3 aralık 2009 galatasaray panathinaikos maçı sonrası ilk defa hıncal'a bir konuda hak verdim. birilerinin artık bu oluşumu uyarması lazım. bu arabesk nereye kadar illallah lan. takım atağa mı kalkıyor, pozisyon mu yiyiyor, yanlış kararlar mı verilmiş, maç umurlarında değil, iç bayıltıcı bestelerle doksan dakikayı tamamlıyorlar. sanırsın sami yen'de beş yemişiz, gruptan cıkamamışız da, üzüntüden arabeske sarmışlar.
italyan ultras grublarından esinlenmiş grub.
türkiyenin en büyük taraftar oluşumlarından en yakın rakibleri g.f.b aziz yıldırım çarşı yıldırım demirören tarafından bitirildiği ve bitirilme noktasına geldiğikleri için istanbulun en büyük taraftar oluşumu.
aynı zamanda en vefalı taraftar grublarındandır. istanbulun diğer taraftar grubları trübünde hayatını kaybeden abilerinin kardeşlerinin ismini unutmuşken ultraslan da bu durum değişmemiştir.
keşke çıkıp şaka desen ne olur ALPASLAN DiKMEN
ultras'ın bir tribün anlayışı olduğunu bilmeyen hıyar oğlu trollskilerin ortalığa sıçıp batırmasına sebep olan oluşum. yıllarca gıptayla izlediğimiz as roma ultras da meğer atletico madrid'in o dünyaca ünlü(!) ultras grubundan çalmış adını.*
geçmişi aslen çok daha eskilere dayanan taraftar oluşumudur.Zira kurucuları sabahlama döneminin azınlıkta olan Galatasaray tarafında bulunan, sarı-kırmızı rengin onuru için çarpışan kimselerdir.
Ancak zaman içinde Galatasaray tribünleri açık bir dejenarasyona uğramışlardır.Çoğu zat bilmezler ki istanbul topraklarında tribünlerde toplu tezahurat ve yeni beste yapma kültürünü ilk başlatan Galatasaray tribünlerdir.Ancak ardı ardına gelen başarılı seneler Galatasaray tribünlerini yormuştur.14 senelik çileyi çeken taraftar profilinin yerine başarıya doymuş ve yorgun, aç olmayan yeni bir profil çoğunluk vuku bulmuştur.işte tam bu anda galatasaray tribünlerine yeni bir sinerji gerekmiş, bu sinerjinin oluşturduğu güce ultraslan ismi verilmiştir.
Amma velakin ultraslan oluşumu da maalesef zaman içinde büyük çalkantılı dönemler geçirmiştir, ve daha açık olmak gerekirse ultraslan oluşumu da dejenerasyona uğramış, bazı durumlarda yeterince gücünü ortaya koyamamıştır.Ancak bu durumun asıl sorumluları kendini ultraslan olarak gören galatasaray taraftarları kadar kendini ultraslan oluşumundan uzak tutan, hatta tribünsel her türlü aktiviteden kendini uzak tutan galatasaraylı taraftarlardır..Evet Galatasaray tribünü gerçekten zor bir tribündür, ancak ultraslan kimseden çekmediğini kendi kitlesinden çekmiştir.Galatasaray tribünlerinin en büyük sorunu bu işlevsiz ancak her türlü yıkıcı eleştiriyi türlü platformlarda yapan, misal olarak bir pankart boyanacağı zaman maddi bir destek bir tarafa "-gel kardeşim madem bu kadar eleştiriyorsun elini taşın altına koy" denildiğinde o güne özel bazı sağlık sorunları yaşayan, her türlü koreografi ve görsel şovu ancak stad içinde ifşa edilirken haberdar olabilen, elini eteğini hiç bu işlere bulandırmayan tipteki taraftarlarımız kendilerine gelmedikçe, bu tribün bu galatasaray bizim demedikçe hiç bir şeyi değiştiremeyeceklerini bilmelidirler.
sözün özü; meşalenin dumanını yutmadan, deplasman otobüsünde kıçına koltuğun demirleri batmadan her türlü çirkin iftirayı ultraslana yakıştıran, maç sırasında doğru düzgün tezahuratlara dahi katılmadan kendini tribün üstadı sayan ve bu duruma karşı doğal olarak bir tepki alınca çeşitli internet sitelerinde "-aaa tribünde anamıza küfrettiler bağırasımız kaçtı" tarzı şebelek cümleler kuran pasif ve yıkıcı amaçlı eleştiriler yapan taraftarlara ihtiyacı yoktur galatasaray tribünlerinin.galatasaray tribünlerinin tek oluşumu ultraslanın çok daha iyi yerlerde olmasını samimiyetle isteyen taraftarların daha aktif olmaları şarttır.
