hayattaki en ironi dolu kavramlardan biridir güzellik.
peki güzelliğin ölçüsü nedir?
elbette ulaşılabilirlik seviyesi yahut noktası olmadı uzaklığı, yakınlığı vs.
birisi için çok güzel bişeyken, ötekisi için az güzel, berikisi için sadece güzeldir.
çok güzel bir kıza, çok yakışıklı bir erkekle çirkin bir erkeğin bakış açısı gibi. biri için, tarif edilemeyecek kadar güzel; diğeri için, sadece güzel.
bir milyarder için, 1959 model Ferrari 250 GT LWB kendisini şımartabilecek güzel bir koleksiyon parçasıyken, benim gibi biri için hayallerimin en ucunda yer alan bir arzudur.
başta da belirttiğim gibi, benim için o kadar kıymetli, çok güzel bişey olmasının sebebi ulaşılamaz gibi görünmesidir.
güzel olan şeylere ulaşabildiğimiz ölçüde, güzelliğini kaybeder o şey.
aslında o şey hep güeldir.
bizim için artık değilse bile, sahip olamayacak olan için çok güzeldir.
özgürlük te böyle bişeydir.
bir tutsakla hür bir insanın, özgürlüğe bakış açısı gibi.
bir tutsak için çok değerli bişeydir. sahip değildir çünkü.
ama sahip olan, sahip olduğu şeyin ne kadar önemli olduğunun farkında değildir.
bu böyle uzar gider.
ama güzel şeyler çoktur hayatta ve her zaman güzeldiler, güzeldirler ve de güzel kalacaklardır.
mesela ulaşılmayan şeylerin başında bence aşk gelmektedir nicedir aşık olurum ama hiçbir zaman ulaşamadım aşka benimkisi hep platoniktl ve platonik aşkta yanmış evin kapısının anahtarı gibidir hiçbir işe yaramaz.