uludag sozluk yazarlarinin tahammulsuzlugu

entry14 galeri0
    1.
  1. genellikle siyasi tartışmalarda milletin birbirine özelden, entry yoluyla adeta hakaret etmesi yoluyla ortaya çıkan bir tahammülsüzlüktür. tabi bazı yazarların bazı bazı yapmış oldukları sert çıkışlara da sert tepkiler gösterilmektedir. doğru mudur? hiç sanmıyorum, düşünce özgürlüğü diyoruz, herkes fikirlerini rahatça ortaya koyabilir bazı sınırlar çerçevesinde, sınırlar aşıldığında moderasyon devreye girer. sanal bir ortamda gereksiz yere birbirini çekememezlik yapmannın manasızlığı ortada. geçtiğimiz bir kaç gün içinde gereksiz olaylar yaşadık burada hepimiz, birisi bir şey yazdığı zaman diğeri daha sert şekilde cevap verdi, öbürü daha sert bir tepki gösterdi, sonuçta gayet iyi niyetle yapılan bir kaç şey de bu kabalığın arasında kaynadı gitti. eğer sizin söylediklerinizin amacı direk birilerine suç atmak, birilerinin kuyusunu kazmak değilse, gerçekten iyi niyetli bir davranışsa, gösterilen tepkilere aldırış etmemek de en güzelidir. zaten bir süre sonra bu çekememezlik ortadan kalkacaktır. sessizlik en iyi tepkidir.
    2 ...
  2. 2.
  3. sözlükteki gereksiz, sadece istatistiki bir değerlendirmede kendi kullanıcı adını görebilme ya da sidiğini yarıştırabilme adına yazılan yazılar, gerçekten bazı kullanıcıların tahammül sınırlarını zorlar seviyeye ulaştı. ayrıca moderasyonun görsel ve kullanım bazında yaptığı geliştirmeleri gözardı etmeden, format adına yapılan uygulamaların hala bazı kişileri kollar nitelikte olduğunu ve bu uygulamaların 'zaman \ uygulama şiddeti' oranındaki dengesizlikten bahsetmek zorundayız.. gammazlanan entry ve başlıkların yeterince değerlendirmeye alınmadığını da söylemek durumundayız. bütün bu olanlar ve yaşananlar, böyle bir başlık açılmasına sebebiyet vermektedir. ama herşeye rağmen, her ne kadar moderatörler bu sözlüğün düzenini korumakla görevli olsalar da sözlüğün bekasını sağlamak zorunda olan ve daha yakışır bir ortamı paylaşabilmek için en büyük görev, burada yazar olma şerefine nail olabilmiş bizlere aittir, bunu da unutmamak gerekmektedir..
    1 ...
  4. 3.
  5. sözlüğe has değildir, son zamanlarda giderek tırmanan, toplumumuzun tahammülsüzlüğünün bir örnek kümesidir sadece. fazla sorun etmemek gerekir kanımca, tahammülsüzlere tahammül göstermek gerekir belki de. ayrılıklara hoşgörü göstermeliyiz. kasıtlı bir şekilde provokatif başlıklar açanlar oluyor, bunların ayıklanması gerekir öncelikle. anahtar kelime kesinlikle hoşgörü. okuduğumuz bir entry bize ters gelebilir ama tepki göstermek anlamsız. herkes bir fikir etrafında birleşecekse zaten bu platformun bir anlamı olmaz. farklı görüşler ortaya çıksın, yeni fikirler çıksın çarpışsın. herkes de karşısındakini anlamaya çalışsın. körü körüne saldırmasın. diğer fikirler bize zarar vermez, sadece katkı yapabilir. beynimizin daha önce keşfedilmemiş yanlarını kaşındırır. tahammül olmazsa burası saçma sapan bir arena olur. o zaman dükkanı kapatıp gitsek daha iyi.
    2 ...
  6. 4.
  7. kış rehavetinden olsa gerek yoksa hepimiz birer sevgi pıtırcığıyız..
    1 ...
  8. 5.
  9. bende de olan durum.. tahammülsüzüm evet, sinirliyim de çoğu zaman.. e hakikaten gereksiz tartışmalar ve dahi beyinsizce diye nitelendirmekten çekinmeyeceğim mevzular hakkında bir şeyler okuyunca, tahammül sınırlarım zorlanıyor.. siyasi çekişmeler, insanların değerine saygı göstermemek, sidik yarışı ayyukta.. elinde klavyesi olan rastgele basıyor tuşlara, okumuyor hiç bir ikinci kere.. ve bir et-kemik ikilisinden yapılma bir insan olarak sıkılıkla hemdem sinirler zorlanıyor.. kimsenin dinine, inandığı değerlere, sahip olduğu siyasi düşünceye itirazım yok, olamaz da zaten. ama tek istediğim saygı duyulmak. atatürkçü olduğum ve bunu tutarlı bir biçimde savunduğum zaman, anlamsız kelimelere karşılaşmamak.. yok olmazsa, tahammülsüz olur işte insan.. lütfen..
    2 ...
  10. 6.
  11. bir ulu-ekşi-itü karşılaştırması yapımına daha hoşgeldik diyerek kendi kendimi içeri buyur edeyim bari.