unutulmamalı ki galatasaray tribünleri geçmişten bize mirastır, emanettir.
bitmiş okeye dönen taraftar topluluğu. son fenerbahçe maçında başta ve 2. yarının hemen başında çektiği üçlü dışında oyuna hiç bir şekilde etkisi olmamıştır.
yukarıdaki yazıyı 4 gün evvel yazdım. ama bu yazıyı kafama bir kaç hafta önce yazmıştım zaten. bugün de ne kadar doğru olduğunu gördüm. gerçi bunun bir önemi yok ama taraftarın maça etkisinin çok büyük önemi var. rakip takımı strese sokucak, en azından maçın uzun bir kısmı konsantrasyonunu bozacak seyirci önemlidir. fenerbahçe'nin bu kadar iyi top çevirmesinin 2 sebebi vardır. 1 rijkaard, 2 taraftar. malesef yine söylüyorum, yeni stad yapılınca 2 3 maç dolacak, çoşkulu geçecek ama 2012'ye çoktan o stadın boş yere yapıldığı ortaya çıkacak. sen taraftarı bu kadar soyarsan, o stadı kimse doldurmaz.
dünya nın en saygılı taraftar topluluğu. geçen haftaki derbide 1500 fenerbahçe taraftarının tezahüratlarını o kadar saygılı ve sessiz biçimde dinlediler ki, çıtları bile çıkmadı.
dün itibariyle bir kamuoyu aydınlatması yayınlamış taraftar grubudur.
içerik olarak nerden bakarsan bak yanlış diyeceğin bir bildiri olmuş,talihsiz bildiri olmuştur.edilen küfürlere cevap vermediysek efendiliğimizdendir denmiş,ama şunlar unutulmuştur:
-sahaya ısınmaya çıkan fenerbahçe takımına küfür edilmiştir.
-sahaya pankartla çıkan fenerbahçe takımı 7-8 saniye ıslıklanmıştır,sonradan alkışlanmıştır.
-fenerbahçeye ve tribünlerine küfür edilmiştir.
-türkiyede galip durumdayken topu oyuna en hızlı sokan kaleciye sebepsiz yere küfüredilmiştir.
özetle: gs tribünleri küfür etmiştir.
bunun üzerine küfür etmedik diyenler yalan söylüyordur.veya biz etmedik ,yanımızdakiler etti,karşımızdaki kapalı tribün etti diyenlere adres versinler etek yollayalım,bundan sonra etek giyinsinler.
netice itibariyle,merhum özhan canydın'ı ajite ederek,pazar günü sahada ve tribünde ezilip büzülmelerini derbiden 5gün sonra yaptığı açıklamalarla örtmeye çalışan aciz bir tribün grubudur.
galatasaraylı olmak üzerine çok konuşulur. hiç bir takım statik bir başarıyı yakalayamaz. bu tezahuratlara da yansır kimi zaman "başarılar gelir geçer" şeklinde. peki bunları neden mi söylüyorum?
malesef şu anda hangi sivrizekalının aklına geldiğini bilmiyorum ancak bikaç ergen sivilcelinin hazırladığı saçma bir tezahuratı http://www.ultraslan.com sitesine koymuşlardır. bu saçmalığın içerisinde de galatasaray kaptanına laf edilmektedir. hani şu herşeyini, canını galatasaray'a veren metin oktay'ın taşıdığı pazubandın şu anki temsilcisine, arda turan'a..
işte burada genel olarak bir aşağılık kompleksi durumu vardır ki o mesele de şudur;
arda turan kız arkadaşının filmini onunla beraber salon kapatarak izletmiştir. bunun üzerine bizim andavallar da resmen zırvalamışlardır. mesele burada herhangibir takım değil, müşterek algımızdaki aşağılık kompleksidir ve bu ülkeye gelen yabancı sabahlara kadar eğlense sabaha karşı da taksicinin camına işese taraftarlar ona kucak açmaya devam etmiştir. tabi ki bu örnekler eş örnekler değil fakat bizim bakış açımız açısından fikir verebilecek örnekler. benzer aşağılık kompleksini fatih terim'e ve hiddink'e verilen paralara bakarak görebiliriz ama meselemiz bu değil..
son yıllarda galatasaray futbol takımı endüstriyel futbolun ışıltılı vitrininde kendine yer etmeye başlamıştır. bu değişim ise beni üzmektedir. efsane olmuş futbolculara yapılan "kullanılan peçete" muamelesi, bilhassa son iki yılda yapılan transferler ve bunların sonucu olarak "ruhu" arındırılmış bir takım haline getirilmiştir.
