Anadolu'da birçok kentte bulunan camidir,en meşhuru tartışmasız Bursa Ulu camidir,bursa ulu cami içinde bulundurduğu yüzü aşkın devasa levha,caminin orta yerindeki şadırvan ve tamamen ağaç işçiliği olan minberi ile tanınır.Bursa Ulu cami ayrıca kimi din adamlarınca mekke mescidi haram,medine mescidi nebevi,kudüs mescidi aksa ve şam mescidi emeviye'den sonra islamın 5.en yüksek camii mertebesinde olarak kabul edilmiştir.
çok kutsal bir emaneti barındıran bir camimizdir ulu cami, ve belki de pekçoğumuz bilmiyoruz bunu. giderseniz dikkatlice, neye baktığınızın bilincinde olarak bakın diye söylüyorum.şöyleki, vakti zamanında yavuz sultan selim mısır seferinden elde ettiği gelirlerle mekkenin onarılmasını istemiş.ilk önce de kabenin onarımından başlanmış ve örtüsünün değiştirilmesinin gerektiği düşünülmüş ve yeni bir örtü yapılmış.eski örtüyü de yavuz sultan selim bizzat kendisi bursa ulucamiye gelerek kendi elleriyle asmıştır. orjinalliği uzun yıllar korunmuş ancak restorasyon hatasından dolayı rutubetten hasar gördüğü tesbit edilmiş. en son gittiğimde minberin sağ üst köşesinde bulunuyordu ve hiç bir hasarını görmedim ben.sanırım son bir kaç yıldır yapılan onarım çalışmaları içinde kabe örtüsünün de hasar gören yerleri düzeltilmiş, yada ne olursa olsun kabeden geldiği bilindiği için kusursuz görünüyor gözüme.
bursa'nın kültür dergisi güneybursa'nın 1. sayısında yayınlanmış, reşat karış'ın kaleminden ...
ulucami : tarihin tacı bursanın miracı
bursa denildiğinde akla ilk gelen değerlerden en büyüğü camii-kebir şimdiki ismiyle ulucamiidir. birçok tarihi hikmet ve olaya tanıklık etmiş olan bu ulu mabed, künyesinde taşıdığı ululuğu fazlasıyla hak ediyor.
yıldırım beyazıd han niğbolu seferine çıkmadan önce seferin zaferle sonuçlanması için, 20 cami adar. sefer zaferle sonuçlanınca adağını yerine getirmek üzere bugünkü ulucamiinin yerinde karar kılınır. yıldırım beyazıd han 20 camii adağında bulunsa da devrin en büyük alim ve velilerinden biri olan, ayrıca damadı emir sultan hazretleri 20 camii yerine 20 kubbeli camii kefaret için kafidir der. lakin bir sorun vardır. camiinin yapılacağı yerde yaşlı bir kadın her ne kadar arazisi için değerinin çok üstünde bir meblağ verilse de yerini vermek istemez. evim de evim der durur.
yıldırım beyazıd han divanı toplar. kadılar da divanda mal onun değil mi satarsa satar satmazsa satmaz der. şimdi kendimize şu soruyu soralım. devlet-i âli osman adaleti mi yoksa türkiye cumhuriyeti adaleti mi bağımsız? sultan beyazıd eli kolu bağlı yine damadına gider. emir buhari beklemesi tavsiyesinde bulunur.
yaşlı kadın rüyasında bir gün mahşer meydanını görür. herkes rasulluh efendimizin şefaatine nail olmak için yanına koşar fakat yaşlı kadının bırakın yürümeye kımıldamaya mecali yoktur. kaçan büyük nimetin üzüntüsünden fergat figan ağlamaya başlar. işte tam o sırada emir sultan hazretlerini görür.
-herkes peygamber efendimiz (s.a.v)in şefaatiyle cennete giderken ben burda tek başıma kaldım der.
emir buhari de yaşlı kadına:
-kurtulmak istiyor musun?
kadın öyle bir candan söylerki:
-hiç istemez miyim?
-o zaman sultanımızı üzme!
ertesi gün kendi ayağıyla gelir ve üstelik yeri için verilen parayı camiye bağışlar.
böylelikle evliya çelebinin bursanın ayasofyası olarak andığı ulucaminin temelleri 1396da atılmış ve yapımı 1399da tamamlanmıştır. kadının vermemek için direttiği ancak gördüğü rüya dolayısıyla verdiği arazi devrin alimleri tarafından namaz kılınması yerine biraz rızasız olduğu için şadırvan yani abdest alma yeri olarak kullanılması tavsiye edilir. bu şadırvanın suyu seyyahımız evliya çelebiden rivayetle uludağdan gelmektedir.
