Günlerden bahar akşamıydı ki ben ağlıyordum diyeceğim ama o anda sessiz bir sifon sesi duydum tuvaletten gidip baktığımda yerde duran elleri büyük ayakları küçük bir hobbit. gözleri mavi saçları sarı ve kırmızı bir tanga giymiş elinde küçük bir top vardı diğer elinde hormon iğneleri çantasında ertem şener yazıyordu. adını sormaya fırsat vermedim robotik yankı yapan sesiyle merhaba ben frederik kanute dünyayı yok etmek isteyen kişilerin bu topu aradığını söyledi bana saklamam gerektiğini ve dünyayı kurtaracak kişinin ben olduğunu söyledi. bana dikkatlice bakarak "sen evrenin koruyucususun al bu bileziği ve artık senin adın mor fener" dedi. bunu der demez ağzının üstüne bir tane patlattım "sifonu neden çektin amk çocuğu" dedim "su faturası çok geliyor bu patlak plastik topun su faturasını ödermi lan" diyip o yuvarlak kel kafası çürüyene kadar yumrukladım boku çıkana kadar tekmeledim sonra çöp poşetine koyup camdan aşağı fırlattım ibneyi. topu mahalledeki çocuklara verdim oynasınlar diye bileziğide eskiciye sattım 2 bira aldım.