son günlerde yoğun duygular yaşayan yazarlar tarafından sıklıkla dile getirilen bir cümle. "taş
yerinde ağırdır" gibi beylik tanımlamalarla beraber anılıyor. kimsin nesin bebişim sen? taş her yerde ağırdır, posa da her yerde posa...gidenler için açık kapı bırakma söylemi. kalanların da kendi acizliğini örtme çabası.
gülmekten öleceğim ya. ulan sözlüğün eskilerinden olsanız anlayacağım, ortalamanın üzerinde bir yazar olsanız gene eyvallah çekeceğim. eee yahu nerede yazarsanız yazın kimsenin siklemeyeceği bir yazar olmanıza, toplamanızın kayda değer bir şey etmemesine, hayatın her alanında olduğu gibi daha görüldüğünde unutulan yüzler taşımanıza rağmen ne ulan bu "ben vefalıyım sizi terk
etmiyorum" ayaklarına. üzülme itü sözlük, biz burada kalıyoruz, seni yalnız bırakmayacağız
mesajlarını. gözlerim doldu ya... ulan siktirip gitseniz ne olur olmasanız ne olur?
ahhhaa öyle bi hava yaratıyor ki bu dandik yazarlar, sanki iki sözlük arasında kararsızlıkta
kalmışlar, gelgitler yaşıyorlar, ama fedakarlık yaparak uludaĥ sözlük'te kalacaklarına, buraya ve sahiplerine ihanet etmeyeceklerine, onları bu konuma getirenleri unutmayacaklarına ima
ediyorlar. ne içtiniz lan siz? ne zannediyorsunuz kendinizi? hangi konum? harbiden "yazar"
olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? yahu nickinizi kendinizden başka bilen var mı? önce bunu
araştırın. sanki sözlüğün muktedir kişileri son birkaç gündür sürekli sizi düşünüyor, acaba gidecek mi kalacak mı diye sabah ilk iş bu ibneler ne yapmış acaba diye sizi kolluyor.
"ı was born here.. ı lived on the greatful land. ı saw lots of bad things, rains, storms,
earthquakes, choleras, who sold their souls, who rape the innocent bodies, ı saw very bad people
my son, very bad people, bad actions, very bad actions. but never, even a a time, ı don't think to
go anywhere.. where am ı go my son. where am ı go. this is my home. do u now what home
mean... ı will die here. there is nowhere to die as much as. ı don't know. ı will ptotect my
family, land, home, i will make a war, struggle, ı want to see my enemies eyes, oh my son, ı wait
them. faith. ı believe.the sun will coming out. ı believe.. a day!
çok amerikan vatansever filmi izliyorsunuz galiba siz. kendinize gelin. son samuray siz
değilsiniz. adı üstünde "son" bir tane var yani..
ortada öyle bir durum da yok ayrıca. bakın
hababam sınıfındaki "ben yaptım. hayır ben yaptım. hayır ben yaptım" ruh haliyle sınıfın
komple ayağa kalktığı ergensi travmalara da yakınsınız ha. sizi döverim. inanın pis döverim.
sanki sizi bir zamanlar istememiş, hakir görmüş, duygularınıza karşılık vermemiş sevgiliniz yıllar
sonra karşınıza çıkıyor ve siz ilk başlarda sadece o günleri atlatmanızı sağlayan, şimdilerde ise
farklı anlamlar ifade eden kişiye sahip çıkıyorsunuz. geçin ulan bunları.
bakın yavrularım, sike sike burada yazacaksınız, başka çareniz yok. o yüzden bu durumu sözlüğe
bir nimet gibi sunmaya kalkmayın. sözlüğün size değil sizin köpek gibi sözlüğe ihtiyacı var.
gitseniz de tekrar geri döneceksiniz. orada huzursuzsunuz di mi, rahat değilsiniz, evimi özledim filan diyorsunuz, yazamıyorsunuz, işte bu hiçliğinizden kaynaklanıyor. eee insanın evinde hiç olması başka topraklarda hiç olmasından çok daha iyidir. en azından hiçliği rahatsız etmez onu. gözüne batmaz... orada da hiçsiniz burada da. yapacak bir şey yok.ederiniz bu....
Uludağ sözlükten başka gidecek yeriniz yok. kasmayın!
muktedir kişinin karşısına çıkıyorsunuz. herkes sessiz... onun yüzünde tuhaf bir endişe var. onu
böyle görmeye alışık değilsiniz.
-ben kalıyorum
-ben de.
-evet ben de.
herkes çılgınlar gibi bağırıyor. bir an gözleri doluyor muktedir kişinin. başını münir özkulvari
sallayıp .işte benim çocuklarım. bakışıyla size ıslak ama mutlu gülümsüyor.
salak mısınız lan siz? Uludağ sözlük sizin eviniz değil. bu cümleyi sadece karizmatik, çekici, başarılı yazarlar sarf edebilir. eder ya da etmez orası sizi ilgilendirmez. ama böyle bir hakları vardır. siz ise asla kullanamazsınız.