daha sonra sıra ulucamiinin açılışına gelir. geleneksel olarak camii açılışı yine cuma günü yapılacaktır. sultan beyazıd ilk cuma namazını kıldırması ve hutbeyi okuması için emir sultana teklifte bulunur. emir sultan bu teklifi reddeder ve bursada benden daha alim zat vardır. bu şeref halk arasında ekmekçi koca olarak bilinen şeyh hamide aittir. der. somuncu babaya ulaşılır. somuncu baba sırrının fâş olunduğunun farkındadır ve bu düşüncesini şöyle ifade eder hay emir hay! niçin beni fâş ettin somuncu baba yaptığı bereketli ekmekleriyle biliniyor. ulucamiinin yapımında çalışan işçileri manevi fırınında pişirdiği ekmeklerle doyurmuştur.
bursa ulucamiinde ilk cuma namazı hutbesinde fatihaya verdiği 7 değişik manayla ne kadar alim ve veli bir zat olduğunu herkes anlar. fatihaya mana verirken ilk verdiği manayı herkes, ikinci manayı cemaatin bir çoğu anlamıştır. üçüncü verdiği manayı yarısı anlamıştır. dördüncü verdiği manayı cemaatten az bir kısmı anlamıştır. beşinci verdiği manayı da cemaatten çok az bir kısmı anlamıştır. altıncı manayı verdikten sonra bu manayı sadece iki kişi anladı der hutbede. bu iki kişi emir sultan hazretleri ile kendisidir. lakin yedinci manayı sadece kendisi biliyordur.
namazdan sonra camiiden çıkarken herkes elini öpmek ister. rivayete göre herkesin elini öpebilmesi için somuncu babanın o gün 3 kapıdan da çıkarken görüldüğü o gün olaya şahit olanlar tarafından dile getirilmiştir.
şeyh hamid şöhreti sevmemektedir. bu yüzden bugünkü şehreküstü meydanında bursa halkıyla vedalaşarak şehirden ayrılır. her ne kadar bugün o günün manevi hatırası unutturulmak için kullanılan fomara meydanı ismine inat, benim gibi birçok insan şehreküstü meydanı tabirini kullanıyor. ayrıca şöhret ve cüzdanlarının peşindeki günümüz ulemasına da allah somuncu baba ahlakı versin.
bursa ulucamiinin imamlığına divan imamıyken mevlid şairi süleyman çelebi getirilmiştir ve 1421 yani vefat edinceye kadar bu görevini ifa etmiştir. mevlid şairi demişken mevlidin yazılma hikayesine de tanıklık eden ulucamiinin bir hikmete daha vesile olduğuna şahit olacaksınız. 1409 yılı ramazan ayı ikindi namazından sonra ulucamiide kürsüye çıkan vaiz efendi resuller arasında fark yoktur ifadesini kullanınca, cemaatten biri itiraz eder. peygamberlik yönüyle fark olmasa bile efendimiz muhammed mustafa (s.a.v) fazilet açısından üstündür der. bu konuşmaya şahit olan süleyman çelebi kainatın efendisinin faziletlerini anlatan mevlidi yazmaya karar verir. mevlid türkçe yazılmıştır. yaklaşık 100 beyittir ve her satırında 11 hece vardır.
mimarı ali neccar olan bursa ulucamii türk-islam sanatının ilk ve en güzel örneklerindendir. askılı ve sabit 192 levhası var olduğu söylenen bursa uulucamiinin 1950 yılında kazım baykalın yaptığı tasnif ve sayıma göre 105 levhası bulunmaktadır. zamanla bu levhaların bir kısmı korunma amacıyla kaldırılmıştır. 13 ayrı yazı karakteri ve 41 ayrı hattat tarafından yazılmış, çok zengin hat sanatları örneklerine sahip olması dolayısıyla bir nevi hat sanatları müzesi gibidir.
bursa ulucamiinin bir kitap konusu olacak kadar önem arz eden tarihi minberindeki şekillerden bahsetmeden olmaz. araştırmacı fevzi ülgü alsancak 1980den beri yaptığı incelemelerle minberdeki şekillerin güneş sistemi olduğunu ispatlamıştır. yapılan incelemelerde kabartma motifler halindeki gezegenlerin birbirlerine ve güneşe olan karşılaştırmalı büyüklük ve uzaklıkları da yapılan işçiliğin rastgele değil, bilimsel olduğunu da ispatlıyor. hatta 8 gezegenin aksine plüto ayrı düzlemde dolanmaktadır. bu bile motifte işlenmiştir. o yıllarda avrupada kadın insan mıdır değil midir tartışılırken, osmanlıda bir işçinin işlediği bu motif osmanlının bilime verdiği önemi ve çağının ne kadar ilerisinde olduğunu ispatlamıyor mu? peki biz torunları iddasında olduğumuz türkiye cumhuriyeti vatandaşları olarak çağımızın neresindeyiz? ayrıca minberin giriş kapısının üzerindeki kitabede osmanlıca yıldırım beyzıd han tarafından hicri 804 (miladi 1402) tarihinde yaptırılmıştır ibaresi yer almaktadır. yine sarmaşık tırabzanların sağ çıkış ikinci kolonu üzerinde süsleme motifine uygun sülüs tarzda yazılmış, devaklı abdülaziz oğlu mehmet ibaresi yer alıyor. sanatkarın bu imzası son yıllarda fark edilmiştir.