    uludag sozluk yazarlarının sorunlara karşı çıkanlara karşı olan tahammulsuzlugunden dem vurulmuş ilk entrylerde gördügüm kadarıyla.
    burada dogru söyleyeni dokuz köyden kovarlar yaklaşımından daha farklı bir yaklaşım bulunmakta. yani bu tepkiler dogruyu açıkça söyledigi, yanlışlara en sert tepkiyi verdigi için verilmiyor kendisine bu insanlar tarafından.
    bu arkadaşımız kendisine sorunları gün yüzüne çıkartma ve bunların temizlenmesi için baskı yapma nişanı takmış.

    ben aşagı yukarı burada bulundugum bir aylık süre içerisinde 100 civarı entry girdim, 60 tanesi kendi açtıgım başlıklara. kimisi altına gereksiz başlık bakınızı yapıştırdı, kimisi begendi tebrik mesajı attı. kendi açtıgım başlıklara şöyle bir bakıyorum da bilgi vermekten uzak başlıklar, genelde eglendirici yazılar var[tabi bu degişken bir kavram] hal böyleyken benim kalkıp ta millete bilgi içerikli yazmıyorsunuz olum, boksunuz,böyle nah ekşi olursunuz şeklinde ahkam kesmeye hiç bir hakkım yoktur. bu konuyu thedewil adlı arkadaş (#1133821) nolu entryde çok güzel bir şekilde anlatmış zaten.

    aslında ne polemige girme, ne birine laf sokuşturma çabası içinde degilim. bunlar biraz da çocuk işi gibi geliyor artık[ki bunları yapanlar da çocuk degil ya neyse] buradaki hiç kimsenin bir kafka, bir tolstoy[bildigim yazarlar bunlar] olmaya niyeti yok herhalde. he aramızda gerçek anlamda yazarlıkla ugraşanlar var o başka. bu yüzden bu komünitedeki herkesten ultra, üper, müper yazılar beklemek abesle iştigal, eşegin cinsel organıyla suyun teması anlamına gelmektedir.

    iyi, kötü, güzel, çirkin mefhumlarının kişiden kişiye degişiklik arz edebilecegini kavrayamadık herhalde hala. akıl, fikir, güzel yazma kıstaslarını da bir el kitapçıgı haline getirip yayınlayalım bari. herkes o fikre uygun yazılar yazsın. klon bir oluşumda yazmak demek illa ki 'ekşi' yazarlarından daha az bilgi birikimine sahip olmak demek midir? açıklamak istemiyordum söyleyeyim ben de ekşi de yazarım fakat orada pek yazmıyorum.[inanmayıp taşşak geçmeye çalışan bünyeler bana pm atsın ekşiden hesaplarına mesaj göndereyim, adlarına entry gireyim]fakat burada öyle adamlar var ki ekşideki yazarları ayar dönergeci içine alıp göt ede ede bitiremez üstüne bir de katran ve kuş tüyü kombinasyonu yapıp evine postalarlar.

