imkansızdır, ütopyadır, bülent ersoy'un mavi kimlğe geçmesi kadar yüksek ihtimallidir gibisinden geyikler dönsün isediğimden değil, gayet ciddi bir konuya değinmek ve değidirmek istediğimden dolayı açtığım başlıktır. dinleyn hele...
yüz yıllardır bu topraklarda yaşayan insanların aslında farkında olmadan yaptığıdır. ne kadar birbirlerinden -hele ki son zamanlarda- nefret eden bir bumerang üçgeni olsa da, içlerde, en diplerde bir sevginin yattığı da açıktır.
nazi gibi düşünen ülkücü değil,
şeriat isteyen, atatürk'e saygı duymayan bir muhafazakar değil,
hükümeti indirip hergün devrim peşinde koşan komünist değil...
hayır değil abi! uç noktalarda sek sek oynayanladan bahsetmiyorum. asıl vurguladığım ve vurgulanmasını her daim istediğim nokta, son aktütün saldırısında 17 şehit haberini aldıktan sonra içi cayır cayır yanan insanladır asıl bu vatanın evladı olan ve birbirine kenetlenmesi gereken. sınır ötesi operasyonda 23 şehit verdiğimiz zaman çatal bile verilse eline dağa, o kuzuların yanına koşa koşa gitmek isteyecek kişilerdir asıl bahsettiğim.
ve bakın, son zamanlarda birileri atatürkümüze dahi dil uzatır olmuş. bırakın komünistini ülkücüsünü muhafazakarını... ATATÜRkü bile alet etmişler pis ağızlarına.
herşeyi geçerek sorarım bu ülke vatandaşlarına;
tüm bu şehit olayları, hakaretler, vatana ihanetler bizleri ayıracak mı yoksa daha da mı kenetlenmemizi sağlıyacak? kolay olan hangisi birader? ülkeni seviyorsan kolay yoktur bunu bil yeter...
kurtulus savasi onceside, siyah ve beyazin birlesmesi olarak tasvir edilmis olgu. ortaya bir adet gri cikmistir, cumhuriyetin ilanindan sonra tekrar herkes kosesine cekilmistir.
aynı kap içinde farklı özkütlelere sahip üç sıvı (tercihen bal, su ve yağ) konur ve birbirlerine karışmamaları öğrencilere gösterilir.
orta iki sosyal bilgiler deneyi de benzer şekilde yapılabilir.
aynı odaya ülkücü, komünist ve muhafazakar kesimden birer kişi konur ve arkadaşça sohbet etmeleri istenir. dinci komünisti dinsiz olmasından dolayı katli vacip ilan eder ve saldırır. komünist ülkücüye faşist der, ülkücü komünisti vatan hainliğiyle suçlar ve onların da aralarında kavga başlar. ülkücü dinciyle bir olup komünisti öldürür ama sonra kendi aralarında kavga etmeye başlarlar. böylece farklı özkütlelere sahip sıvıların ve insanların asla birbirlerine kenetlenemeyecekleri öğrencilere gösterilir.
ülkücü derken polis beslemesi tosuncuk polatçıklar değil türk kimliğini koruyarak müslümanlığı yaşamak ülküsünü benimseyen şahıslar kastediliyorsa,
komünist derken ulusalcılık eksenine girmiş, vizyonu kemalizmin ve bürokrasinin köpeği olmaktan öteye gidemeyen çakma türk solu değil, marksist felsefeyi anlama çabasına sahip olan, ezilmişlik kavramını kendi ülkesindeki şartlara göre doğru yorumlayan ve solun gelenekselleşmiş dost ve düşman reflekslerini yeniden düzenleyebilecek kadar yenilikçi olabilen şahıslar kastediliyorsa,
muhafazakardan kasıt da, sünni-alevi-kürt farketmeksizin sahip olduğu etnik ya da dini kimliğin sorunlarını tehdit algılaması ekseninde belirleyen, özgürlüğü sadece kendisi için isteyen sistemin bölünmüş tebaası değil, sahip olduğu geleneksel kültür yüzünden asırlardır ve özellikle son yüzyılda ezilegelmiş geniş halk kitleleriyse,
olması çok ama çok zor olan, ancak olması gereken kenetlenmedir. devrim diye birşey olacaksa türkiye'de ancak bu şekilde olabilir. bu kenetlenmenin en büyük muhattabı ve kendisinden en ağır tokadı yiyecek olan da jakoben fermanını devrim diye """pazarlayan""" köpeklik kültürü eşrafı ve özellikle, ve mutlaka tsk olacaktır.
bulunduğumuz devir itibariyle gerçekleşmesinin hakkaten ama hakkaten ütopya olduğu bir gerçektir. değerlerimiz yavaş yavaş köreltilmekteyken yine de bunları konuşuyor olmak bir adım. inşallah diyoruz efendim.
