az biraz araştırmayla sosyal medya üzerinden birçok ultras hesabına ulaşılabilmektedir. ulaşıldığında da anlaşılır ki türk tribünleri bu işten bir cacık anlamamıştır. ha illa anlaması da gerekmemektir. ultras değilsen iyi bir tribün değilsin diye bir şey yoktur. günümüzde bilet fiyatları, polis etkinliği, fifanın paranoyası ve paragözlüğü vs gibi birçok nedenden ötürü avrupa'daki ultras kültürü de etkisini kaybetmektedir. bir nebze olsun balkanlar ve almanya tribünleri bu duruma direnmektedir.
bu tribün felsefesi latin amerikadan çıkmıştır ve hala da olayın hakkını vermektedirler. yalnız sürpriz bir ülke vardır ki bence bu işi yalayıp yutmuş durumdadır. Tribünler, koreografiler, marşlar, çatışmalar, hareketler vs. her şeyleriyle ultras hareketini tam tamına yerine getirmektedirler. Fas tribünleri (Moroccan Ultras)'ı izlemekten ve takip etmekten kesinlikle sıkılmayacağım. Bir gün fırsat bulursam aralarında bulunmak da isterim.
bir zamanlar bir çok tshirt u vardı bende. çeşit çeşit güzel güzel.. arada okula giderken felan da giyerdim. koca okulda ultras in ne olduğunu bilen 1 kişi çıkmıştı amk. % 99 u ultraslan tshirt u saniyordu zaten.
italya da büyük bir protestoya hazırlanan felsefe. zira artan bilet fiyatları ve fişlemeler artık orda büyük bir baskı unsuru olmaktan öte bir şey değildir.
90'lı yıllarda ilk olarak galatasaray tribünleri tarafından benimsenen, ilerleyen süreçte ultraslan grubunun kurulmasıyla manifestolaşan taraftarlık anlayışı, felsefesidir. ancak bugün için türkiye'de bu felsefeye bu duruşa nail bir tribün grubu yoktur.bu ülkede tribün gruplarının derdi çorbadır.
ülkemiz tribünleriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan (henüz) tribün duruşudur.
ülkemizde elbette bu düşünceyi yaşatmak, gerçekleştirmek için uğraş veren insanlar her tribünde vardır ama, ultras grupların bazı olmazsa olmaz özellikleri bu duruma mani olmaktadır.
ultras gruplar, yönetimden alınacak her türlü desteğin (bilet-otobüs)karşısındadır. özellikle bu nokta ülkemizi bu işin dışında tutmak için yeterlidir.
yaptıkları her organizasyon, her koreografi, her pankart ve her türlü şov, tamamen yönetim desteksiz gerçekleşir. taraftarlar arasında toplanan destekle ya da satışa çıkardıkları grup ürünlerinin geliriyle karşılanır tüm bunlar.
pankartlar, ultras grupların sancağı gibidir, namusudur. pankartını kaybeden ya da rakip taraftara kaptıran ve bunun sonucu kendini fesh eden gruplar mevcuttur. (bkz: fossa dei leoni)
ultras gruplar polisle kurulacak her türlü kontağında karşısındadır. polisin görevi düzeni sağlamaktır. bunun dışında gereksiz hakarete, şiddete başvuran polislere ultras gruplar büyük kin besler.
sanılanın aksine, ultras gruplar belli bir siyasi görüş çerçevesine girmiş gruplar değillerdir. sağ ve sol görüşlü ultras gruplar yanında, "no politika" düsturuyla bu işlerin dışında duranda çok sayıda ultras grubu vardır.
Torcida Organizadas yada Hinchadas olarak ilk Güney Amerika tribünlerinde yaptıkları organizasyonlar ve kareografilerle Hajduk Split taraftarlarını etkiler ve ultras olarak adlandırabileceğimiz ilk oluşum Torcida Split 1950 de kurulur. Hırvatlardan sonra, ultras kültürüne belki en büyük ivmeyi kazandıran ülke italya'ya sıçrar. ilk olarak Fedellesimi Granata (Torino), Fossa dei Leoni(A.C.Milan) ve Boys San(F.C.Inter) grupları kurulmuştur. 1969 yılına gelince ultras kavramı ilk kez cümle içinde kullanılıyor ve Sampdoria taraftarı Ultras Tito Cucchiaroni olarak anılmaya başlanıyor. Ultraslar yapı olarak genelde bir kişi yada belli bir grup etrafında toplanan kalabalıktan oluşur, manifestoları ve varoluş amaçları tamamen futbolun endüstrileşmesine karşıdır, kulüpten kesinlikle destek almazlar ve böylelikle kendi işlerine kimseyi karıştırmazlar, asla bedava bilet istemezler genelde kale arkasını mesken tutarlar, bazı slav ülkelerinde özellikle bu grupların konuşlandığı kale arkası tribünlerde koltuk yoktur zaten oturmadıkları için boşuna masraf olduğunu düşünebiliriz. Tribünün dinamikleri kimi zaman siyasi görüşlerle kimi zaman sadece renklere duyulan sevda ile oluşur örneğin Lazio ve Roma taraftarının karşıt siyasi duruşlarını verebiliriz. Çeşitli şekillerde takım destekler ultraslar, atkılar ve özel günlerde yapılan kareografiler en öne çıkanlarıdır. Türkiye'de ultras diyebileceğimiz göz önünde bir grup malesef yok bu konuda denemeler oldu, fakat işbilir kulüp yöneticilerimiz zamanla bu grupları, bedava bilet yada grup liderlerine maddi menfaat sağlayarak sindirip boyunduruk altına almışlar yemezse resmi yollarla trübünden uzaklaştırmayı başarmışlardır.