türkiye : en büyük taktiğimiz baskıdır. ancak rakibe uygulanan baskı değil, yanlış karar verdiği an itibariyle kaleci ve forvet oyuncularımız da dahil olmak üzere, hakemin bulunduğu noktaya hep birlikte koşmak suretiyle oluşturduğumuz yoğun pres.
brezilya : herhangi bir oyuncusunun takoz görevi görmediği, hepsinin saha içinde general olduğu, yüksek tekniğin cılkını çıkarmış, hocanın taktik vermesine gerek kalmayan mars takımı.
ingiltere: hava topları milimetriktir ve fiziki mücadeleden kaçmayan bir oyun anlayışına sahiptirler
almanya: pozisyon olgunlaşacak diye pas üstüne pas yaparlar bıkmadan usanmadan gerekirse kendi kalecileri bile defalarca katılır bu paslaşmalara, olur da topu kaptırmamayı başarırlarsa mutlaka rakip kalede bi fırsat bulurlar yalnız
italya: defansif anlayışları ağırlıktadır ve evet köpek gibi de defans yaparlar. ortasaha oyuncuları iki işe yarar; birincisi defansın kestiği topu alıp forvete taşımak ikincisi serbest atış kullanmak
fransa: avrupa'nın brezilyası gibidirler ancak biraz italyanlara benzerler. italyanların oyun kurucu mevki olarak ortasahayı kullanan ve daha az baskılı defans yapan versiyonu denebilir. kanat adamları iyi hücum ederler ama defansif özellikleri zayıftır.
norveç ve isveç: ingiliz ekolünün b.ku çıkmış hali gibidir. defanstaki çam yarmaları topu keser ileri vururlar, kazara forvete gelirse ordaki çam yarmaları da pek çalıma şuna buna girmeden topu ağlarla buluşturmanın yolunu arar.
hollanda: ne yaparlarsa topyekün yaparlar, defanssa defans hücumsa hücum, ancak çok da aman aman defans yapmayı sevmezler, uzun top tercihleri biraz ingiliz ekolünün etkisinde kaldıklarından dolayıdır.
arjantin, brezilya ve türkiye: kalite farkı olsa da (tartışılabilir) aralarındaki en büyük benzerlik oyun yapılarındadır. her oyuncusu bireysel insiyatif almayı sever. fazlaca çalımlı oynama arzusuna sahiptirler. en büyük tehlikeyi de bu nedenle defans bölgesinde ani kaptırılan toplarla yaşarlar.
çoğu bölümler alıntıdır, bazı cümleler kişisel düşünceler etrafında yeniden yorumlanmıştır.
