Alpen'e patlamıştır. Şimdi nasıl da tırstım bak Sözlük sahibine bu kadar yumuşak birkaç sözcükten dolayı dava açılabiliyorsa kimbilir bize ne açılır! Ulan KPSS'ye de girecektim bu yıl, iş de vermezler şimdi bize AKP, dinlerarası diyalog ve bölücülük karşıtı olduğumuz için.
O zaman bu ülkenin yönetiminde bulunanlarda eleştiri ve özgürlük sınırlarını zaman zaman aşıyorlar. Dokunulmazlıkları nedeniyle de çoğu kez bu durumlar sineye çekiliyor ya da bir süre sonra unutuluyor. Artık napılır bu durumda bilemem. Arkadaş bir soğuk su da içebilir.
SÖZLÜK AHALiSi OLARAK ÇÜKÜ TUTTUĞUMUZUN RESMiDiR. BEN BARi AZICIK ENTRY TEMiZLiĞiNE GiRiŞEYiM, BiRAZ YAĞLAYIP BALLAYAYIM YÜCE HÜNKARIMIZI DA GÖTÜ KURTARALIM.
korku krallığının başarılı şekilde oluşturulduğunun göstergesi olan dava. alırlar gözaltı adı altında sonra 17 18 ay yatarsın 5tl lik şemsiyenizi delil sayarlar sonra da pardon diyip salıverirler ve siz adaletsizliğin içinde adalet bulduğunuzu sanıp sevinirsiniz.
şehide, anaya, vatana edilen hakaretlerin davası nerde lan!
her şeyi bırakıp bunlarla uğraşıyorlar..
düşüncelerimizi özgürce yazabileceğimiz yer kalmadı bundan gayrı basıp gitmek lazım.
yazar arkadaşın yazdıkları eleştiri sınırları içinde kalıyor. eleştiri acımasız ve sert olabilir. kullanılan ibareler, bir kamu görevlisinin yolsuzluk yaptığına dair güçlü deliller varken, tarafsız kalması ve her yurttaş gibi adil yargılamayı etkilememesi gereken cumhurbaşkanının "ben tatmim oldum" diyerek konumu gereği etkili olacağı belli olan, adil yargılamaya müdahale eden sözüne tepki olarak söylenmiş, eleştiri niteliğinde sözlerdir ve öz olarak doğrudur. burada kişilik veya makam hedef alınmamış, olaya tepki gösterilmiştir. yönetimi eleştirmenin demokratik ülkelerde bir yurttaş hakkı olduğu, yöneticilerin halkın bu tür tepkilerini olgunlukla ve sabırla karşılamaları gerektiği açık iken, yazarın şikayet edilmesi ve adalet bakanlığının soruşturma izni vermesi demokrasi kültürüne ve uygulamaya aykırıdır.
sosyal medya'nın sindirilmeye çalışıldığı davadır... bir fikirin, bir düşüncenin bile suç sayıldığı muz cumhuriyeti ülkemde, aklındakileri söylemenin cezası olduğunu kanıtlayan davadır.
benin takıldığım konu ise bambaşka. -tabi ki dava çok önemli bir mesele ama-
bizim halkımız -hatta daha da genelleyebiliriz insanlık kaybettiyse hep birlik olamadığı için kaybetti. böyle bir davanın söz konusu olduğu anda bile sol frame de içeriğini bilmediğim ama şu anda bunları yazarken varlığıyla beni rahatsız eden "sütyen kopçasını nasıl açacağım diye ağlayan çocuk" diye saçma salak bi başlık var! birader, bu gün senin umursamadığın dava sana da açılabilir! belki -sayın- abdullah gül'ü haklı buluyor olabilirsin, en azından görüş bildir... susma... sosyal medya denilen şeyi amacına uydur... fikirlerini yaz. ve onlara sahip çık!
sonra ek$i sözlükteki nutella komasında bi yazar: "yaa onlar bile siklemiyor bırakın ergenleri" diye yazınca -ki var bu yazı- ağlama : "ekşiciler çok kötüü taaammmı!!"
böyle bir dönemde birlik olacağımıza birbirimizi yiyoruz bravo... onlar amacına ulaşmış demektir bu...
not: ben bu satırları yazarken ekşi'de ki meçhul kişi çook ıraklara bir seyahate gitmiş ve giderken enrtysini silmiş... ütünün de fişini çekmemiş ibne...