12 eylül 2010da gerçekleştirilecek olan anayasa referandumu ile akp, chp, mhp gibi partilerin referandum tartışmalarındaki farklı pratikleri hakkında ne düşünüyorsunuz? sorusunun karşılığı, hiçbir şeydir; çünkü ortada farklı pratik filan söz konusu değildir!
bugün referandumda, hayır ya da evet demek, burjuvazinin ezilenlere karşı kullandığını silahı sağ omzundan sol omzuna veya sol omzundan sağ omzuna geçirmesinden başka anlam taşımıyor
referandumdaki hayır ile evet kapışması özünde kayıkçı dövüşünden başka bir şey değildir!
hayır, yüz bin kere hayır! emekçiler egemen fraksiyonların düzeni düzenleme operasyonlarının gölge oyunlarındaki evet-hayır yarışmasına asla taraf değillerdir, olmamalıdırlar da!
hayır; nayırlı, nevetli türk filmlerindeki oyunlara taraf olmanın hiçbir rasyonel gerekçesi yoktur!
siz bakmayın; kendini türkiyede liberal, avrupada sosyal-demokrat hisseden anayasa mahkemesi raportörü osman canın pakete hayır demek 12 eylül anayasasını savunmak anlamına gelir, zırvasına!
osman can 12 eylülde ne yaptı bilmeyiz ama, akp paketine hayır diyen devrimci-sosyalistler evren darbesine karşı savaşarak 12 eylüle de, anayasasına da lafta değil, pratikte hayır dediler
ya liberaller mi? hatırlıyoruz, siz de hatırlarsınız; onlar o günlerde anayasasız olmaktansa en kötü anayasaya sahip olmak hiç yoktan iyidir ehven-i şerciliğe sarılıyorlardı
bugün de yetmez ama evet diyerek yaptıkları aynı şeydir!
referandumu boykotumuzun tek ve aslî gerekçesi; çözümün halkın özgür iradesi ve örgütlülüğünün eseri olacağına ilişkin tutumumuzdur; bunun içinde halkın üzerindeki egemenliğin ve her türlü vesayetin ilgası gerekli ve olmazsa olmazdır!
söylediklerimiz yüreği ve beyni ihtiyarlamışlara sol çocukluk gibi gelebilir; varsın gelsin; biz hâlâ anne bak kral çıplak diye haykıran çocuk cüretine hayranlık duyan bir ahlâkın insanlarıyız; bundan da asla beis duymadığımız için ne hayır ne de evet, alayına isyan diyoruz!
ne şer ne de ehven-i şer!
ne ulusal solcular ne de neo-liberaller, sivil toplumcular!
alayına isyan!
boyle bir cephe calismasi ne yazik ki yapilamamistir. halbuki buyuk bir gereklilikti.
boykot su demektir; kurallari onceden belirlenmis bir oyuna bas kaldirmaktir.
'hayir' ben bu oyunu oynamayacagim demektir.
asagi tukurup sakali, yukari tukurup biyigi islatmak yerinie yuzunuze tukurmeyi tercih ederim demektir.
sizin sisteminize alet olup onu mesrulastirmayacagim demektir....vs
bir seye etki edebilecegimizi dusundurttuler hep bizlere. bazi seylerin yolunda gitmesi bizim elimizdeymis gibi gosterdiler. sanki yaptigimiz secimler ulkenin kaderini belirliyormuscasina kandirdilar. sanki ulkeyi yoneten baskalari degilmis gibi...zengiler istese sanki ulkenin altini ustune getirmezlermis gibi...amerikan sirketleri parayi ulkeden cekse milyonlarca kisi acliktan olmeyecekmis gibi....
halbuki gercekler farkliydi.60-65 yildir baska ulkelerin destegiyle 'gelismekte olan ulke' olduk hep. en azindan 15-20 farkli secim yaptik ama hicbiri kaderimizi degistiremedi. hala aclik, hala yoksulluk, hala issizlik, hala dinsel somuru, hala baski, hala iskence, hala hapishanelerden cikan tabutlar...
neden bu kadar israrciyiz ? hala anlamadik mi bizim oy vermemizin bir seyleri degistirmeyecegini ?
hala anlamadik mi bir seylere 'etki etmek' isterken aslinda 'alet oldugumuzu' ?
anlamadik mi bizi nasil da kendi somuru duzenleri icin kullandiklarini ?
bu bir oyun. hem de zarlari hileli bir oyun. biz ne kadar kuvvetli atarsak atalim zarlar hep 2-1 gelecek... onlarinki ise duses.
artik bir seyleri sandikla degistirebilecegimize inanmaktan vaz gecelim. biz tasin altina elimizi koymadikca hicbir sey daha iyi olmayacak.
boykot ve sonrasinda halk anayasisi icin orgutlu mucadele tek sansimiz.