bursa ulucamiimizin bir diğer en büyük özelliği din-i celili islamın manevi olarak en büyük 5. ibadethanesidir. ismail hakkı bursevi, molla gürani, akşemsettin, molla fenari, emir buhari (emir sultan), somuncu baba, mehmet emin tokadi, aziz mahmut hüdayi gibi büyük alim ve veli zatların ittifakıyla sıralama şu şekildedir:
1. mescid-i haram (mekke)
2. mescid-i nebevi (medine)
3. mescid-i aksa (kudüs)
4. emeviye camii (şam)
5. bursa ulucamii
yine sağlam ve güvenilir kaynaklardan rivayetle hızır aleyhissealamın hergün en az 1 vakit namazı bu ulu mabedde kıldığı söylenir. hazır mübarek ramazan ayı da teşrif etmişken bu güzel camimizde bol bol namaz kılıp, vatanımızın ve milletimizin refah ve mutluluğu için dua edelim. kim bilir belki hızır aleyhisselam ile yan yana namaz kılmakta nasip olur. böyle büyük bir şerefe nail olmayı kim istemezki. ankarada kocatepede alamadığım manevi haz ile yeşil bursamızın bu ulu mabedinde aldığım manevi haz arasındaki fark belki de bundan olsa gerek diye düşünüyorum şimdi.
bu güzel hadise ve şereflere nail olmuş bu eşsiz mabedin kanlı gözyaşı döktüğü dönemlerde olmuş. bunlardan biri timurun yıldırım beyazıd hanı 1402 yılında yenilgiye uğratması ve bu tarihten sonra tekrardan canlanan karmanoğullarının bursayı işgalleri sırasında camii-kebirin duvarlarında odun yakması, hatta timurun ordularının camiiyi at ahırı olarak kullanması, tahribata uğratılmış ve günümüze ulaşamayan levha ve yazılarının da en büyük müsebbibi.
1855 tarihindeki depremde büyük hasar gören bursa ulucamiinin hasar gören kubbe, kemer, kasnak gibi yerlerinin onarımı için hristiyan ve yahudi bankalarından borç istenmiş. onlar da camiinin pencerelerinde hac ve yahudi işareti olması şartıyla borç yerine hibe verebileceklerini söylemişler. mecburen kabul eden fakat daha sonra oyuna geldiklerini anlayan devlet idarecileri tarafından bir tanesi ibretlik olarak bırakılarak, diğer süsleme ve işlemeler kaldırılmıştır. kalan hac ve yahudi işaretleri en kötü günümüzde bile çıkarcılık yapmaktan çekinmeyenlerin olduğunun ibreti olsun" diye bırakılmıştır. kuzeye bakan kapısının sol üstündeki pencerenin üst kemerinde bulunan süslemelere baktığınızda muntazam kesilmiş 3 tane şekil var. bildiğimiz haç, yahudi yıldızı ve henüz neyi sembolize ettiği bilinmeyen bir şekil. aynı şekilde kuzey kapısının solundaki minarenin yanında bulunan pencerenin parmaklıkları diğerlerinden farklı olarak haç şeklindedir. etrafı da kilise mihrabı tarzında ve beyaz mermerdendir. allah aşkına biz bu hin oğlu hinleri kendimize köle yapabilecek durumdayken bile bu hinliği yapmadık da bu zalimler bize bu cefayı niye yaparlar? hala değişmediler. hiç değişecekleri de yok. irakta bunların soyları değil miydi camiilerimizi kışla olarak kullanan.
bu yazacağımı belki de bunu okuyacak birçok okuyucu ilk defa duymuş olacak. istiklal şairi üstat mehmet akif ersoyun istiklal marşımızda geçen değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli mısrasını bursa ulucamiimiz için yazdığını biliyor muydunuz? batı kapısından girince hemen sağında yer alan duvarlardaki demir halkalar birçok insanın dikkatini çekmiş fakat bu demir halkaların nerden geldiğini de çoğu kendine sormuş ve cevap bulamamıştır. işte ben size o cevabı veriyorum. o demir halkalara, yunanlılar bursayı işgal ettiklerinde yunan köpekleri buraya atlarını bağlamış. üstat akif de her mısrası bir ders ve hatıra niteliğindeki istiklal marşımızda bu zulmü o mısrayla dile getirmiştir.
işte bursa ulucamiimizden, günümüz sanatçısının da, siyasetçisinin de, gencinin de alacağı çok büyük dersler var. bu ulu mabedde saf tutanların alacağı manevi hazzı anlatmaya benim kalemim yetmez.