elimden geldiği kadar avrupa maçlarına giderim. ben tribünleri arası iletişimi bu kadar kopuk, her bir grubun ayrı bir şey mırıldandığı ve yenilen gollerden sonra bu kadar pasifize olan bir galatasaray taraftarı görmek istemiyorum. son örnek olarak fenerbahçe maçında yenilen golden sonra, o statta yalnızca fenerbahçe taraftarlarının sesinin duyulması galatasaray için rezilliktir. o halde en azından maç bitene kadar "nevizade geceleri" söylenebilirdi.
şu da bir gerçektir ki "öfke" unsuru insanları esir aldığında sağlıklı işler ortaya koyamaz. en azından şu an için yaşanan saçmalıkları böyle özetleyelim. ancak alpaslan'ın kemiklerini sızlatmaya, ne sitenin editörlerinin ne de galatasaray taraflarının hakkı yoktur. çünkü bu takım on-onbeş yıllık geçmişi olan, bi kaç paçozun yönlendirdiği bir takım değil üzerinde nice insanların emeği, hüznü ve hikayesi olan yüzyıllık bir takımdır.
atletico ve fener maçlarında bütün tribünü kapatıp karaborsaya peşkeş çeken sucu reis! ve tayfasına tepki göstereceğine, sevgilisine sinema kapatan ardaya tepki göstermeği yeğlemiştir.
kendi kendini lağvetme yolunda ilerliyor ultraslan, alpaslan abiyi* özletiyor, mirasına saygı duymuyor.
Galatasaray taraftarının, klübü desteklemek için, bağırın oro.pu çocukları diye tribün ateşleyen çapsız amigolara, ve bunları örgütleyen ultraslana ihtiyacı yok.
bazılarını bugün fazla kaşımış grup. Nedeni bugün verilen örnek taraftarlık dersidir heralde. Futbolcu dövmeden veya futbolcunun arkasından bira şişesi fırlatmadan da protesto edilebileceğini göstermiştir.
ırkçılıkla suçlayan şahıslara sormak gerek bugün diyarbakırspor taraftarını ve oyuncusunu alkışlayarak "türk kürt kardeştir", "diyarbakır türkiyedir" pankartları açan grup kimdir?
kişiye özel değil takımın geneline yönelik protestoda bulunduklarını beyan etseler de jo'nun ayağına her top geldiğinde fenerbahçeli futbolcuları yuhalamadıkları kadar jo'yu yuhalamışlardır. ligin bitimine altı hafta kala. her golden sonra frank rijkaard diye bağıranları da yuhalayan demek ki ultraslan'mış metinden anladığım kadarıyla. hani şu in rijkaard we trust diye pankart hazırlayan ultraslan var ya, o... 10 yıla yakın süredir verdikleri emekler için teşekkür ederek galatasaray tribünlerinden uzak durmalarını istiyorum.
ekleme: şimdi fark ettim pankartın içeriği in rijkaard we trust değildi fakat çok benzeri bir şeydi.
bir galatasaraylı olarak gözümde çarşı'dan, gfb'den, kfy'den farkı kalmamış, iyiden iyiye ayağa düşmüş taraftar oluşumu.
geçen sezon eski açık kombinemi bu adamlar yüzünden yakmış, maça gitmeye tövbe etmiş birisi olarak derdimi anlatamadım, sanırım diyarbakırspor maçı sayesinde bu sezon ak göt kara göt çıktı meydana. en büyük savunması "biz hep tribündeyiz, her maça gideriz" olan bu rezil oluşumun stad içinde yaşattığı terörü görmek için ali sami yen koridorlarında şöyle bir gezmek yeterlidir.
şimdi çok tepki gelecek eminim ama kendi taraftarına "galatasaraylılık" öğretmeye çalışarak değil, rakip taraftarlara "galatasaraylılığı" göstererek adam olunur. kendi kaptanını ıslıklayarak değil, rakip takımın ataklarını ıslıkla bozarak taraftar olunur. her maçta tribünden saçma salak besteler söyleyip güm güm davul çalarak değil organize biçimde sahaya hakim olarak takım desteklenir.
stadta gürültü yaparak başarılı olunsa beşiktaş avrupa'da final oynardı. oturarak maç izlemek taraftarlık değilse avrupa'nın en baskıcı taraftarı ingilizler olmazdı!
ona buna laf sokacağınıza bu tribünleri nasıl çapulcu yuvasına dönüştürdüğünüze bir bakın...