berk daha olayı anlayamadan, yanına gelen iki kişiden saf anadolu çoçuğu tipli olan farketmeden berk i güç bir durumdan kurtarmıştır. asi genç takılan berk aslında "vur ensesine al lokmasını" yaradılışlı olduğu için gördüğü tepki karşısında hiçbir şey yapamayacak ve üstüne yollu sevgilisi burcu ya ve tayfasına rezil olacaktı. içten içe duyduğu minnettarlık içinde iken iki adamın bulundukları yerden uzaklaşmasını seyretti. o anda gözü sağ çapraz masalarında oturan bir çifte takıldı. çocuk kızı, kız ise etrafını izliyor, gördüğü her erkeğe mavi boncuk dağıtıyordu. içinden "kim lan bu karı? burcum böyle olsaydı ben kesin aşkımı kalbime gömerdim" diye geçirdi. o anda devreye giren dizinin iç sesi "oğlum berk yemişler" seni diye makaraya aldı berk'i. tabi berk bundan bir haber ufka dalıp, gözlerini kısıp, bir de sigara yakıp gizemli adam yapmıştı kendini.
aslında hatice iyi kızdı, güzel kızdı. sadece çok güzel olduğu için hakkında yollu dedikoduları çıkarmışlardı.. oysa hatice 2 masterı bir doktorası olan siyasi tarih ve komplo teorileri üzerine bitirme tezi yazmış bir kadındı..
nedirhan birden dellendi ve midnayt ekspres aldatmacasına karşıyım hulen diye bağırdı.. bunu neden yaptı bir anlam veremedi ama allah söyletti herhalde diye geçirdi içinden..
bu arada öldü sanılan cengiz tekrar ortaya çıkmıştır. tanınmamak için marjinal kıyafetler seçmiştir. nedirhan'ın yanına geldi. nedirhan ona -kimsin lan köpelek- dedi. cengiz de "tanımadın mı lan olm ben cengiz" diye cevap verdi. sonra iki kafadar birbirlerine sıkıca sarıldılar. yapacakları birçok iş vardı. önce boş bir bank buldular ve oraya oturdular. söze nedirhan başladı...
her zaman ki yerinde köpek öldürenini içen pis ve kokan adam gözlerini sokağın başından gelmekte olan kadına çevirdi. uzun bir zaman sonra ilk defa bir kadına bu kadar uzun bakmıştı ve etkilenmişti. kimdi bu kadın? neden bu sokağı kullanıyordu? ilk defa gördüğüne emindi adam ama unutacak gibi de değildi. kadın sokağı yavaş yavaş geçiyordu ve sokak kadın kokuyordu adı neydi acaba? dönüp bakarmıydı bana? baksa ne olacaktı ki? pisliğe pislik gibi bakardı sanırım ve öyle yaptı. Baktı ve gitti.
olm dedi nedir evet annesi kısaca ona nedir derdi.. bir grup olup birbirimize sıkıca kenetlenmemiz lazım. yoksa bizim bu istanbul ellerinde işimiz çok zor.. aklında birden gardaki simitçi geldi.. babasının anlattığı anılarda kalan bir simitçi. simitçilere güvenme olm sivil onlar allahıma diye geçirdi içinden..
önce beyoğlundan bizim emmioğlunun yazahanesine gidelim.. *
ve böylece iki kafadar beyoğlu'na doğru yola koyulmaya başladı. birden cengiz'in aklına şarapçı adam gelmişti. -sahi ya- dedi. "bizim şarapçıyı neden almıyoruz?" nedir birden duraksadı. gözlerinden aklından geçenler okunamıyordu. cengiz acaba bunu söylemekle iyi mi ettim diye düşünmeye başladı. iki kafadar beyoğluna geldiler. emmoğlu onları karşıladı. ikisine de sarıldı. ve sonra muhabbete başladılar.
"ne işin var lan burda nbedir? köy nasıl, bizim oralar nasıl. amma da özlemişim. sen de hoşgelmişin kardaş. nasıl kopuştuk be nedirim. küçükken ayrılmazdık hiç. çakıldık kaldık bu istanbullara" dedi emmioğlu(ben). hatice orospusu napıyo?(ben değilim ya, saldır!ahaha!)
cengiz bu sözlere çok sinirlenir. çünkü hatice onun ilk ve son aşkıdır. hiddetlenerek ayağa kalkar. nedir onu sakinleştirir. -beyler- der. -çok önemli işlerimiz var, bunları tartışmanın vakti değil-
iyidir be rüknettin. çağırdın geldik işte. bu yanımdaki cengiz bizim köyden hacıdursunların oğlu, diğeri de fatal bakma adı fatal ama mangal gibin yürek var adamda. sadece dertli ve banyoya ihtiyacı var. de hele işler nasıl?
