ulak

entry112 galeri6 video1
    61.
  1. güzel olmayan filmdir ,filmin iyi oldugunu söylemek abartmaktan ibarettir bana göre.

    ilk olarak söylemek istediğim sey yazilmis olan yada anlatilmis olan masalin hic bir sekilde kendine baglayici bir yönü yoktu ne sonu ilglinc geldi nede basi bu masal herkesin kendi kafasindan kisa bir sürede yaratabilecegi siradan bir hikayeden ibaret.

    anlatilan masal her köyü birbirine katacak cinsten , daha dogrusu konu öyle yapilmis anlatici köy köy gezip köylerdeki insanlara hayat dersi veriyor ve oglunun intikamini bu sekilde aliyor , o halde her gittigi köyde yasanmasi gereken olaylar cok acik , masal anlatilacak iyiler kötüleri farkedip onlari mat edecek o yüzden her köy terledildiginde o köyde muhakkak hafif capli bir kaos yasanmak zorunda , ancak filmin basinda anlaticimiz köyü terkederken o köy onu cok fazla güleryüz , hediye ve hatta para vererek ugurluyor.

    filmde ki ikinci enteresan kisim ise senaryoda ki abartilar bunlari söyle söyleyelim , ufak bir köyde - köy nasil olursa olsun tarihi mekani dini önemli degil - orospu barindirilmaz zira herkesin cocugu , karisi vardir. köyün icinde bu kadar cok namussuzluk dönerken hadi diyorum dönüyor , kimsenn cocugu gecenin bilmem kac saatinde ne oldugu belirsiz yerlere gitmeyecektir , bence masal cocuklara gündüzleri anlatilsa daha inandirici olurdu.

    masalin basi anlatilirken , anlaticinin oglunun kötürüm oldugu söylendi hatta kendisi peygamber yapildi ve 5 tanede havari verildi yanina , masalin ortasinda bu 5 havarinin köy meydanina cikip 23 nisan siiri okur gibi ayni agizda ayni anda lalar söylemeleri ise filme bir tiyatro havasi vermis , begenmedim o sahneyi zaden oradada koptum filmden...

    birde su var tabi aga dedikleri adam esrar gibi bir ot yetistirip satarken bu kadar kötülüğün içinde ki köyde neden tek bir hamlede ömeri öldürmez anlamam , dua et bilmem kimin oglusun sen demek te olaki? hatta birakin ömer'i su anlatici abimizi neden köyün ortasinda dograyamadi cok tuhaf nasil olsa köyde ben ne bir din görevlisi , ne bir yönetici , ne de kolluk görevlisi gördüm...

    iste filmde ki en büyük handikapta bu olsa gerek ; zaman , mekan , millet , din hatta dil yoksa bir yerde orada nasil olurda görgü , bilgi , kural , töre olur eee bu söylediklerimde olmazsa eger adam öldürmek , tecavüz etmek , hak yemek , calmak ne kadar zor olabilir ki...

    cagan irmak'a saygilar ancak daha cok firin ekmek yemesi lazim bence...
    4 ...
  2. 60.
  3. Çağan ırmak'ın babam ve oğlum filminden sonra beni etkileyen bir diğer filmidir. Çetin Tekindor ise yine muhteşem oyunculuğunu bu filmde konuşturmuştur. Çağan ırmak gibi yönetmenler, Çetin tekindor gibi oyuncularımız var olduğu sürece, ülkemizde sinemaya gitme sebebimiz her zaman olacaktır. tebrik ediyorum kendilerini.
    1 ...
  4. 59.
  5. türk sinemasının kalburüstü yönetmeni çağan ırmak'sa daha katedecek çok yolumuz var.

    bu film de bunun kanıtı aslında. şu senaryoyu bi senaryo doktoruna götürseniz baştan sona ufak dokundurmalarla filmi en az bi iki gömlek üstüne çıkartabilir ama hikayenin temel unsuru olan o masal tamamen değişmedikçe asla mükemmellik yakalanamaz. çünkü masal ilginç değil.

    filmin hani ilk başında hiç bi sorun yaşamadığı bi köyde şen şakrak masalını bitirmiş halde görüyoruz ya zekeriya'yı, bunu mu anlattı da çocukları ve köyü tavladı diye soruyoruz kendi kendimize. ayrıca o ilk başta hiç de çocuklara ulak'ı tarif ettirmemişti. neyse..

    pek çok eleştirecek noktası var ama sadece bi anına değinmek istiyorum. o ana kadar film gayet iyi gidiyordu çünkü ve o an geldiğinde şak diye bunun bi türk filmi olduğunu ve dökülecek bi sürü sahne seyredeceğimizi bize önden haber vermişti.

    zekeriya ile ömer gayet sakin bi şekilde kahvede konuşurlarken ayağa kalktıklarında birden ömer zekeriya'nın koluna sarıldı ve masalın sonunu sordu, oysa masala herhangi bi ilgisi olduğunu görmemiştik. tam tersine zekeriya'yı susturup "dede bırak şimdi masalı falan" der halde zekeriya'yı kahveye sokmuştu oysa. neyse, sordu sormasına ya zekeriya da gaza geldi ve iki üst perdeden konuşmaya başladı. o an müzik de gaza geldi bunlara ayak uydurup. gitgide daha hızlı ve daha ateşli konuşmaya başladılar durduk yerde. ben de ekran başında "noooluyor lan" diye anlamazlık içindeydim. o sahne ırmak'ın kendi kafasındaki duyguları seyircinin de paylaştığını sandığı sayısız andan biriydi. tıpkı hep bir ağızdan konuşan havarilerin ne kadar etkileyici olduğunu sandığı ama bu sahnenin seyirciye aşırı derecede antipatik bayram kutlaması yapan ortaokul çocuklarını anımsatması gibi. ırmak'ın en büyük handikapı bu işte. seyircinin ne hissedeceğini bilmiyor, kendisi ne hissediyorsa seyirci de bunu paylaşır zannediyor. bunu sadece hüzünlü anlarda başarıyor -yalan yok, ne zaman bizi ağlatmak istese hep başarıyor- ama diğer anlarda hep saçmalıyor.

    çağan ırmak kendi halinde filmler çekip duracak ve hiç bi zaman gerçekten iyi bi iş çıkaramayacak. o iyi işe hep teğet geçecek. işin kötüsü bunu hiç bilemeyecek çünkü kendisinden daha iyisi nerdeyse yok gibi zaten.

    umut başka bahara.
    3 ...
  6. 58.
  7. "hiç bir günah saklı kalmaz derler"

    özel bir film.
    bir öyküsü yok. sanatsal öğeler, imgeler, tarihi göndermeler, siyasi söylemler.
    beşere dair bir masal. öyle masum öyle insancıl..
    ben böylesini izledim. biraz binbir gece, biraz tasavvuf öyle güzel büyüleyici bir masal ki..

    "korkarsan sonunu bilemezsin, sonunu bilmezsen ondan hep korkarsın"

    hızlı cümleler ortasında yürek yakan sözlerle dolu. iyi oyunculuktan öte gerçek bakışlar.
    inanmak meselesi, iyi doğarlar, insanlar iyi doğarlar. ama onları kötü yapar.

    "bize de öyle dediydiler, aç kalmayacağınız dediydiler"

    "-onu neden sevmezler biliyor musunuz?
    -yaptığı fenalıklardan mı?
    -yok korktuklarından, insan fenalıkları affeder, bir tek korktuklarını sevmez."

    heryerde, herkes için geldiği durumu, yüreğimizin karanlığını gösteren bir film, en mistik haliyle..

    "ben deyim yüzyıl evvel, siz deyin şimdi, ben deyim bu köye siz deyin beri, zaten öbür memleket memleketin ta kendisi"

    mesajı, ağırlığı, çatır çatır döktürdüğü bir nutku yok.
    içe dokunan bir masumluğu var. hatırlatır gibi..

    "yaradanın adıyla başlarım gün bu gündür ey ahali uyan, korkmayın zalimin zulmünden.. kıyam başladı. siz ki senelerdir bilip te sustunuz, siz ki senelerdir inandık deyipte aslında inanmadınız, kalpten bilmediniz. düşünüpte sorgu sual etmediniz rabbınızı. siz ki senelerdi umumhaneye gidip, harama uçkur çözüp kendi kızınızı töre diye namus diye çekip öldürdünüz. kıyam başladı.
    uyanın!
    siz ki dışardan helal görünen, içerden çürüyen kirlenen kalbinizi kantara koyup tartmadınız. bilip susanda yapan kadar günahkar. gözlere luzüm yok görmediniz. dillere luzüm yok bilipte demediniz.
    duymadınız!
    bakmadınız!
    görmediniz!
    gelin canlar bir olalım diyeni dinlemediniz. inancınızı kendinize yontup değiştirip bellediniz. dininizi bile kendinize göre bildiniz. sevmeyi gunah, haramı helal ettiniz. sizin olmayı erişilemeyeni karalayıp öldürdünüz. söz ettiniz laf ettiniz.
    o şah damarınızdan daha yakındı siz onu 7 gökte bildiniz.
    kıyam başladı, ey ahali gün bu gündür.
    uyan!"

    sanıyor ki insan, eski bir masal bu, bir an için peygamberlere gönderme sanıyor.
    değil halbuki, tamda bugünden bahsediyor yıkıp geçilmiş köylerde.
    sarıklarla, kuyularla, atlılarla günümüzü anlatıyor.
    insanlığı anlatıyor..
    ulak buraya da geldi, sizin evinize gördünüz mü?
    görmeden gitmeyin..

    "bir rüzgar kalır geriye, bir rüzgar
    fısıldar durur ulak'ın adını
    unutmasınlar diye.."

    burdan da geçti? siz onu gördünüz mü?
    6 ...
  8. 57.
  9. masal dinlemeyi seven cocuklar ve masal dinlemekten asla bikmayan büyükler icin yapilmis, harika bir masaldir. özellikle bitmeyen masalin bitmeyen sonu ile asmis bir film oldugunu göstermistir.

    --spoiler--
    hekim bir ulak yaratmis o günden sonra kendince mehmet'in özünden,ulak ibrahim köy köy gezip intikamini almis mehmet'in aslinda elini kolunu sallayarak gezen kötülerden.
    --spoiler--

    oyunculuk olarak hümeyra bu rolde biraz siritmis olsa da, özellikle cetin tekindor ve yetkin dikinciler cok cok basarili. cocuk oyucular icin de fazla söze gerek yok, ellerinden gelenin daha iyisini vermisler.

    --spoiler--

    az bekle dedi ulak bana, az bekle. alip götürecegim seni denizlerin ardina. beraber maceradan maceraya kosacagiz fikret az bekle. az bekle dedi bana az bekle.
    --spoiler--
    2 ...
  10. 56.
  11. eski zaman habercileridir. rivayet odur ki; padişah fermanını saçlarını kazıtarak kafasına döğme yaptıranları da mevcutmuş. Yolculuk boyunca saçları uzadığından düşmana yakalansa bile üzerinde name bulunamadığından yırtabiliyormuş.
    3 ...
  12. 55.
  13. köprü dizisiyle tanıdığımız *elmas rolündeki oyuncuya sürmenin çok yakıştığını görmemizi de sağlayan filmdir.
    1 ...
  14. 54.
  15. ırmak'ın söylediğine göre filmde bir yerlerde "...deniz gibi masmavi gözler..." denirken mustafa kemal'e bir selam çakılmıştır*.
    5 ...
  16. 53.
  17. 52.
  18. ulak umut...
    ulak gerçek...
    ulak cesaret...
    değişim, uyanış belki.
    farkına varmak, at gözlüğünü çıkarmak, birilerinin çıkarmasına vesile olmak.

    her repliği not edilesi, defalarca izlenilesi film...
    aslında bildiğimiz şeylerin en güzel şekilde ifade edilişi.
    7 ...
  19. 51.
  20. ne çok iyi ne de çok kötü denebilecek düzeyde bir film.*
    1 ...
  21. 50.
  22. cagan ırmak'ın dünyayı bir cocuk gözüyle anlatmayı sevdiğini birkez daha gördüğümüz masal tadında bir anlatımı olan hos bir film.
    2 ...
  23. 49.
  24. çok çirkin veya çok güzel bulmadığım ancak izlerken de sıkılmadığım masalsı bir çağan ırmak filmi.
    1 ...
  25. 48.
  26. maalesef hayal kırıklığı yaşatmış olan filmdir..
    1 ...
  27. 47.
  28. buram buram çağan ırmak kokan bir filmdir. değişiktir. güzeldir. amma velakin harika değildir. babam ve oğlumun ekibinin rol aldığı filmdir. ister istemez beyninizin sağ yanı sol yanına babam ve oğlum sahnelerini seslendirirken aynı ses tonuyla bu filmdede konuştuklarını şahit olursunuz. filmin ana konusu batan bir toplumu gelecek olan yeni nesil kurtarır. ana konu budur. güzel denilebilir ama harika denilmez. kurgu filmidir. sizin hayaliniz ve çağan ırmağın hayali birleşince ilginç bişi ortaya çıkar. takdire şayan bulmuyorum efendim ama ellerine sağlık çağan ırmak denilebilir.
    1 ...
  29. 46.
  30. Çağan Irmak'tan güzel bir film daha,oldukça hoş bir masalın sinema uyarlaması diyelim.
    3 ...
  31. 45.
  32. filmin sonunda insan bir olmamışlık hissi yaşıyor . filmin daha önce denenmemiş bir tarz olması filmin artılarından. zaman ve mekan belirsiz, bugünü geçmişe değinerek masalsı biçimde eleştiriyor. şiveler birbirine karışık, olaylar birbirine karışık, peygamberler ve onun havarilerine insanların yaptıkları, dinlerin bir bakıma nasıl doğduğu anlatılıyor. adem, havva, meryem, ibrahim isimleri tesadüf değil. çocuklar masumiyetin sembolü olarak gösteriliyor. bir suçu işleyen kadar görüp susanında suçlu olduğu, kötülerin saygı gördüğü ancak öldüklerinde mezarlarına tükürüldüğü, dilin söylemesede gönlün konuştuğu, insanın bilmediğinden korktuğu gibi mesajlar veriliyor. sonu bir tuhaf bitmiş ancak buda filmdeki masalı her çoçuk farklı bir son farklı bir cevap ile tamamladığından bu filmin sonuda seyirciye bırakılmış. tüm bunlara rağmen bilinmez bir huzursuzluk havası var filmde ve bir türlü masaldan çıkılmıyor gerçekler mi yoksa masalmı bizi esasa ulaştırdı belli değil. tamamıyla insanı içine çekemiyor en azından beni. ancak izlenmesi gereken bir film.
    6 ...
  33. 44.
  34. çağan ırmak'ın üstün bir zekası olduğunu düşündüğüm, film. kendinizi kaptırıp kimi yerde hüzünlendiğinizi kimi kez de güldüğünüzü farkediyorsunuz.çetin tekindor zaten almış başını gitmiş durumda. en çok akılda kalan ferhat' ın ağlaması ve günahı yapan kadar buna sessiz kalan da cezalandırılır sözleriydi.
    4 ...
  35. 43.
  36. neden sebep?? sorusunun sıkça kullanıldığı yeni çağan ırmak filmi.
    4 ...
  37. 42.
  38. --spoiler--
    kurt kuş uyuyunca
    eski ahırda
    el ayak çekilince
    kimseye söyleme...

