öncelikle 50 karakter sınırından dolayı uludağ sözlük yerine ulu sözlük yazdığımı belirtmek isterim.
evet efendim!
yazar olduktan sonra başlayan ve sol frame' i sıklıkla takip edenlerde, baş gösteren bir sendromdur bahsi geçen durum.
hastalığın hikayesi şöyle: özellikle hit olan başlıkları takip edip, ilk başlarda entryleri güle katıla*** entryleri okumaya başlayan normal veya normal üstü zeka seviyesine sahip bir yazar; zamanla söz konusu entryleri karalayan ergen gerisi sığırlarla, yer yer benzer şekilde düşünmeye başladığını esefle fark eder. bu ilk tehlike çanıdır.
ilk tehlike çanı diyorum, zira bu nevrozlar tedavi edilmediği takdirde, ilerleyen safhaları daha da tehlikeli olabilmekte.
örneğin arkadaşlarınızı yemek yemeye bir yere götürdüğünüzde; arkadaşınızın; ''aga ben bu testi kebabını sevmedim fazla'' yorumuna karşılık; '' ya sev, ya terk et burayı, yediğin kaba sıçmayı da kes '' tepkisini vermişseniz eğer tamamen içine vermek üzere olduğunuzu bildirmek isterim üzüntüyle.
yahut; hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığınız bir ergenekon tutuklusunu izlerken, oh iyi oldu, '' laikçi fırlatmaya, postal yalayıcısı '' diye içinizden geçirmişliğiniz varsa, ivedilikle bilgisayarınızı pencereden atın. bir daha da hiçbir vasıtayı kullanmayın online olmak adına!
evet bu sözlüğün çoğunluğunu teşkil eden kemalisti de, dinci adı da verilen siyasal islamcısı da, ana kütle itibariyle zeka gelişimini tamamlamamış, sağlıklı düşünemeyen, çeşitli ideolojilerin etkilerine daha da küçük yaşlardan itibaren yüksek dozda maruz kalmış olduğundan, daha açık ifadeyle cemi cümlenin gözü önünde beyinlerinin ırzına geçilmiş olması hasebiyle beyin amcıklamasından muzdarip zavallılardır.
dolayısıyla objektif, özgür ve sağlıklı düşünme yetilerini kaybetmişlerdir. müridi* haline getirildikler fikirleri, hiçbir noksanı yokmuşcasına, cahil fanatizmiyle savunma gafletindedirler.
bunu yaparken kullandıkları doneler; sıradan, bayağı çoğunlukla hükmü kalmamış, üzerinde düşünülmeden ezber edilmiş safsatalardan öte değildir. başka hiçbir platformda varlığına izin verilmeyen,fakat uludağ sözlük' te gerçek anlamda prim yapabilen faşist güruhdan daha hiç bahsetmedim farkındaysanız. haklarında konuşmayı da gereksiz görüyorum açıkcası.
benim gibi hisseden bir çok yazarın olduğunun da farkındayım.
bu yüzdendir ki, yazar olana kadar; zekasını ve ruh sağlığını, hepsinden de önemlisi bireyi birey yapan özgür düşünme yetisini kaybetmemiş tüm yazarlara önerim, eğer uludağ sözlük' ü okuyacaksanız tercihiniz; merak ettiğiniz bilgileri, en azından entelektüel,teknik bir arka planı olmayanların, hakkında daha az yazabilecekleri, spesifik konularda olsun. gerçekten bu başlıkların altında zekasından ve bilgi birikiminden feyz alınabilecek kıymetli yazarlara rastlanmakta, bunu da inkar edemem. ama bu açıdan bile okuduklarınızın çok tatminkar olacağını ummayın! çünkü bu başlıklarda dahi dili uzamış, bilgisiz ama cahil cesaretine sahip hadsizlerin sayısı da hiç az değil ama neyse diyelim.
zaten ekşi sözlük ve itü sözlük gibi organizasyonlar varken, bunun da bir gereği yok ama illa uludağ okuyacam diyorsanız yani, bilginize!
kısacası aklınıza mukayyet olun, çoluk çocukla da bir olmayın, lütfen.
Zeka gerilemesi diye bir terim yoktur, öğrenmede güçlük çekme, yavaş öğrenme gibi durumlar vardır. Öncelikle zeka gerilemesi diyerek, yeni terimler oluşturan yazarımızın, kendi tespitidir, saygı duyulmalıdır. Yine de zeka gerilemesi diye bir şey yok!
üzüm üzüme baka baka kararır. körle yatan şaşı kalkar ata sözlerinde anlatılmaya çalışılan olaydır. sol frameye bakarsanız ne dediğimi anlarsınız. zeka seviyesi biraz ilerlerse geri seviyesine ulaşacak yazarların negatif etkisidir.