"pardon dostum, ben bir yanlış yaptım. hatice bundan sonra benim bacımdır" der emmioğlu, ben yani. evet aynen böyle diyorum bıyık altından pis pis, ilk fırsatta hatçeye tecafiz etcekmişcesine sırıtarak.
cengiz durumu çakar ama renk vermez. çünkü bu kafadarla istanbul'un acımasız hayatına karşı polat alemdar gibi yusuf miroğlu gibi karşı koyacaklardı. aralarında önemli kararlar alırlar. mangal yürekli fatal'ı da aralarına alarak ortalığı toz duman etmeye yemin etmişlerdir.
işleri büyüttük nedirim, artık elimiz güvenilir adam arar. yeni bir iş kurdum. elmadağ'da travesti bar. işe ihtiyaç varsa oraya koyacak adam gerek. (fatal'a dönerek) okuman yazman var mı? (soruya gel!)
kara hilal aslında oldurmemisti onları. kendini amerikan macera filmlerine kaptırmıs, istanbulada artiz olmak icin gelmis is bulamayınca da barlarda garsonluk yapmaya baslamıs bir karakterdi. "sonra bir adam geldi ve dizideki tum karakterleri oldurdu" ise onun surekli dusunme sekliydi. kara hilal simidini bolerken bie kafasında film cekerdi "ve sonra adam geldi ve simidi yiyeceksin kopeek diyerek boldu" diye dusunur. banyo yaparken hitchkok un o unlu sahnesini aklına getirir atraksiyon yapacagım diye banyonun suresini uzatır su faturası kabarık gelirdi. hatta su fatırası kabarık gelince arkadasları onunla "lan banyoda fazla zaman geciriyorsun heralde osbirci seni" diye tasak gecerlerdi. o ise tasak gecen arkadaslarını matrix paltosunu giyip doverken hayal ederdi.boyle bir adamdı kara hilal ve o an kendini atraksiyonun ortasında bulunca hemen daldı gene dusuncelere ama bu adamın baslamak uzere olan tartısmanın kaderini belirlemeyecegini kim soyleyebilirdi ha kim. * neyse zaten kavganın sonucu acıklandıgı icin sunuda soyleyelim bu kavganın bardaki kavga degilde hayat kavgası olmadıgını kim soyleyebilir ha kim? kara hilal mistik ve pisisik bir adamdır aynı zamanda bu dizide gene cıkacaktır ara ara.
buralar bildiğin gibi deel emmoğlu. köyden kanlımız idris burda! (bir korku müzüğüü girer) o ve adamları, kardeşin ilkokulda idrisin yeğeninin saçını çekip burnunu sıktığından beri, seni arıyorlar. demeyecektim ama madem sen de anlamışsın bir terslik olduğunu...
adam gençlere kendini tanıtır;
adım suphi 45 yılının soğuk bir gününde doğmuşum. cebimde resmini taşıdığım rahmetli anam ve babam hangi gündü bilmez bu saatten sonra pek bir önemide yoktur. okumam yazmam var der adam. siyasal bilimler mezunuyum ve bu hale gelmeme sebeb olan kadını öldüren mermiyi cebimde taşırım der.
şarabından bir yudum daha alır ve sıgarayı derin derin çeker olmayan ciğerine ve gençlere dönerek şöye der;
yaşadım, öldüm, yaşadım ve hergün ölüyorum...
artık canlarının tehlikede olduğunu üçü de anlamıştı. cengiz yanında taşığı çantayı açtı ve içinden üç tane silah çıkardı. -bunlar bizim güvenliğimiz beyler- dedi. bu sırada emmioğlu ve nedir olayın ne kadar ciddi olduğunu anlamışlardı. ortalık sanki karışacak gibiydi. her yerden yeni bir kahraman çıkıyor olay iyice esrarengiz bir hale dönüşüyordu.
nedir'in kafasında olaylar çözülmeye başlar ve bir şeklde emmoğlunun tükkandan çıkarlar. yoksa emmoğlu onları kovmak zorunda kalacak. (öğle yemeğine gidiyor da o açıdan ehehe)
hep beraber köşedeki kurufasulyeciye doğru yol alırlar.. açlıktan mideleri guruldamaktadır.. hayden der nedir tok karın kafa çalıştırır. sonra emmioğlunun başına sarılan kendini mafya sanan iki üç çapulcunun işine bakarız en güzelinden..
cengiz, emmioğlu ve nedir lokantaya girerler. masaya otururlar. garson yanlarına gelir. kuru fasulyeler hemen gelir. ama cengiz hayvan gibi ekmek yediği için ekmekler kısa sürede biter.tekrar isterler ekmeği garson kıllanır ama getirir. cengiz hayvan olduğundan dolayı soğan da ister. garson ona gelip şekil yapar ve emmioğlu ayapa kalkıp garsonun boğazına sarılır
yedikleri kurufasulyeler bünyelerinde gaz yapan kahramanlar dizinin ciddiyetini bozmamak için pırtlamamaya özen göstererek istiklalde boylu boyunca yürümeye başlarlar..
suphi birden ayar verilmez alınır yiğidim der.. ve kahramanlar ona dönerek gülümserler..
