Istanbul herkesin yaşamak istediği şehir. içinde yaşamak için nice canlar verilmişti. Süleyman yolda istanbul'a giderken bunları düşünüyordu. O bunlara göre çok daha az bir bedel ödemişti. Üniversite sınavını kazanmıştı sadece.
birden hava kaskatı kesmişti, her yer buz tutmaya başlamış ve sanki mutluluk hayattan kendini çekmişti.. havadan süzülen siyah pelerinli ruh emiciler "voldemort","voldemort" diye bağırıyordu.. bunların araç vapurunda ne işi vardı acaba.. birden havada kahverengi bir delik belirdi ruh emicilerin önünde, el freni çekemeyen ruh emiciler deliğe girdi.. sonra neden birden hava aydınlanmaya başladı ve değiliğin içinden ufak bir kız yere doğru düşmeye başladı ve mahmut'un kollarında buldu kız kendini, "harika memleket sizinkisi", "benim adım kezban.". mahmut şaşkındı, elindeki ösym kadığını uzattı kezban'a..
koyunden haber gelmisti köyündeki çocukluk askı kezban orospu olmustu bir anda cildirdi sanki dunyalar basına yıkılmıstı zaten kogus agasınada itaat ediyordu bir anda sikerim ulan ananizi dedi kogus agasina ve bi guzel dayak yedi ve yarınıda dus alırken sabunum dustu bahanesiyle gibtiler evet artık bir nonostu yıllar birbirini kovalarken hapisden cikiverdi birgun ve hemen araba carpti ve orospu cocugu soferdee durmadi ve hastane cok uzak oldugu icin oraya hapishanenin hastanesine goturduler ve ordada bir yil tedavi gordu ve tedaviler sonucunda kisirlasmisti.