Yağmur sesi favorimdir, gök gürlemesi eşliğinde.
Kalabalık kafe sesi diyeceğim ama türkiyedeki kafelerde o sesi duyamazsınız, arkada klasik müzik çalarken, insanların çatal bıçak sesleri, boğuk kahkahaları ve diyaloglarını duyarsınız.
Şöminede odun ateşi yanarken patlayan ateş kıvılcımlarının çıkardığı ses, içinizi yumuşacık yapar, lezzetlidir.
Şef bıçağının, incir ağacından yapılma kesme tahtasının üstünde taptaze eti keserken çıkardığı sese bayılırım, adeta kayar gider derin derin.
Rahatlamış kadın sesidir, yorgun düşmüş olsa da dinlendiğini hissedersiniz, gırtlağından bir inleme sesi gelir hafif tebessümle, mmhh...
Akarsuların kayaların üzerinden fışkırttığı su sesine bayılırım, öyle huzurludur ki, ferahlığı size can verir.
Şehrin kalabalık sesini seviyorum ama tepeden dinlemeyi, 50. Kata kadar uzanan korna seslerini ve insan uğultularını.