    orada yazar olmak demek o bünyenin dışındakileri aşagılamak, hiçbir zaman bizim gibi olamazsınız demek görevlerini mi beraberinde getiriyor?
    ya da orada yazan ubermensch icazeti mi alıyor? bu icazet nerede satılıyor? bu insanlar neyine/kime güvenerek bu tarz hakarete varan eylemlere bulunabiliyorlar?
    zekasına ve kalemine desen, zeki ve okumuş,yazmasını bilen adam bu tarz şeylerle ugraşmaz zaten. zeki adam bilir bir gün bir yerlerde birinin karşısına çıkıp kendisini ayar dönergecine alabilecegini.

    insanlar ucuz kahramanlık peşinde koşmayı, kendini dünyayı kurtaracak tek güç zannetmeyi bıraktıları zaman her şey çok daha güzel olur asıl. her şey daha anlamlı hale gelir. sorun üretmekten çok çözüm üreten insanlar sevilir, sevilmelidir. karanlıga küfredecegine bir mum yak amınakoym diyorum. dedim.
    10 ...
  12. 7.
  13. benim doğrum en doğrudur mantalitesini bensemiş yazarların * duyduğu tahammülsüzlüktür. malesef sözlüğümüzde mevcuttur bu durum. girdiğimiz entry'nin altına söylediğimiz şeyin tersi bir entry girildiğinde hemen başka bir entry gireriz. kabullendirmek için. kimse bizim gibi düşünmek zorunda değildir. tamam bizim doğrumuz en doğru olarak kalsın ama başkasının doğrusuda onun için en doğru kalsın. zaten okurlar kendince doğru olanı alırlar merak etmeyelim.
    0 ...
  14. 8.
  15. insanoğlunun tahammülsüzlüğü daha doğru bir tanım olacaktır. bu olumsuz tavır, sırf ulusözlük yazarlarına ait bir tutum değildir.
    bu arada tahammülsüzsünüz suçlaması, yaptığı eleştirilerin, eleştirilmemesini bekleyen kimselerden, daha sık gelir.
    2 ...
  16. 9.
  17. bilgi içeren entry'de örnekleme bile yapmanıza izin vermeyen yazarların yaptığı şey. cümlenin tam anlamını çözmeden direk keserim ulen tripleri. ki eleştiri bile olsa tahammül yoktur bu tiplerde. eleştiri diyorum kardeşim hakaret olarak niye algılıyorsun.diyelimki hakaret özele yaz ne gerek var cibiliyetsizliğini belli etmeye. örneğin solculuk ya da herhangi bir ideolojiyle ilgili bildiklerinizi yazıyorsunuz, bilgi verdiğiniz ideolojinin karşıtı delik dondan çıkar gibi ortaya atlıyor; yok efendim o öyle değildir, onu burda yazarak küçük düşüremezssiniz falan diye. ne olduğunu bile anlayamıyorsun, kendince değerli olan bilgileri yazdığın için bunun hazzını yaşarken, ne oluyor ya, ben bunu duycak ne yazdımki durumuna düşüyorsunuz. genelde de şövanist yazarların tutumu. sonra yaşadığın dünya aklına geliyor ya tamam çözdüm ben bunun sebebini normaldir diyorsun. * * *
    0 ...
  18. 10.
  19. ayrıca işin bir de şu yönü vardır.

    sözlüğe daha dün* gelen birisinin 2 günde hemen olayı çözmesi ve sözlük yazarlarını tahammülsüzlükle tanımlaması, "siz yokken buralar dutluktu" ayağına yatması komik bir olaydır. kahkaha atılabilir.

    tanım mı, ara sıra -özellikle siyasi başlıklarda- yaşansa da tüm sözlüğü kapsayacak şekilde bir tahammülsüzlükten söz edilemez. yani "gerçekte olmayan şeydir" denebilir.
    0 ...
  20. 11.
  21. çoğu yazarın, yaran entryler cart entry ler curt entryler başlıkları yüzünden sidik yarışmasıyla başlamıştır. ve nick altı yorumlar da öyle. forum gibidir.

    başka bir açıdan da siyasi tahammülsüzlük de vardır:
    (bkz: sozlugun topluma zararlari)
    0 ...
  22. 12.
  23. 13.
  24. buraya bir şeyler yazma sebebidir.

