zikimin ultras'ı. biri şunlara ultras'ın ne olduğunu anlatsın da taraftarlık öğrensinler. zira yaptıkları her basın açıklamasıyla, televizyonlara verdikleri röportajlarla ultras felsefesinin amına koyuyorlar. her seferinde benim koreografimi neden göstermediniz ühühü bize taş atılar böhühü diyerek ağlayacaksanız hiç oynamayalım beyler. tekrar ediyorum zikimin ultrasıdır.
not: kendi sitelerinde yayınladıkları manifestoyu bir daha gözden geçirsinler bir zahmet.
adındaki ultras ibaresini haketmeyen ultrascıklar topluluğu. karşıyaka maçında karşıyakaların yaptıkları pankarttan korkan, yapanları polise şikayet edecek kadar yüreksiz insanlardan oluşur. büyük maçlarda üç boyutlu kareografi yaparak ultras olunmaz, gözümde sıfır itibarı olan taraftar grubudur bunlar. bunları bir göztepe taraftarı olarak söylüyorum, karşıyaka-göztepe maçı olsa aynı pankartı benim takımıma yapsalar büyük keyif alır, kendi evimdeki maçta daha iyisini yapmaya çalışırdım. esas ultraslık budur.
Türk futbol tarihine sürülen lekeler hala hafızalarda tazeliğini korurken, yargı kararlarını hiçe sayan lekeleri temizlemek yerine örtbas etmeye çalışan bir federasyon, alışkanlık haline getirdiği skandallar silsilesine bir yenisini daha ekleyerek Raul Meireles'in 12 maçlık cezasında " damping indirim" yaparak 4 maça düşürmüştür!
Hakem raporlarına ve verilmiş 12 maça rağmen yapılan bu indirim kamu vicdanına darbe vurduğu gibi, Hakemlik müessesesinin itibarını zedeleyerek gelecek için verecekleri tüm kararları, yazacakları tüm raporları etkisine almıştır.
Unutmayın, bize göre; Türk Futbolunu yaşatmak sadece "ADALET, GÜVEN ve EŞiTLiK" ilkelerinden geçer!
Geldiğimiz noktada zaten hiç bir türlü yönetilemeyen ve nereden tutsan elinde kalan bir yapıyla faaliyetlerini sürdüren Federasyon, bu dakikadan sonra görevini yerine getirme kabiliyetini tamamen kaybetmiştir!
Bu dakikadan sonra Türk Futbolu adına yapacağınız tek icraat "iSTiFA PROJESiDiR!"
iSTiFA sizin en önemli hizmetinizdir!
çoğu zaman yaptıkları şeyleri sevmesem de son yaptıklarıyla helal olsunu hak etmişlerdir. en çok da yaptıkları yardımı şova dönüştürmeden basına reklam vermeden yapmaları çok hoş.
ben galatasaraylıysam bunlar değil arkadaş. ulan millet tüküren futbolcusuna sahip çıkıyor bunlar tükürmeyen futbolcusuna laf söylüyor.
zaten %95'i bir gün ben de onlar gibi olcam diye özenen 16-17 yaşındaki veletler, geri kalan da saçlarına aklar düşmüş ve o veletler üzerinden kendi egolarını şişiren vasıfsız adamlar. adam dövmeyi, hatta belki bıçaklamayı, öldürmeyi gururlanacak bir şey sanan adamlar.
sadece maçın başında etkili tezahürat yapar, geri kalan zamanda arabesk ve bayık şarkılar söylerler.
direğe çarpan 5 şutu gol olsa hamit'i kral yapacakken, oyundan çıktığı zaman yuhlayan adamlar bunlar.
koreografiyle koltuklarımızı kabartan üni tayfasıdır bunlar üstlenir.
avrupa deplasmanlarında gururlandıranlar avrupa tayfasıdır bunlar üstlenir.
istemiyorum bunları tribünde arkadaş. maç boyu rakip takımı ıslıklayan, arabesk ve malca şarkılar yerine takımı ateşleyen tezahüratlar yapan tribün istiyorum. bi de ultraslan olmayan bi tribün tezahürat başlatınca katılmazlar hazretleri. ha bunlar gidince kimse tezahürat yapmayacak da çekirdek çitleyecekse yine kabulüm, yeter ki gitsinler. gerçek takım aşkı bu değildir arkadaş.
ulan adamlar 'kartal gol gol gol!' diyor, sen gidip 'seeen var yaaaa seeeeen' diyorsun.
takımın atıyorum 1-0 yenik, gidip nevizade gecelerini söylüyorsun.
ua şeklindeki kısaltması hasta fenerbahçeli babamın arabasının plakasının harflerini oluşturan biricik takımımın tribün grubu.
(dip not: annem cimbomlu, ben doğru yolu bulup ona çekmişim)
kan değişimine giderek Oğuz Altay'dan boşalan göreve Veysel giley getirilmiştir. ufak kıpırdanmalarla tribüncülük anlayışlarını biraz ama sadece biraz ileriye taşıyan ua'ya nasıl bir katkı sağlar bilmem. belki bakarsınız pegasus'ta dikine, arka arkaya, dizilmiş zıplayan 100 kişi olmaktan öteye gidip yürüyedur gibi stadda geri kalan 50bin kişiye de can verirler.