1 hafta önce, bursa'daki ulucamideydim. Arkadaş tuvalete kadar gitti, bende duvara oturdum sigara içiyorum.
Bi tane dayı geliyo bana doğru, ama tipinden bir arıza çıkacağı belli. Adam durduk yere nara atmaya başladı "La ilahe illallah.."
Başka zaman olaya mukabil kalan halkımızdan kimse adama arka çıkmadı. Dayı 2-3 adım daha attı, bu sefer "eşhedü en laaaa" diye başladı, baktım yine tınlayan yok.
Ve hayattaki en acaip "azalarak bitsin" mevzusunu orda gördüm. Leeaaa ilahe diye başlayan dayı, sonlarda kedi gibi mırıldanarak şahadetini bitirdi, gözden kaybolup gitti.
sırlı camii. minberindeki kabartma motifler güneş sistemiymiş. bundan 700 sene önce güneş sistemini çizmiş adam. ama dünyanın yuvarlak olduğu bile 300 sene önce kabul edildi. muhtemelen islam alimidir. ilgilenenler varsa;
islam dünyasında mertebe bakımından 5. sırada gelen muhteşem yapıdır. bursa'nın ve osmanlı'nın en görkemli camileri arasındadır. caminin iç bölümünde dünyanın en önde gelen hat sanatçılarının eserleri bulunmaktadır. içinde dolaşırken içinizi bambaşka bir huzur kaplar, adeta büyüler sizi. şadırvanından akan suyun verdiği huzur, en sinirli adamı bile kuzu gibi yapar.
Aksaray'ın şehir merkezinde bulunan tarihi camii'dir.
--spoiler--
Ulu camii, Karamanoğlu Camii adıylada bilinen Aksaray merkezinde yer alan camii.
Yığma bir tepe üzerinde bulunan caminin kitabesinde, 1408-1409 yıllarında Karamanoğlu Mehmet bey tarafından Mimar Mehmet Firuz Bey'e yaptırıldığı yazılır.
Anadolu Selçuklu Beyliklerinin tipik süslemeleri ile bezenmiş batı portali ile iç mekana ve doğu kale duvarlarına girilen, diğer yanda sağlam payandalarla desteklenen cami, yatık dikdörtgen bir plana sahiptir.
Mehmet Bey'in oğlu ibrahim bey zamanında 1482-1483'de büyük tamiratlar görmüştür. Bugünkü minaresi 1925'te yapılmıştır.
--spoiler--
Bununla beraber bundan 8 yıl önce restorasyon çalışmaları sırasında "yahu bu cami çatısında ki kum yığını da ne ola ki" diyen akıl küpü belediye cami çatısında bulunan kumu alır. Velhasıl kum alınancacami arkaya doğru kaymaya başlar gün be gün. 600 yıldır yerinden oynamayan cami restore edeceğim diyen kıt akıllılar yüzünden nerdeyse yıkılacaktı. Şimdi cami arkasında çelik destekler var. Cami arkaya kaymasın diye yapıldı.
yurdun birçok yerinde olduğu gibi erzurum'da da aynı isimle bulunan ulu cami'nin kapasitesi takriben 5 bin kişiliktir. bunun yanısıra birbirinden ilginç özelliklere sahip olan camiye girildiğinde etkilenmemek elde değildir.
bursanın sembolüdür ve islam maneviyatı açısından 5.sırada olan ibadet yeridir. boşuna değildir içine girince hoş bir koku ve tuhaf bir his insanın içini kaplar. hat sanatının işlenildiği başka bir örneği olmayan camidir. içerdeki su havuzunun da hikayesi vardır (önceki entrylerde yazarlar anlatmış tekrar yazmaya gerek yok) ama orda esasta bir mimari yorum vardır. su havuzunun bulunduğu yerin tepesindeki kubbe camdır, bu camdan süzülen ışık suya yansır. yani burda suyun azizliği vurgulanmıştır. tam bitmiş cami değildir dışardan bakıldığı zaman caminin cam duvarlarının köşelerindeki taş işlemesi süslerinin yarım kaldığı görülür. bu arada caminin üst taraflarında yapılmış kuş yuvalarını unutmamak gerekir.