kim kime şike yapmış, ne zaman yapmış, nasıl olmuş anlamam ama uludağ sözlük olarak ortak bir bakış açısında buluşamayacağımıza eminim. tanım: ortak bir bakış açımız yoktur.
polisin yeni dönem stratejisi şöyledir.
sağlam delil olmadan, kesin sonuç elde edilmeyecekse kimse içeri alınamaz.
bu yüzden deliller sağlamdır.
kimsenin ucuz yollu fener propagandası yapmasına gerek yoktur.
sabırla gelişmeleri takip etmek ve soğukkanlı olmakta fayda var.
şuanki durumda ortada sadece iddalar var. eğerki iddalar doğruysa hakettikleri cezayı almaları gerekir hukuk bunu gerektirir. aziz yıldırımın kim ve nasıl birisi olduğunu az çok hepimiz biliriz. hakemlerin odasına inip onlara fırça atan bu adam değilmidir. futbol üzerinden milonlarca kara parasını aklayıp türkiye yi milyonlarca zarara sokan bu adam değilmidir. fenerbahçe spor kulubünün adı bütün türkiye de bu adam yüzünden şikecei, düzenbaz, hak yiyen takım olarak anılmıyormu. bugüne kadar hep şikeci, rüşvetçi fenerbahçe diye okul sıralarında, kafelerde bunu tartışmadıkmı? şimdi hukuk devreye girmiştir umulurki tam bir adalet çerçevesinde bu dava işler. 'bu olay türk futbolu için üzücü ama geleceği içinse sevindiricidir' (bi bakanımız söyledi ismi çıktı aklımdan)
bir fenerbahçeli olarak eğer gerçekten iddialar ispatlanırsa ceza neyse kesilmesi taraftarıyım. ancak bu operasyonun zamanlaması ve iddialarla ilgili oldukça derin kaygılarım var doğrusu. zira;
- türkiye'de teşvik primi dağıtmayan, almayan kulüp bulmak neredeyse imkansızdır. bu noktadan hareketle türkiye süper ligindeki tüm oyuncular, antrenörler, menajerler, hakemler, kulüp yöneticileri, federasyon ve mhk yetkilileri soruşturma kapsamında dinlenmelidir.
- incelenen maçlarla ilgili olarak ortaya atılan iddialar bana biraz komik geldi. yok efendim eskişehir maçında pele neden oynamamış, yok efendim sezer oyundan niye erken çıkarılmış, sezer bilerek kötü oynamış vs. bunların delil olarak kabul edilmesi, eğer gerçekten çok sağlam bulgularla desteklenmezse, davayı ve türk adaletini komik duruma düşürür.
- sivas maçında hatalı gol yiyen korcan'a şike suçlaması yapılabiliyorsa, leo franco'da davaya dahil edilmeli, yine selçuk'tan yediği golle ilgili ifade vermelidir.
- bu davayla ilgili gazetelere yansıyan haberler doğruysa fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor gibi dört büyüklerden üçü şikeyle itham edilmektedir. bu üç kulübü birden küme düşürmek demek türk futbolunun yayın gelirlerinden elde ettiği kaynağı iptal etmek demektir. üçüne de aynı cezayı vermemekse olayı daha sorunlu bir sonuca bağlamak demektir.
gelelim operasyonun zamanlamasına;
- türkiye meclisteki yemin krizine odaklanmışken,
- suriye'ye nato müdahalesi, iran'ın suriye'ye türkiye'deki üstlerden müdahele edilirse Türkiye'deki nato üslerini vururum tehditi dolayısıyla dış politikada gerilim hat safhadayken,
- yeni anayasa vaadiyle seçimlerden çıkılmışken,
- diyarbakır'da alternatif(!) meclis toplantıları yapılırken tüm türkiye'nin odaklanacağı, kamuoyunun daha önceki örneklerde olduğu gibi gündemi unutacağı böyle bir soruşturmanın zamanlaması şaşırtıcıdır.
sanılyor mu ki aziz başkan dibe giderse yalnız gider?
sanılıyor mu ki aziz başkan hiçbir şey bilmiyor diğer kulüpler ve yöneticileri/futbolcuları hakkında?
sanılıyor mu ki bu ülkede bi suçlu fenerbahçe?
aziz yıldırım eteğindeki taşları bir dökse neler olur hiç düşünüldü mü?
fenerbahçenin bu seneki başarılarından dolayı başlama noktası olarak aziz yıldırımı seçmeleri gayet doğal.
burası italyaya benzemez, iki takımı küme düşürmekle bu iş bitmez, şike çorabının söküğünü bir kez çektin mi durduramazsın, arkası kesilmez.
diyelim ki aziz yıldırım fenerbahçeden ve spordan elini çekti.
ne olur sanıyorsunuz?
kulüpler birliği dağılır.
lig tvnin yayın gelirleri (en az) yarı yarıya düşer. beraberinde süperlig takımlarının yayın gelirleri de.
sporu sadece futboldan ibaret saymayan fenerbahçenin, son beş senedir avrupada ses getiren tek türk takımı olarak tüm branşları zayıflar.
en önemlisi de, şimdi dalgalarını geçen 17spor taraftarı, yarın galatasaray, tranzonspor, beşiktaş ve bilimum kulüp ve yöneticilerine hiçbir şey olmayacağını zannetmelerinin ne büyük aptallık olduğunu anlar.
bu işte ya herkes temize çıkar, ya herkes batar.
Objektif bir yorum yapmam gerekirse ki gerekir, şunları söyleyebilirim. Spor'da şike öyle kötü bir olaydır ki, laf ile söz ile tarif edilemez. Sporda, kimin daha yetenekli olduğunu belirlemek için müsabakalar yapılır. Bu müsabakaları, yetenekli olan değilde, çok parası olan kazanacaksa, herkes sporunu kendi evinde kendisi için yapsın. Liglerin hepsi dağılsın. Eğer süper lig gibi avrupa markası bir ligimize sahip çıkamıyor ve dünyaya rezil oluyorsak süper ligde kaldırılsın.
Veya, sorumluları kimler ise, en ağır cezalar verilsin. Fenerbahçe düşecekse düşsün, emenike, ümit karan, aziz yıldırım hapise girecek ise girsin. Türkiye'de şike olaylarının olduğu çok aşikar. (bkz: Bandırmaspor) TFF ye bas bas bağırdı, Sakaryaspor ile oynadığımız 2.lig final maçında çok aşikar şike var diye, ve bunu maçın tekrarını izleyen 3 yaşındaki bebek bile anladı. Ancak TFF hiç bir yaptırım uygulamayarak sakaryaspor'u 1.lige çıkararak ödüllendirdi, şike yaptığı halde. Bir takımın ve peşindeki onbinlerce taraftarın hakkı yendi, emekleri çöpe atıldı. yazıklar olsun. keşke sözlükte büyük harf kullanılsaydıda büyük harfle yazsaydım. " yazıklar olsun "
kim ne yaptıysa ortaya çıksın, herkes hak ettiğini alsın. derdimiz budur. üzüleceğimiz tek konu ise yasa çıkmadan önce yapılanların cezasız kalacak olmasıdır.
yıllardır kulaktan kulağa dolaşan, kahvehane köşelerinde bile konuşulan bir meselenin soruşturulduğunu görüyoruz. bu hepimiz için büyük bir fırsattır. ben bir galatasaraylıyım, benim tuttuğum takıma da uzansa, üçüncü lig takımlarına da varsa, gideceği yere kadar gitmelidir ve gerçekler deşifre edilmelidir.
bu meseleden rahatsız olan insan, açık söylüyorum, çetelerle yaşamaya alışmış yolsuz, şerefsiz insandır.
avrupada yok böyle şeyler demek doğru değildir.dünyanın her yerinden şike vardır türkiyede de vardır.bitirilmesi imkansızdır.bu kadar büyük paraların döndüğü her sektörde şikede,manipülasyonda olur.ama biz çenemizi yorarız milyon dolar kazanan üç kuruşluk adamları savunmak için her yerde çabalarız.doğrudan değilde hep güçlüden yanayız.
kısacası bu işten bi cacık olmaz üç beş adam tutuklanır.dava uzar bir bakmışız unutmuşuz.
hiç bir fenerbahçe taraftarının bu şike olayına inandığını sanmıyorum. ygsdeki şifre olayı gibi savcılık soruşturma başlattı ve önümüzdeki günlerde de takipsizlik kararı vermesini bekliyorum. ygsdeki şifre apaçık ortadayken bile kanıtlanamadıysa bu şike iddialarının asılsız çıkacağını tahmin etmek zor değildir sanırım. sehven şike yapılmıştır gibi bi açıklama gelirse tabi kulüplerden bu sorulturma uzayabilir.
renklerinin ne olduğu hiç önemli değildir tam bir rezalettir..
şimdi bu skandala karışan takımların taraftarları, kimseye vefa borcunuz yok, kendinizi öyle bir mecburiyet içinde hissetmeyin, hakkınızı yiyen, sizi kandıran, aldatan adamların nesini savunmaya çalışıyorsunuz hala.. ama oluyor işte burası türkiye..
adam hakkını yiyor, seni kandırıyor, aldatıyor, senin paranı alıyor, t.c. savcısı şike operasyonu başlatıyor, telefonları dinliyor, tarla yeşillendi mi, buğday uzadı mı gibi saçma sapan şifrelerle konuşuyorlar akıllarınca sen hala toz kondurmuyorsun yaa; beynini sikim..
şahsen bir fenerbahçeli olarak şöyle bakıyorum olaya :
-eğer gerçekten şike yapmışsak, düşürsünler küme efendim. sesimi çıkarmam.
-ama şahsen bütün sezonun maçlarının incelenmesini istiyorum. eğer başka takımlarda şike yapmışlarsa onlarda düşsün. ki ben sadece bizim şike yaptığımızı düşünmüyorum.
buna benzer bir yazıyı beşiktaşlı yönetici ya da yöneticiler gözaltına alınma olasılığına karşı hazırlamıştım ki, başlık gelmiş yazmamak olmaz artık.
futbol tarihimiz de kulüpler ve milli takımlar bazında dişe dokunur sadece iki başarımız var.
uefa kupası
dünya kupası üçüncülüğü
avrupa ikinciliğini saymıyorum bile. üzerinden de baya bir süre geçti. peki hiç düşündük mü dünya üzerinde futbolda neden ite kaka ilerliyoruz neden başarılı olamıyoruz, millet çatır çatır futbol oynarken bizim oynadığımız ne?
hazıra konuyoruz, bu kadar basit. parayla aldığımız maçların üzerine yatıyoruz, bundan bir haber futbolcularımız da, yurt dışındaki karşılaşmalarda sudan çıkmış balığa dönüyor. bilmiyor ki türkiye de çalım atmıyor, avealı olmayan fasulyeden adam muamelesi görüyor. avrupa da kim tanır lan avealı olmayan fasulye adamı, basar ayağına alır topunu.
sonuç itibariyle, dalga dalga sürecek bu operasyon devam etsin. bu pis işin içinde kim varsa alınsın, sorgulansın cezası verilsin. ak göt, kara göt belli olsun.
fenerbahçeli bir arkadaşımın bana söylediklerini de iletmek isterim. ''ben gönlümü o forma üzerinde ki renklere verdim, o forma üzerinde ki isme verdim, hiç bir fenerli olduğunu söyleyen yönetici de bunu kirletmeye gücü yetmez'' sonuna kadar haklı mı? evet haklı, yöneticiler, teknik adamlar, futbolcular bir takım için gelip geçicidir. baki kalan gönül verdiğimiz renklerdir. o renkleri kirletmeye çalışanları barındırıp barındırmamak da biz taraftarlara kalmıştır.
barındırmayalım ki;
dişimizden tırnağımızdan arttırdığımız paraları kulüplerimize verirken içimiz rahat olsun.
klavye başından taraftarlara atılan laflara kızgınım. ne maça giderim ne de aşırı fanatik şekilde takım tutarım. ha gönlümüzde olan takım var tabii.ama tek yaptığı tv başında oturmak ve tek zevki maç izlemek olan bir taraftar için sahtekar, ezik, şerefsiz lafları yanlış.. sen galatasaraylıyken veya başka bir takımın taraftarıyken, baban kardeşin fenerbahçeli veya sevmediğin başka bir takımı tutuyor olabilir. o zaman kalkıp babana da şerefsiz ezik vs. falan mı diyeceksin.. ayıp yani.
kimse kendi tuttuğu takım için biz şike yaptık falan demez, eğri oturup doğru konuşalım şimdi. kimse benim takımım pir-i paktır da diyemez aynı zamanda. baştaki adamların zamanında ne haltlar yediği belli çünkü.. gözünü mevki ve para hırsı bürümüş başkanından tut oyuncusuna kadar herkesin yaptığı yanlışlar yüzünden taraftara laf söylenmemeli. yarın öbür gün senin tuttuğun takım hakkında senin bilmediğin, içinde olmadığın olaylar, yapılan yanlışlar da ortaya çıkabilir. kim bilir sen de şaşırırsın.
Adam olan şunu itiraf edebilir. türk futbolunda şike ve teşvik vardır. ben galatasaray taraftarı olarak bu tip şeylere galatasaray'ında karışmış olabileceğini biliyorum. Ama türkiye de bu işi en çok abartanın da aziz yıdırım olduğu net bir gerçektir. onlarca kişi yanındayken mustafa denizliye ;
-sanki takımı sen şampiyon yapmışsın gibi sevinme. bu takımı ben şampiyon yaptım. diyebilecek kadar da futursuzdur.
febe li arkadaşlardan herhangi biri bu şike olayına samimi olarak inanmıyorsa bence sadece saftır. kalanlar şikenin varlığını bilip taraftarlık duyguları ağır bastığı için yokmuş gibi davrananlardır.
olay aslında basittir. bu olay futbolun ergenekonudur. yeni yasa çıktı ve yargı bu olayları temizlemeye karar verdi. açık olayım eğer son sezonda galatasaray şampiyonluk yarışı içinde olsaydı bizden de bir iki tutuklama çıkabilirdi.
arkadaşların anlamadığı şey şike türkiye de 2011 nisan ayından itibaren suçtur. daha öncesine hukuk yürümez.
febe li arkadaşlar belki ikinci lige düştük diye üzülecekler ama bilecekler ki bundan sonra kazandıkları her şampiyonluk analarının ak sütü gibi helal olacaktır.
tek artı yanı artık kimsenin bu ülkede dokunulmaz olmamasıdır.
öte yandan galatasarayda olsa farketmez. bir fenerbahçe değil her takımın ne olduğu ortaya çıkacak bence. sanki her kulüp sütten çıkmış ak kaşık bellemesin kendini. ama fenerlilerde haketti sen sağda solda paramla satın aldım dersen olacak budur kabak senin başına patlar.
ancak objektifliği bir kenara bırakırsak, 1996 - 2000 arasında çatır çatır top oynayıp 4 sene rakipsiz olan galatasaray' ın doksanlı yılların sonunda çirkin şeyler yaptığının ifade edilmesi kesinlikle ayıptır. ortada da belli bir kanıt yoktur.
yine de fenerbahçe' nin düştüğü duruma galatasaray düşerse, galatasaraylı yürekler yaralanır, yine de gereken hukuki sürece saygı duyulur.