sabah 06.06, ben loş ışıklı odamın cam kenarına dayalı duran hafif eski yatağımdan kalkıp seni görmeye geldim; cansızlığına bakmaya geldim; yaşlı gözlerimle, derin düşüncelerimle...
kafamda milyonlarca soru varken, benim zihnim ve kalbim sadece birine yoğunlaşıyor: sana neden aşığım uludağnikov? yoo, hayır bunu itiraf edemem.. kuşkusuz itiraf ettiğim an öldüğüm gün olacak..
kaç gündür yağmuru bekliyorum; kuru ve kirli camımı küçük taneleriyle şenlendirmiyor..
neyse bir tanem, sana olan sevgimi açıklayacağımı sanmıyorum; bu sır ölene kadar benimle birlikte kalacak..