Galatasaray arması peşindeki çabamız bir bayrak değişimi ile sürmektedir,
ultrAslan Başkanlığına, Galatasaray Genel Kurul üyesi ve ultrAslan kurucularından Veysel Giley getirilmiştir, bu onurlu görevde kendisine başarılar dileriz
Dünyanın en büyük taraftar oluşumu olan ultrAslan, kurulduğu ilk günden bu yana sürdürdüğü sağlıklı büyüme ve gelişme ile bir taraftan Galatasaray’ımızın başarısı yolunda karşı konulamaz destekçisi olurken, diğer taraftan Galatasaray’ımıza karşı mel’un düşünceler besleyenlerin karşısında dağ gibi durarak Arma peşindeki mücadelesine devam edecektir.
yürüyedur'un baş aktörlerinden zizonkovac'ın hem ultras manifestosu, hem de o ismi kullanan ultraslan hakkındaki müthiş entrysi.*
--spoiler--
"ultras manifesto"
tüm taraftarların uefa, fifa, tv kuruluşları ve ulusal lig federasyonları arasında neler olduğunu anlaması gerekmektedir.
futbolu yönetenlerin amacı, her ülkenin en büyük kulüplerinden meydana gelen bir avrupa ligi oluşturmaktır.
böyle bir yapılanma, tv yayın hakları ve tamamen dolu stadlar sayesinde bu gruba çok büyük bir para girdisi sağlayacaktır. küçük takımlarsa, statları küçük olduğu ve tvye seyirci çekecek potansiyelleri olmadığı için bu ligin dışında bırakılacaktır.
sürekli artmakta olan tv izleyicisi ile stadyumlardaki azalan seyirci arasındaki rekabet gün geçtikçe azalarak stadyumdaki taraftarı kulvar dışında bırakacaktır! birkaç yıl sonra oyun sahası bile sponsorlarla işgal edilecek ve reklamların görünmesine engel olur diye tribünlere pankart asmak yasaklanacaktır (ajax-arena stadında olduğu gibi).
taraftarların yanlarında büyük bayrak, pankart ve meşale gibi şeyleri getirmesi engellemek için tribünlerde binlerce görevli olacak ve bu yaptırımlar en küçük taraftar olayını abartarak manşetten veren büyük medya kuruluşlarının desteğiyle olacaktır. ayrıca yine birkaç yıl sonra takım formalarımız (sahip olduğumuz son şey) tıpkı formula 1 arabaları gibi sponsorların reklamlarıyla dolacaktır. senaryo hazır ve uygulama başladı: ilımlı, uslu taraftar! artık ultrasa yer yok. tüm taraftarların oturarak maç seyretmesi gerektiğini söyleyen bir uefa bildirisi var.
sinema ve tiyatro seyreder gibi maç seyreden, tezahürat yapmayan taraftar istiyorlar. takımlarımızın bizler için bir din, bir inanç olduğunu anlayamıyorlar. takım logolarını kollarımıza dövmeletip formalarını giyerek biz şehirlerimizi temsil ediyoruz. bu yapay fabrika futboluna karşı, sadece bir kereliğine de olsa, tüm curvalar (kale arkaları) birleşmelidir!
gerçek taraftar bu kuralları benimsemelidir:
1) oyuncu alışverişi sadece sezon öncesi olmalı, lig devam ederken değil.
2) gol sevinci yaşam özgürlüğüdür: gol sevincine müdahale edilmemelidir.
3) tüm maçlar aynı gün, aynı saatte oynanmalı.
4) yabancı sınırlaması getirilmeli, altyapıdan gelen gençlerin önü kesilmemeli.
5) kendi kulubüyle sözleşme imzaladıktan sonra daha fazla para teklif edilince başka bir kulübe gitmek isteyen futbolcuya bir yıl futboldan men cezası verilmeli.
6) bir kulüp başkanının, başkan veya yönetici olarak başka bir kulüpte aktif görevler alması engellenmeli.
7) eski şampiyon kulüpler kupası formatına dönülmeli: ülkesinde hiç şampiyon olmamış bir takım şampiyonlar ligi ne katılıp kazanabiliyor.
8) forma numaraları 1 den 11 e kadar olmalı.
9) kulüplerin deplasman taraftarları için ayrılan biletleri turizm acentelerine vermeleri yasaklanmalı.
10) futbol kulüpleri her sene aynı formayla mücadele etmeli.
11) forma arkalarına isim yazılmamalı.
ultras;
1) kulüpten her türlü yardım ve iletişimi reddetmeli.
2) polisten yardım almamalı. polis düzeni sağlamalı, yardım etmemeli.
3) tribünlerde değişik gruplar olmasını desteklemeli.
4) deplasmana kendi imkanlarıyla gitmeli.
5) diğer takımların ultraslarıyla birlikte tv kuruluşlarına karşı mücadele etmeli.
6) yapılan tüm sınırlamalara karşı gelmeli. eğer deplasmana gitmesi yasaklanıyorsa, oraya gidip rakip takım tarafında bilet alıp oturulmalı
önemli not :
neymiş? kale arkalarıymış!
neymiş? kulüpten her türlü yardımı reddetmeliymiş!
neymiş? öyle avanta kombineler ve biletlerle kapalının ortasına konuşlanıp sağa sola küfretmemeliymiş!
neymiş? tribünlerde değişik gruplar olması desteklenmeliymiş!
neymiş? farklı gruplara ana avrat küfredilip dövülmemeliymiş!
neymiş? öle dümenden ultras ismini kendine takı yapmak yetmiyormuş!
not: biliyorsunuz ua, asy'de kapalıdaydı. bana gelip pegasus demeyin şimdi. onlara kalsa yine kapalıda olacaklardı. neden çünkü, karaborsacılar için kapalı bileti altın değerindedir.
tanım: reislerin, başkanların havada uçuştuğu, tribün kültüründen bihaber, tribüne dikine yayılmış 200 kişilik bedavacı haznedarlı veya güngörenlilerden oluşan, liderleri karaborsacı grup ya da çete.