    * beni aptal yerine koyan televizyon programlarına tahammül edemiyorum.
    * şehir eşkiyası minibüs şöförlerine tahammül edemiyorum.
    * msn'e hep en güzel fotograflarını koymaya çalışan denyolara tahammül edemiyorum.
    * amerika'nın somali'yi bile bombalamasına tahammül edemiyorum.
    * geçebilmem için yüzlerce sayfa not ezberlemem gereken derslere tahammül edemiyorum.
    * beni gözümün içine baka baka kazıklayan okul kantincilerine tahammül edemiyorum.
    * belden aşağı esprilerle ünlü olan, piyasa yapan medya maymunlarına tahammül edemiyorum.
    * sürekli ders çalışıp ileride çok para kazanma hayalleriyle yanıp tutuşan inek çanlarına tahammül edemiyorum.
    * okumadan yazmaya çalışanlara tahammül edemiyorum.
    * her başlığın altına ''kime göre? neye göre?'' yazanlara tahammül edemiyorum.
    * cem yılmaz taklidi yapıp komik olduğunu sananlara tahammül edemiyorum.
    * derse elinde kahveyle yarım saat geç gelenlere tahammül edemiyorum.
    * amerikan pastası ve türevleri olan amerikan teen filmlerine tahammül edemiyorum.
    * istiklal caddesi'nde punkçılık oynayan ataköy piçlerine tahammül edemiyorum.
    * boş konuşanlara tahammül edemiyorum.
    * bana sürekli ''daha çok çalışmalısın'' diyen kariyer misyonerlerine tahammül edemiyorum.
    * bana sürekli ''kız arkadaşın yok mu lan hala?'' diyen hırtlara tahammül edemiyorum.
    * hep aynı şeyleri giymek zorunda olmama tahammül edemiyorum.
    * bundan sonra yaz tatili diye bir şeyin hayatımda olmayacağını bilmeye tahammül edemiyorum.
    * bu kadar karamsar olmama tahammül edemiyorum.
    ...

    benim tahammülsüzlüğüme tahammül edemeyenlere de tahammül edemiyorum.
    7 ...
  25. 14.
  26. tahammül edemiyorum. vol. 2.

    tanım: daha iyi bir dünya'da yaşama olasılığına inanmanın sonucudur.

    * şehir içinde iki adımlık yere üç tonluk ciple gidenlere tahammül edemiyorum.
    * futbol takımı fanatiklerine tahammül edemiyorum.
    * milliyetçilik kisvesi altında ırkçılık yapanlara tahammül edemiyorum.
    * solculuk kisvesi altında bölücülük yapanlara tahammül edemiyorum.
    * hayatı hep kazanmaktan ibaret görenlere tahammül edemiyorum.
    * cep telefonuna servet harcayanlara tahammül edemiyorum.
    * akrep burcu olup kendini akrep sananlara tahammül edemiyorum.
    * vapurda sigara içip izmaritini denize atanlara tahammül edemiyorum.
    * kuyruklara kaynak yapıp birileri tarafından uyarıldıklarında zeytinyağı gibi su yüzüne çıkan sülüklere tahammül edemiyorum.
    * her yere havaalanı büyüklüğünde alışveriş merkezleri yapılmasına tahammül edemiyorum.
    * insanların fiziksel kusurlarıyla kafa bulan kerkenezlere tahammül edemiyorum.
    * içeriğini anlamadığı sanat eserlerine bok atanlara tahammül edemiyorum.
    * ihtiyacı olmadığı halde burs alanlara tahammül edemiyorum.
    * gucci'de 2000 dolarlık çanta 1000 dolara düştü diye götü tavana vurup koşa koşa gidip 3 çanta birden satın alanlara tahammül edemiyorum.
    * her suçlunun cezasını onu linç ederek vermeye çalışan zihniyete tahammül edemiyorum.
    ...
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük