uludağ sözlük bilim kurgu romanı

entry32 galeri0
    1.
  1. sözlük yazarlarının hayal ürünlerinden çıkan, vay amına koyayım dedirten cinsten ulu sözlük romanıdır. *
    tarih: 26.01.2031

    saat 23.31 sularında çorum gök bilimleri araştırma merkezinde büyük bir panik havası vardı. bu paniğe neden olan şey ise gökyüzünde tanımlanamayan bir cismin belirmesiydi. hemen milli istihbarat teşkilatına ve yüksek mertebedeki kişilere bu durum rapor edildi. bu bir kaç saniye görünüp kaçan bir şey değildi. çünkü sürekli olduğu yerde sabit bir şekilde duruyordu. hemen olağanüstü genel kurul toplantısı düzenlenme kararı alındı. tüm büyük devlet adamları, bilim adamları oradaydı. televizyonlar son dakika haberi geçiyor. halk büyük bir panik ve korkuyla, yapılacak açıklamayı bekliyordu.
    3 ...
  2. 2.
  3. samanyolu tv si de oradaydı. deccalin geldiğini söylüyorlardı. sözcü ise atatürk ün temsili bir görüntüsünü gördüğünü , bu görüntüden ülkenin boka battığını anlamamız gerektiğini söylüyordu.
    tüm bilimadamları da oradaydı ( toplam 4 tane )

    halk korku içindeydi.
    3 ...
  4. 3.
  5. yer: istanbul
    tarih: 27.01.2031
    saat: aynı dakikalar

    cabbar tv den haberleri izliyor bir taraftan da elindeki silahı temizliyordu. korkusuzdu cabbar, dünyayı kurtaran adamın soyundan geliyordu. 2018 yılında marstaki türk kolonisinde yaşayan vatandaşlarımıza ne bakıyon bilader diyerek kavga çıkaran mars duterlerini yok etme görevinin başına getirilmiş görevini hakkıyla yerine getirmişti.

    yer: çorum gökbilimleri araştırma merkezi
    tarih: 27.01.2031
    saat:01.11

    mars iletişim sorumlusu general hıdır toplantı odasına girerek mars'taki türk kolonisinden kötü haberler olduğunu tek bağlantımız olan uyku halindeki uydumuz sikko69 un kendini korumaya aldığını ve sinyallere cevap vermediğini bildirdi.
    2 ...
  6. 4.
  7. yer: çorum
    tarih: 28.01.2031
    saat:08.46

    olayı başından beri "yeni farkına vardı moronlar" edasıyla izleyen ve bildiği bir şeyler varmış gibi görülen bir teknisyen vardı.
    genç ve zekiydi, adı...
    3 ...
  8. 5.
  9. opterya idi. ama kod adı zeki idi. anlaşılan ajandı. çünkü olayı başından beri "yeni farkına vardı moronlar" edasıyla izledikten sonra kamera zoom yapmış gözleri yeşil led ışığı gibi bir ışıkla yanıp sönmüştü.
    2 ...
  10. 6.
  11. yer: çorum
    tarih: 28.01.2031
    saat: yarından sonra.

    gökyüzünden leblebi yağmaya başlamıştı..
    opterya " leblebiyi kavuralar dumanını dumanını savuralar" diye bir şarkı mırıldanmaya başlamıştı ki..
    2 ...
  12. 7.
  13. - bummm!

    canıtın oynar başlıklı füzenin başlığıyla oynadığı esnada başlık canıtın'ın elinde patladı.
    2 ...
  14. 8.
  15. yer: çorum'un mecitözü ilçesi,
    tarih: 28.01.2031
    saat: 08:47

    gökyüzünde ki cismin yarattığı gerilim ortamı süre dursun. hiç bir şeyden haberi olmadan yaşantısına devam eden biri vardı. evinde sabah kahvaltısını hazırlıyor. bir yandan da televizyonda kanallara bakıyordu. show tv de sabah haberlerine denk geldi. programda her zaman ki gibi gene imge fındıkoğlu vardı ama garip bir şeylerden bahsediyordu.

    (çorumda gökyüzünde duran cismin ne olduğunu halen daha çözülemedi. dünya dışı varlıkların olduğunu düşünenler sığınaklara saklanmaya başladılar bile, halkta bir panik havası söz konusu.)

    kazım gözlerine ve kulaklarına inanmakta güçlük çekiyordu. hemen pencereye koştu ve gökyüzünde gözüken manzarayı gördü.

    + hahaha hasiktir.

    yıllardır bu anı bekliyordu. çünkü kazım kendi hayatını, ufoların ve uzaylıların varlığını ispatlamaya adamıştı. herkes ona gülmüştü. dalga geçmişti ancak o yılmadı. gerçekliğini savunduğu düşüncenin arkasında durdu. ve işte haklı çıkmıştı. hemen montunu aldığı gibi apartmanın otoparkına gitti, arabasına atladığı gibi soluğu çorum gök bilimleri araştırma merkezinde aldı. kapıdan içeri girdiği an, içeride kimsenin olmadığını gördü. şehir, panik halinde terk ediliyordu. kazım, araştırma merkezinde hademe olarak çalışıyordu ama artık merkezde kimse olmadığına göre başına geçti ve o merkezde kendisini müdür ilan etti. ondan sonra müdürlerin göt olduğunu düşününce, kendisine bu sıfatı yakıştıramayıp, kendisini baş profesör ilan etti. bu sırada merkezin telefonu çaldı. telefona koşup açtı:

    + alo
    - kimle görüşüyorum.
    + ben kazım, gök bilimleri araştırma merkezi baş profesörü.
    - profesör, size helikopter yolluyorum acilen askeri üste gelmelisiniz.
    + bir dakika siz kimsiniz ?
    - gelince görürsünüz.
    + tamam, ne zamana burada olur araç.

    dit dit dit dit.

    telefon kapanmıştı. aynı anda kapı çalındı. kapıyı açtığında şok olmuştu. hangi ara gelmişlerdi. kazım anladı ki bu durum çok ciddiydi. hemen helikoptere atladı ve askeri üste geldi. çok üst güvenlikli bir üstü. daha önce adını hiç duymamıştı. çorum'un yergen dağında, dağın içlerine doğru giden bir üstü. kazım, askerlerle birlikte yerin dip kısımlarına giden bir asansöre binde ve üstün yönetim merkezine doğru inmeye başladı. yaklaşık 10 dakika kadar indikten sonra sonunda oraya vardı. birden çelik otomatik kapılar açıldı. bembeyaz bir ışık kapı sızdı asansöre ve açılan kapının ardındaki odayı görünce kazım'ın gözleri yerinden fırladı. çünkü o oda da ...
    4 ...
  16. 9.
  17. bütün devlet başkanları oturmuş tartışıyorlardı, gözlerine inanamadı kazım. çünkü hepsi birden hangi ara gelmişlerdi. biraz sonra anlayacaktı ki o başkanların hiç biri gerçek değildi hepsi hologramik görüntüydü. söz istedi kazım..
    0 ...
  18. 10.
  19. bütün devlet başkanları bulunuyorlardı, "u" şeklindeki bir masaya dizilmiş, insanlığın kaderi hakkında tartışma yapıyorlardı.
    bir general, kazım ın elini sıktı ve "hoş geldiniz" dedi. kazım hala şaşkındı. "neredeyim ben" dedi.
    "yerin 176 metre altındasınız kazım bey."
    kazım ın dili tutulmuştu, "buyrun" dedi general ve boş bir sandalyeyi gösterdi.
    kazım oturunca, ingiltere birleşik krallık başbakanı james fourgunson "herkes tamam olduğuna göre başlayalım artık ha, ne dersiniz dedi(ing tabi).
    kazım neden orada bulunduğunu bilmiyordu.
    0 ...
  20. 11.
  21. yer: konya-havzan etliekmek
    tarih: 28.01.2031
    saat: öbürgünden bir önce.

    opterya etliekmeğin son lokmasını yedikten sonra sakince ayağa kalktı.

    hesabı ödeyip mekandan dışarı çıktığında arkasında etliekmekçinin adı göründü. opterya konya'daydı. bir dakika önce çorumda görülen aynı adam, aynı anda iki ayrı yerde miydi, yoksa aynı anda iki adam mıydı ? ne ayaktı bu opterya? kaç tane opterya vardı? anlaşılan biri bunları çoğaltıp çoğaltıp salıyordu.
    1 ...
  22. 12.
  23. yerin altındaki toplantı tüm hararetiyle sürüyordu bu sırada.
    masanın ortasında devasa bir hologram dönüyordu, opteryanın hologramıydı bu.
    toplantı başkanı olan abd başkanı nın sözü kesildi ve kulağına gizli servis tarafından bir şeyler fısıldandı. "gelsin" dedi başkan ve kapılar açıldı.
    içeri giren caferdi, iq su 400 olan cafer.
    uluslararası gizli bir birimde çalışıyordu. ilerledi ve masanın başında durdu, başını kaldırdı ve holograma baktı.
    "araştırmalarımız gösteriyorki bu kişi, sadece çorumdaki o malum olay olduğunda sinyallerin kilitlendiği, pusulaların bile ona döndüğü, radarda beyaz, büyük bir nokta oluşturan biri değil. aynı anda bir çok yerde, şu ana kadar 7 ayrı ilde, aynı zamanda bulunduğunu doğruladık.
    bir dakika" elini kulağında götürür ve devam eder "8 oldu".
    1 ...
  24. 13.
  25. aniden kapı vuruldu.
    -tak tak tak.
    cabbar kapıyı açtı.
    -efendim gitmemiz gerekiyor.
    cabbar ceketini aldı ve çıktı. zırhlı bir özel araca bindiler ve ilerlediler.

    yer: çorum gökbilimleri araştırma merkezi
    tarih: mecbur tarihte durdu şimdilik
    saat:günde iki defa doğru göstermeye devam ediyor.

    sesler yükselmeye başlar.
    cafer eliyle konuşmaları keser ve devam eder.
    bu opterya yı başımıza salanın allah (c.c.)bin belasını versin.
    "senin bok yemen demi la" der abd başkanına dönerek.
    0 ...
  26. 14.
  27. odadakiler birbirine baktı şaşkınlıkla, fransa temsilcisi cafer e döndü ve "eminim mantıklı bir açıklaması vardır" dedi.
    cafer gülümseyerek "her şeyin mantıklı bir açıklaması vardır fakat bunun anlayabileceğimiz türden bir mantık içerdiğini sanmıyorum" dedi.
    0 ...
  28. 15.
  29. çin başkanı girdi konuşmaya.
    -zeki ile çorum semalarındaki cismin bir alakası olmalı.
    devam etti;
    -peki ya gökyüzündeki cisim o neyin nesi?
    0 ...
  30. 16.
  31. "mükemmel bir küre olduğunu biliyoruz, 40 metre yarı çapı var ve gökyüzünde nasıl asılı kaldığını hala çözemedik" dedi cafer çin başkanına dönerek.
    0 ...
  32. 17.
  33. Cafer çin başkanına cevap verdikten sonra halkın güvenliği sağlamak kadar önemli bi konu olan leblebi stoklarını taşıma konusuna geçilmiştiki optelya salonun ortasında caferin arkasında belirdi. bütün devlet başkanları bağırmaya başlamıştı. içeri askerler girdi ve büyük bir gürültü ve parlak bir ışık saçıldı. optelya ve cafer gitmişti...
    0 ...
  34. 18.
  35. optelya cafer e baktı küçümsemeyle,
    cafer de optelya ya baktı telaşla.
    "ne istiyorsun benden!" "neredeyim" "kimsin sen ha!" dedi, cafer bağırarak.
    "istediğim sorudan başlıyabiliyor muyum?" dedi optelya aynı küçümseyicilikle. "kendini zeki sanıyorsun demek".
    0 ...
  36. 19.
  37. opterya bir leblebi tanesini iki parmağının arasına alarak "işte" dedi.
    -işte bu. hiç bir zaman kıymetini bilmediniz.ne leblebinin ne de niğde gazozunun.
    cafer anlamsızca opterya'ya bakıyordu.
    0 ...
  38. 20.
  39. bu sırada cafer ve zeki yani namıdiğer opterya, tarlanın ortasında konuşmaya devam ediyorlardı.
    "nasıl geldim buraya!.. biz..biz ışı..ama nasıl olur? nasıl!" dedi kekeleyerek cafer,
    "hahaha en zekiniz bile bu kadar aptalmış demek ki!"
    "en zekiniz mi? sanki başka bir türden bahsediyormuş gibi söyled.. bi' dakika sen insan mısın ki?"
    1 ...
  40. 21.
  41. o romanlar elbette güzeldir. fakat o romanları çalıp prim yapmaktan korkuyorum. aynı şekilde gelecek için fikirler ve icatlar. hiç birşeyin garantisini vermeyiz.
    0 ...
  42. 22.
  43. her ne kadar kafası karışsa da cafer kendini topladı ve konuştu:
    -buralar hep çayırdı, siz kime bakmıştınız?
    kadın fazla düşünmeden cevap verdi:
    +kime bakacağım elbette size ancak fazla zamanım yok geri dönmeliyim! benimle gelmelisiniz!
    cafer ne kadar salak bir insan olsa da bunun anlamını biliyordu, çok basitti, ya kadın bu gezegenden değil ya da bir seri katil ve onu evine götürmeye çalışıyordu, iki seçenekte gayet makul gelmişti. hemen yanıt verdi:
    -biniyorum arabaya o zaman?
    +elbette bininiz çabuk olun!
    -bu kadar acelenin sebebini bir öğreneyim mi bağyan?
    +senin kadar yakışıklı ama salak bir insan görmedim, ama anlatacağım.
    kadın soluksuz bir şekilde olayları anlatmaya başladı:
    0 ...
  44. 23.
  45. devam etti opterya sakinliğini bozmayarak.
    "siz neandertallerin yok olduğunu sanıyorsunuz hala sanırım"
    "ne! neand... hayır hayır imkans... sen.. sen"
    "kes kekelemeyi" sesi gür çıkmıştı opterya nın, devam etti "evet, ben bir neandertalim, türümüz yok olmadı. asırlardır gizlilik içinde yaşıyoruz, eh bi' kaç hatamızı yakaladınız tabi fakat büyütülecek bir şey değildi bu. kocayak diye bilirsiniz siz o hatalarımızı"
    1 ...
  46. 24.
  47. bu sırada bütün dünya, çorum civarlarında, havada asılı duran küreyi konuşmaktaydı.
    kimi insanlar kıyametin geldiğini söylüyor kimileri bunun hükümetin bir işi olduğunu dile getiriyordu.
    dünya basınında konuşulan başka bir konu yoktu, bilim insanları ardı ardına açıklamalar yapıyordu.
    0 ...
  48. 25.
  49. devlet başkanlarının toplantısının ardından alınan kararla rusya ve abd füzeleri ile çorumda havada aslı duran küreyi vuracaktı. türkiyede olağan üstü hâl ilan edilmişti. orduda bütün izinler iptal edilmişti ordu savaş durumundaydı...
    tüm gözlemlerin sonunda saat 08.31 de abd ve rusyadan füzeler ateşlendi. tek bir hedefe kitlenmişti füzeler. havada asılı duran küreye...
    ama imkansız bir olay oldu atılan ilk 10 füze türkiye sınırları içerisine girince yön değiştirmiş ve çorumdaki nohut tarlalarına düşmüştü... operasyon iptal edildi... füzeler neden hedef değiştirmişti? çorumlu bilim adamları kürenin etrafındaki manyetik alandan şüpheleniyorlardı... ama anda yeniden toplanan devlet başkanlarının olduğu salona bir anda bir çuval leblebi ile opterya geldi... kapıdada cafer belirmişti... opterya çuvaldaki leblebileri yere dökerek konuşmak için boğazını temizledi. ama o bir insan değildi. salonda çıt çıkmıyordu... opterya leblebi çuvalını göstererek söze başladı.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük