sabahları giriyorum sözlüğe. önce yanıp sönen özel mesaj butonu dikkatimi çekiyor. yine onlarca mesaj gelmiş. bir kaç tanesinde "dün gece çok güzeldi" yazıyor. allah allah, ne olmuştu ki dün gece? çok sarhoştum. hiçbir fikrim yok. umarım sadece muhabbetten bahsediyordur. sonra yaklaşık on-on beş kişinin imzalı görüntü resmimi istediğini görüyorum. erkeklerin mesajlarını silip bayanlara göz kırpan smileyle beraber birer adet imzalı resim gönderiyorum. onlarca tebrik mesajı... kimin umrundaki dostum ha? hepsini siliyorum. başka bir özel mesaj dikkatimi çekiyor. yazarlardan biri "geçen günkü taşlanan şeytanın karşılık vermesi entry'niz çok dikkatimizi çekti. filmini çekmek istiyoruz. kabul ederseniz senarist olarak da sizi aramızda görmek isteriz." diyor. "menajerimle görüşün" diyorum kısaca.
özel mesaj butonu tekrar yanıyor. öff, yine zall. moderatör olmamakta hala kararlı mısın diyor. "kararım kesin, şu an sahip olduklarımdan fazlasını veremezsin bana." diyorum kim bilir kaçıncı kez.
sonra babam dürterek uyandırıyor. "horluyorsun oğlum, düzgün yat" diyor. bakıyorum sol frame yok, zall yok, kızlar yok. yine aynı rüya. yatıyorum.
yüzeysel, yaratıcılıktan uzak, copy-paste entrylerininin , en beğenilen entryler istatistiğinde adları geçtiğinde sözlükten tiksinmeme neden olan popüler kısır döngü elemanları.
bu baslık ve sahibi bana birilerini hatırlatıyor ama kimleri? ya hani cizgi film kahramanı gölgelerin gücü adına fln. neyse hatırlayamadım. bide ankh mıdır aihm midir bi tane daha vardı onu da hatırlattı. antipati toplayarak tanınmaya calısmak fln. sonu benzemez umarım onlara. ne gerek var üçüncü nesil silik olmaya...
