çocukluğumuzda büyükler çay içerken bizim önümüze istisnasız olarak gelen içecek. sevinerek içerdik ama aklımızda ne zaman büyüyüp de çay içeceğimizin merakı olurdu her zaman. Birde kıtlama çay içenler olurdu kahvede, o ne muhteşem bir şeydi be usta, nasıl bir özenti yaratırdı küçücük bünyemizde, bir an önce büyüyelim derdik biz de içeceğiz. zamanla büyüdük, kahve masalarında neticeye ulaşmayan tartışmaları yaparken göz ucuyla o çocukları izliyoruz, bütün dikkatini içtiği gazoza veren o çozuklara özeniyoruz, içerken aldıkları o hazzı hatırlıyoruz geçmişimizde, ah çekiyoruz şimdi.
simitle beraber içerdik ilkokulda iken... en büyük rakibi elvan gazozdu, sonra kayboldu gitti o. uludağ gazoz hep vardı. simit ile birlikte alındığında 20.000 tl tutardı. verirdik kırmızı 20.000 tl yi kantinciye. bir tenefüs boyunca beklerdik sıra gelsin diye, sonra diğer tenefüse sarkardı keyfi. bitmezdi aradaki ders, çalmazdı o zil...