büyük bir sorunsal hakkaten.
çözümü de moderatörlerde.
bundan kelli yeni yazar alımlarında ikametgah, soy kütüğü, etnik kökeni esas alınsın ki her biri birbirinden kaliteli entryler ahenkle dansetsin sözlüğümüzde.
iyi hoş da,
bir çalişki de yok gibi değil, o zaman edebiyat ve sanat tarihinde soylu, saraylarda yetişmiş, aristokrat yazarların varlığının o kadar olanağa ve eğitime rağmen neden çok azınlıkta olduğunu, en büyük insanların hep çocukluğunu ve gençliğini yokluklar, çok kötü koşullar altında geçirmiş insanlar arasından çıktığını nasıl açıklayacağız.
yani nasıl açıklayacaksınız.
evet sol framedeki başlıklar olsun, girilen entrilerdeki sığlıklar, kadına bakış olsun rahatsız edici.
ama bunun nedeni olarak sadece varoş kültürünü göstermek de sığ ve elitist bir yaklaşım.
devrim yangınlarının varoşlardan başladığını bilmeyen kişilerin götten salladıkları sorundur.
bu kişiler hem varoş insanını kötüler hem de varoş insanının arasına fitne fücur sokar, devrim yapmak için varoş desteğini almaya çalışır. önemsemediğin kitlenin desteğini ne yapacaksın a dallama? demek ki senin sisteminde de ezilecek kesim olacak ki varoşu da istiyorsun.
peşin edit: bu başlığı açan kişinin de sol görüşlü olduğunu entrysinden anlıyoruz. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, hani halkların eşitliği? diye soruyoruz.
varoşta açan gül misali heba olan bir yazarın haklı çığlıdır bu başlık. haklıdır çünkü namusu demodeliğe, doğudan gelmeyi varoşluğa, kürt olmayı faşistliğe, amatör ruhu çaylaklığa yüklemiş, yanına biraz sosyoloji bilmişliği katıp **üstüne de sosyetik bir fiyonk atınca cillop gibi paketleyip etiketimizi yapıştırmıştır kendisi. sağolsun varolsun. ha bu arada beyaz çoraplar için kusura bakma raconumuz böyle, ev de dağınık ama gecekondu işte o kadar olur. sen geç otur seda başlayacak birazdan. *
(bkz: hoşgeldin yüreğime)
köylüleri aşağılayan, atatürkçü zihniyetten uzak, kafası sözlükteki beyaz türklere yalakalık yapmaktan başka bir şeye basmayan bünyenin son isyanı. ne oturdu içinize bu kadar sorarım size?
varoşluk nedir.bir kültür doğurabilicek bir yapılanmadır. neden çünkü şehir merkezi uzağında kurulan alt ekonomili,alt şehir yerleşkesidir ancak varoşların da bir kültürü olduğunu düşünürsek,ve bu sözlük ortamlarını eğlenceli kılanın da renkli kültürler olduğunu düşünürsk, bu başlığı açmanın bir varoş kompleksinden geldiğini anlarız. şuan bu sitede entrylerini yalıdan girenlerin olabiliceği gibi, bir gecekondudan da giren olabilir.bu gerçeği göz önünde tutmamak belki de gerçek varoşluğun verdği cehalettir. düşünce yapısı bozuk insanlar, yobazlar varoşlardan değil gördükki türkiyenin heryerinden, plazalardan,çankaya'larda da çıkıyor. varoşlara ayna tutanın zenginler olduğunu kimse görmüyor, göremiyor.yazık...
muhtemelen plazalardan bakınca görülebilen bir sorun, yoksa; biz ormanın içindeyiz, ağaçtan başka birşey görmüyoruz.
benzer jargonun necip türk basınındaki sesi, duayen gazeteci-işadamı ertuğrul özkök de benzer şeyler keşfetmiş bu ara, habire pompalıyor; bilirsiniz canım: mahalle baskısı işte...
gelmeyin kardeşim buralara, buralar kurtarılmış bölgeler, acayip baskı yaparız size...
yanlış ve düşmanca anlatımından dolayı çok tiksindiğim ama maalesef içten içe doğru olduğunu bildiğim sorun.
zira sozlugun hali ortada. bunu başka şekillerde anlatabilirdik ama üzgünüm sozlukteki bütün yazılar bu psikojinin bu insanlığın ürünü. hepsini genellemiyorum ama çoğu böyledir.
ey varos sözlük yazarlari gelin hepinizi muassir medeniyet seviyesine cikartayim ve yontayim biraz. üsenmeyin gel,in iskocyada ki şatomda adap-i muaseret dersleri vereyim, biraz felsefe, biraz tarih cokca da edebiyat dersi vereyim. sizleri cizgili pijamali gaffur paşa mertebesinden bobby tatketcap, burma kaslı rüstem pasa hatta feridun çölgecen kategorisine cikartayim. o haydi...
matrak bir yana (yukardaki paragrafi yazmasaydim catlardim) türkiye cumhuriyeti tebasi gitgide kültürel ve düsünsel anlamda kabizlasmakta ve gitgide cahil siyasetine gömülmektedir. düsünmektense (ki düsünmeyi bildiği pek iddia edemez) sloganist bir amigo tavrina girmektedir. onlar ve biz ayriminin içine gömülen hayati siyah ve beyaz olarak gören, diger ara renklere karsi kasti olarak gözünü kapatan daha da dogrusu kapatirilan bir gruh olmaktayiz. hele de anlamaktansa yargilamaya tercih eden (bir bok bilmeden en bayaği ve köylü kurnazliği) bir toplumun uludag sözlük bir yere yansimamasi imkansizdir. sözlükte 24 ayar davarlar yok mudur? vardir hemde tonla. ammavelakin bir gözü kapatip iyi olanlari kafasi calisanlari yani sapla samanin ayiklamsini yapmak kişilere düser.
düşünce ve ifade özgürlüğü sözde de olsa yokmudur bu ülkede. özgür bir alan olarak gördüğüm bu sözlükte ayrım yapılması ve ifadelere alçaltıcı sıfatlarla yaklaşılması ne derece medenidir..???