aldığım duyumlara göre, iyi bir reklam ajansıyla anlaştıkları ve gerek imaj gerekse, kurumsal kimlik yenileme yoluna gittikleri görülüyor. profosyonel bir ekiple, cem uzan'ı seçimlere hazırlayan ekiple çalışacaklar.
yine aldığım duyumlara göre, entelektuel, surekli okuyan, ülkücü bıyığından arınmış, tespih taşımayan, uzun pardesü giymeyen kişiler olacaklar ve zeki insanlardan seçilecek. logo olarak kullandıkları 3 hilal de değişiyor.
görüntüyü kurtarma yoludur. bir ev sahibinin, kiracıları olan arkadaşlarıma 'ben buranın ülkü ocağı başkan yardımcısıyım, şimdi sizi aldırıp dağda postunuzu mu kestiriyim ulan' diye tehdit etmesi gibi olaylar, kız için 2 günde bir adam dövmeler olduğu sürece bu köklü ama sahipsiz dava bu haliyle daha çok gidecektir. yazıktır günahtır.
solcu artistler gibi hava atmadıklarından, cevherleri bilinmez. gereksiz insanların kendileri hakkında ne düşündüğünü sikine bile sallamazlar. bıyıkları ise yakışır, karizmadırlar. bilmeyen aptallar icin söylüyorum. eğitim seviyeleri oldukça yüksek kimseleri barındırırlar iclerinde. son derece entelektüel, saygı ve sevgi insanıdırlar.
öyle bir düşünce oluşturdular ki, sanki bi tek solcular okuyabilir, anlayabilir. nahh.
kaldırım taşlarını sökerek sokaklardaki arabaları, dükkan camları parçalayan, evlere saldıran ve yurtlarda kızlara bile bıcak çeken solcuları düşündüm de, ne kadar sevgi dolular öyle ve entelektüel.
bir zamanlar devlet bahçeli'nin de yapmaya çalıştığı bir değişiklik. ülkücülere: beyaz çorap giymeyin, tespih sallayıp gezmeyin, ağzınız sarımsak soğan kokmasın, kitap okuyun türü öğütlerde bulunarak toplumdaki kötü imajı ortadan kaldırmayı amaçlamıştı (şaka değil gerçek). ama tabi karizmatik ülkücüler öyle hava falan atmaz. bu yüzden hiç karşılık bulmadı hatta çok tepki topladı.
(bkz: beni böyle sev seveceksen)