uludağ üniversitesinin mimarlık bölümüdür. iyi ve yeterlidir kanımca. güzel ve şirin bir avluya sahiptir okulumuz ayrıca güzel güzel dolaşabileceğiniz kadar esnek bir alandır bizim bölüm. atolyeler vardır. birde projektör sunumlarının olacağı bir kaç oda. tasarım derleri koridorlarda işlenir. herkes yayılır. her hoca belirli öğrencileriyle çalışır. rahat güzel ve kadir abisi eksik olmayan mimarlık bölümü. ayrıca hocaların pek çoğu iyi ve uzman kişilerdir ki bu bölümde ve bu okulda öğretim üyesiler.
bu sene kazanıp bir kaç gün önce gördüğüm okul. anlatıldığı kadar güzelse belki de mimarlık gibi seçkin bir hayat yolunun en güzel vasıtalarından kendisi. güzel kampüs güzel yerleşim birimi vesselam.
öğrencilere eziyet gibi gelen günlerin yaşanacağı mekandır. ağlarsınız geceler boyu sabahlarken. çalışmak çalışmak ama sonucunda olmaması. projenin yürümemesi. mimarlık buymuş sanırım. her düştüğünde tekrar kalkmak, olmayanı oldurmak, çizgilerle hayatlar kurmak. düşlerdekilere yaşama geçirmek. hayatımın uçsuz bucaksız yolu. bu uçsuz bucaksızlık korkutmuyor mu dersiniz? çok korkuyorum bazen ama insan bilmediğinden korkarmış. en iyisi öğrenmek için gece gündüz uğraşmak. yola girenler uludağ ya da başka bir yer fark etmez. hoş gelmişler yolumuza.
kampüsün en dogusunda, ormanın dibindeki, asosyal mimarlık ögrencileri ile dolup tasan bir bölümdür.
asosyallik, ögrencinin kişiligi ile tamamen alakasızdır. egitim sürecinin zorlu ve yorucu olması, insanın uyumaya bile zaman bulamaması ögrenciyi asosyal olmak zorunda bırakmıştır. neyse ki, dersler esnektir. çayını, tostunuzu, cekirdeğinizi yer içersiniz; sigara kriziniz tutunca avluya cıkar tüttürürsünüz. müziğinizi dinlersiniz. tek bir dezavantajı hoca sayısının, diğer bölümlere göre, epey az olmasıdır. bu durum akademik yönden sıkıntılar yaratsa da, ögrenci ile hoca arasındaki iletişimin kuvvetlenmesine vesile olur. kısacası okuması zor ama zevkli bir bölümdür uludag mimarlık bölümü...