saat 6.20 ben ve uykulu gözlerim senin o durgunluğunu seyrediyoruz; saflığını, naifliğini.. nedir seni bu kadar çekici yapan özellik?! biliyorum kızgınsın bana; daha sana bahanelerimi bile sıralamamıştım oysa ki.. belki beni dinleseydin beni affedip tekrar sevebilirdin..
saat 22. 38 ve ben sessizliğimle geceye haykırıyorum; ama sana, sana söyleyemiyorum sevgimin büyüklüğünü.. sevgimin saflığını.. keşke duysan kalbimin kuytu köşesine saklanmış sana haykıran sadece sana haykıran sesini.. ! beni affet olur mu?!
saat 21. 55 ve ben yine karanlığa hakimim, naifliği koruyorum ve sevgimle mutluyum.. sana olan sevgim ne kadar ayakta kalmaktan yorulsa da, ayakta kalıyor işte; seviyorum belki de ama aşık olmadım veya bilmiyorum..
yedinci nesil yazar ların antrenman yeri olabilir pekala. *
''ama ben bu simayı tanıyorum, karanlıkta bir silüet olsa da tanıdım o zarif duruşu'' diye içinden geçirdi. şehrin ortasında, karanlıkta ve yapayalnız yakalamıştı onu. bu serüven daha nerelere gidcekti?