Kapadokya bolumunden sonra eski hevesim kalmadi, cok da ultimate degilmis yani. Ilk zamanlar lakabi gibi tam bir ayiydi, canli yilan yemeler falan.. Denisik yani.
keyifli ve izlenesi program ancak arkadaş bu programda o kameramanın çektiğini kimse çekmiyodur. allah'ın unuttuğu dağda, ovada, denizde, adada yanında kaçık bir adam*, kafasına estikçe saçma sapan hareketler, tehlikeli hoplamalar uçmalar kaçmalar yapıyor ve sen omzunda bilmemkaç kiloluk kamerayla bu adamı takip ediyosun. takip etsen iyi, doğru ve kaliteli çekimler yapıp programı izlenebilir hale getirmekte çok kritik bir parçasın. yok efendim paraşütle atlar arkasından kamerayla uçar havada çekersin, yok kanyona iner peşindesin, buzullarda 1 metre genişliğinde 200 metre derinliğinde düşşen ölüm kesin olan yarığa girer arkasından kamerayla girersin. kameramanın bir gün "yeter lan!" deyip kamerayı bizim manyak elemanın kafasında kırması olası. demedi demeyin. *
bear grylls'in discovery channelda yayınlanan ve gerçek hayatta işimize yarayabilecek pratik bilgilerle dolu belgesel serisidir. onca türk dizisi vs. yanında çok çok dolu olduğunu düşündüğüm boş zaman doldurgacı.
mükemmel ötesi programdır izlediğim bölümleri tekrar tekrar izleyebilirim bunda adamın bilgisi, duruşu, sempatikliği dışında seslendirmeyi yapan kişinin de katkısı vardır
-çünkü itici bir sesle
-deve leşinin içindeki suyu içmesi
-sahra çölünde kurbağayı yemesi
-yılanı çiğ çiğ yemesi
-kütüğün içindeki hayvanımsı solucanı yemesi gibi olaylar sürükleyici bir seslendirme ve çekim olmasaydı izlenmezdi sanırım.
(bkz: bear grylss)
Dünya'nın her bir bölgesinin fauna ve florasına bu denli hakim olmasını takdir ederek izlediğim, hayatta kalabilmek için hayvan leşini bile yemeyi göze alan, cesaretine, hayatla olan tutkusuna hayran kalınılan Bear Grylls'in Discovery'deki programı.. Programı her izlediğimde ona survival'da eşlik etmeyi böyle bir hayat sürmeyi ne kadar çok hayal etsem de, karşılaştığı bilumum böcek, yılanı düşündüğümde korkup vazgeçerek, hayal kurmakla yetinmeye devam ediyorum...
zaman zaman belgesel tadında geçen program. programı yapanın ağzından genelde şöyle şeyler duyarız:
--"hey, şunu gördünüz mü? aman tanrım! lanet olsun, dev bir kaplan köpekbalığı! ondan uzak durmalıyım..."
--"şu ilerideki aslanları görüyor musunuz? erkek olanı istese tek eliyle kafanızı kopartabilir. ona fazla yaklaşmamalıyım..."
--"havadaki akbabalara bakılırsa buralarda leş olmalı. hemen etrafı kontrol etmeliyim ve leşe onlardan önce ulaşmalıyım..."
--"şu an 50 metre ilerde 2 gergedan var. benden pek hoşlanmadılar. bölgelerinden çıkmalıyım..."
--"izlere bakılırsa buradan büyük bir hayvan geçmiş. (izi biraz inceler) dikkatli olmalıyım..."
--"hayatta kalmak istiyorsanız elinize geçen her fırsatı değerlendirmek zorundasınız."(elindeki akrebi göstererek)
--"gece pek rahat uyuyamadım. bir leopar geldi, kokumu aldı ve gitti. o an çok korktum..."
--"ses şu taraftan geliyor... olamaz su aygırları; fark ettirmeden hemen buradan gitmeliyim..."
--"hay aksi! sudayken bir deniz anası koluma çarptı; böyle bir durumda en iyi ilaç idrarınızdır..."
discorery channel de yayınlanmakta olan iğrenç ama sürükleyici program. programı sunun adam* akreplerin iğnelerini kesip löp löp yutar, yemeden öncede "bu akrebin zehiri 15 danayı öldürebilecek güce sahiptir, fakat yüzde doksan protein taşıdığı için yenilebilir" gibi laflar söyler her seferinde. iğrenç miğrenç ama izletiyor p.şt kendini.
survivorman ile benzer fakat hayatta kalma uğraşı konusunda tamamen zıt program. bear, "bana protein lazım" diyerek larva, böcek, yılan gibi bulduğu her şeyi çiğ yiyebilirken, survivorman amcamız düzgün meyve bulamadığı için sadece yağmur suyu içip 3 gün aç kalabilir. tabi şöyle bir fark var, survivorman'da adam tek başına elindeki 3-4 kamera ile 7 gün geçirirken ultimate survival'da çekim ekibi bear ile beraberdir, lazım olursa diye helikopter hazır beklemektedir.
tanım: gözler kapalı izlenen televizyon eğlencesi.*
adam türlü türlü atraksiyonlara giriyor, imkansız şeyler peşinde koşturup hayatta kalıyor. tamam buna eyvallah yetenekli derim geçerim. anlamadığım kısım kameraman. ulan adam dağdan atlıyor peşinde bu kameraman, kuvvetli akan nehirde dip dalıyor hop bir bakıyorsun kameraman da dalmış yüzüyor hem de bilmem kaç kiloluk kamerasıyla. adam leopardan kaçıyor ağaca zar zor tırmanıyor bi bakıyosun kameraman zaten ağaçta. bunda bir iş var ama çözemedim kaç senedir, ama azmettim başarıcam görüceksiniz. mesajlarınızı bekliyorum biri beni aydınlatsın.
discovery channel'da yayınlanan çok harika bir program. Progaramın her anı macera dolu. Burda bir adamın zor şartlarda hayatda kalma mücadelesini anlatıyor.Adam böcek,yılan,geyik neyi avlarsa yiyiyor. Bir programda susuz olduğu için devenin midesini kesip ordan su içmişti, filin dışkısını sıkıp suyunu içmişti. iğrenç gibi gözükse de hayat mücadelesi süper anlatılıyor.
geçen bölümde 3 parmak bal için arıların arasına dalan arkadaş ağzı gözü şişmiş halde çıktı. lan altı üstü bir bölüm televizyon lan. yazık değil mi kendine.
9 kasım 2009 tarihinde yeni sezon bölümleri yayımlanmaya başlayan şahane programdır. ve şöyle diyebilirim ki yeni sezonu çekmek için adam ne gerekirse yapacağım der gibi bir hali var. 3 kere ölümden döndü ki o şerefsiz kameramanın tardım etmeyişine uyuz oldum. kurmaca ihtimali bile olsa uyuz oldum.
bu baba her haltı yiyebilir ve yakalayabilir, her yere bi şekilde tırmanabilir, her suda yüzebilir, susuzluk çekerse havayı suya dönüştürüp içebilir. lost adasına düşse kurtulması en fazla 4 gün sürer. yani kayıp bir adaya düşseniz yanınıza 3 şey alma geyiğine tek cevap bu babadır. *
nasıl öleceği merakım olmuştur.
eğer gece kuşuysanız 05.00'te tv'ye bi bakın...
not= bunun birde çekimi bie kendi yapan versiyonu vardı ve en büyük korkusu aman ayı gelir tribiydi. bunun lakabı ayı.