gerçekte çok sessiz ve sır küpü olan, döneminin en büyük siyasetçisi.
dizide canlandırılan; bütün planlarını bağıra bağıra sağa sola anlatan, herkese güvenen, ağzında bakla ıslanmayan edebiyat erbabı ile uzaktan yakından alakası yoktur.
bir zamanlar jön türkler’in fransa paris’te basılıp memleketimize sokulan gazetede “akşam yemeğinde bebek yediği” iftirası dahî atılmıştır ki bunu iddia edenlere “çüş” demek merkeplere hakaret olur.
kendisine bu ve benzeri ithamlar yapan jöntürk’lere verdiği tarihî ayar hem iktidar sahiplerini hem muhalefet yapanları utandıracak cinstendir:
“kendilerine jön türkler denilen kimseler aslında üç -beş kişidir. bunlar yıllarca avrupa'da benim aleyhimde çalışmışlar -benim aleyhimde çalışmanın vatanın da aleyhinde çalışmak demek olduğunu düşünmeden- yazmışlar, çizmişler, söylemişlerdir. çıkardıkları gazeteleri gizlice memlekete sokmanın yolunu -büyük devletlere arkalarını dayayarak- buluyorlar, yabancı postahânelerden de yabancı uyruklu kimseler aracılığı ile çekip şuna buna dağıtıyorlardı. yıllar yılı, ciddî sayılabilecek bir tesirleri olmamıştır; ciddî sayılacak bir fikirleri olmadığı gibi... fakat ben buna rağmen, kendileri ile alakalandım. yabancı memleketlerde parasızlık yüzünden bazı şeylere katlanmamaları için, gazetelerini satın almak bahanesi ile büyücek yardımlarda bulundum, bazı kimselerin memlekete para göndermelerine göz yumdum. tek yabancıların maşası olmasınlar, muhalefeti -yanlış da olsa- namuslu kalsın diye!..”