ölümü üzerine grup yorum tarafından ağıt yakılan 19 Şubat 1972'de öldürülen devrimci.
"hele ulaşa ulaşa
ulaş benzerdi güneşe
ulaş kardaş can veriyor
yüreğim düştü ateşe
alev saçan namluların ortasından
bir direniş abidesi yükseliyordu
anadolu yıllar var ki böyle yiğitliğe tanık olmamıştı
işte yeniden başlıyordu her şey
ayaklanmalar, ellerde çoğalan isyan bayrakları
sıkılı yumruklar, sıcaklaşan namlular
her şey yeniden başlıyordu
bize ölüm yok
ulaşın sesi bu
niyaziyle, ibrahimle ölüme meydan okuyor
hadi, cesaretiniz varsa gelin
ulaşın sesi bu
vatanımızın dört bir yanına dalga dalga yayılıyor
asıl siz halkın savaşçılarına teslim olun
ulaşın sesi bu
umudun adını kanla yazıyor
tililili
ulaşın sesi bu
isyan tarihimizi geleceğe taşıyor
ulaş bu
adım adım, an an direnişi öğretiyor
ulaşın elinde mavzer
mavzeri türküye benzer
bizimkiler böyle ölür
böyle ölür bizimkiler.."
özgürlük,adalet ve eşitlik ateşini yakan sosyalist önderlerden elinde mavzeriyle 25'inde katledildiğinin 40.yıl dönümü.kendisini ve bu uğurda savaşanları değil kırk 440 yıl da geçse de unutmayacağız ve bu ideallere ulaşma adına sistemle mücadele etmeye soluksuz devam edeceğiz.saygı ve özlemle anıyoruz..
--spoiler--
sizler,
özgürlüğün
en doyumsuz tohumları gibi
düştünüz toprağa.
bire bin verdi başaklarınız
kaldırın yattığınız yerden başınızı
kaldırın, bakın.
bıraktığınız yoldan
yürüyor yoldaşlarınız.
--spoiler--
19 şubat 1972' de arnavutköy' de saklandığı evde katledilen thkp-c önderlerindendir. aradan geçen 40 yılda eşi benzeri görülmemiş bir şekilde nice insana isim babası olmuş, ismi unutturulmamıştır.
ulaşın mahir ile bir videosu var. mahir mahkeme de oturuyor, ulaş getirilince oturan mahire bakışları sarılması var. heyecanlandığı belli. arkadaşlıktan öte bir sevgi var sadakat var lidere karşı. eli ayağına dolanıyor. türk devrim tarihinin en öenmli devrimcisi kalbimde her zaman ulaştır. unutmadım ve çocuğuma da adını koyarak yaşatacağım.
"ulaş ise mahir'den farklıydı. onun gergin ya da sinirli olduğuna hiç tanık olmadım. üstelik ulaş'la iki ayı aşkın bir süre aynı evde kaldık. her şeyde eğlenceli bir yan bulabiliyordu. kardan ve düşmekten ödü kopan, bu nedenle koluna sımsıkı yapışan bana, eğer kayıp düşersek patlayacak el bombalarıyla (ceplerinde en az iki tane vardı) ne hale geleceğimizi anlatırken bile sokağı çınlatan kahkahalar atmama (hiç dikkat çekmememiz gerektiğini belirtmeliyim) yol açan ve bundan hiç rahatsız olmayan bir ulaş anımsadığım. yere serdiğimiz şilte benzeri nesnelerde uykuya hazırlanırken açıkta kalan sırtını örttüğümde, bu kez benim sırtım açık diye kalkıp beni örten ve bu karşılıklı örtme eylemini komedi haline getirip evdeki diğer kişileri çileden çıkaran bir ulaş. blöflü pişti oynarken, polislerin evde en az 7 kişi olduğuna inanmasına yol açacak kadar gürültü yaptığımız ve güldüğümüz bir ulaş. kişiliğini başka hiçbir söze gerek kalmaksızın anlatabileceğine inandığım bir anekdot da şu olsa gerek: polisle çatışıyoruz. hedef falan gördüğümüz yok. öylesine ateş ediyoruz. benim küçük bir silahım var. birkaç ateşten sonra tutukluk yapıyor, hemen ulaş'a koşuyorum, gayet sakin alıp düzeltiyor. bu birkaç kez tekrarlanıyor. hiçbirinde en ufak bir sabırsızlık ya da bıkkınlık belirtisi göstermiyor. bir ara dışarıya atılan el bombası kapalı olan panjura çarpıp odaya düşüyor. ulaş yerinden fırlayıp bana doğru koşuyor ve üzerime kapanıp beni korumaya çalışıyor.
anılar özneldir demiştim. doğrudur. anımsadıklarım bende iz bırakanlar. yine de ulaş'ın koşullar ne olursa olsun çevresindeki insanlara sunduğu sevgisini, özgeciliğini yeterince kanıtlayacak nitelikte anılar. yaşadığım sürece onu bu özellikleriyle anımsayıp seveceğim."
(kaynak: cumhuriyet gazetesi, yazı dizisi: "arkadaşları anlatıyor", oral çalışlar, 7 mayıs 2002)
--spoiler--