    çocukların birbirlerine bu dörtlüğü fısıldadıkları sahne gibi bir çok güzelliği barındıran film. ama ilk yarısından çıktığımda yüzümde oluşan memnuniyet ifadesinin yerini filmin bitiminde ehh neyse ifadesi almıştır. filmin ilk yarısı iyiydi de ikinci yarısı olmamış gibi sinemadan uzak bir yorum yapmayacağım ama sanki sonu, yani hastalıkla tüm kötülerin telef olması falan fazla iyimser olmuş bu karanlık masal için.

    kısacası sonunu beğenmediğim ama herkesin izlemesini şiddetle tavsiye edeceğim çok güzel bir filmdi.

    --spoiler--

    --spoiler--
    ayrıca ferhat'ın annesi neden kurtulmuştur. öykü boyunca herhangi bir iyi yanını görmediğimiz bu kadının köydeki diğerlerinden ne farkı vardır, yapan kadar bilip de söylemeyen de suçluysa bu kadın neden öykünün sonunda kayrılmıştır da kurtulmuştur.
    --spoiler--
    5 ...
  39. 41.
  40. çağan ırmak'ın yine iyi iş çıkardığı film. daha önce babam ve oğlum filmiyle tabiri caizse gönüllere taht kurmuş olan ırmak; ulak filmiyle yerini bence iyice sağlamlaştırdı. öyle sanıyorum bundan sonra çağan ırmak denildiğinde gözü kapalı gidilecek filmler akla gelecektir. filmin yönetmenliğini ve senaristliğini yine çağan ırmak yüklenmiş. bunun dışında filmin künyesinde babam ve oğlum ile çok benzerlik var. şöyle ki; oyuncu kadrosu çok tanıdık. çetin tekindor, hümeyra, yetkin dikinciler ve şerif sezer. oyuncular dışında müziklerde çok tanıdık. filmde evanthıa reboutsıka'nın tarzı hemen kendini belli ediyor. bunların dışında kostüm, aksesuar ve makyajlarında gayet göz doldurduğu bir film olmuş. çetin tekindor her zamanki gibi yine sağlam bir oyunculukla kendini izlettiriyor.
    bu film çağan ırmak isminin takip edilmesi gereken yönetmenler listesinde ilk sıralara yükseltiyor. bundan evvelki artık rahatlıkla kült denilebilecek bir film olan babam ve oğlumdaki başarısını daha da sağlamlaştırmış. kesinlikle gidilip, izlenilmesi gerektiğini düşündüğüm zamansız, mekansız bir masal.

    --spoiler--
    en derin kuyudan daha derindeydiler.
    en karanlık kalpten daha siyahtılar.
    hiç umut yoktu.
    ve bir gün, heybesinde sırlarla, uzak bir diyardan "o" geldi.
    onlara sevmeyi, inanmayı ve cesareti anlattı.
    inanlar beklediler çünkü biri daha gelecekti.
    --spoiler--
    2 ...
  41. 40.
  42. --spoiler--
    Zannedersem siyasi gündemde de biraz daha açıkça işlenmeye başlandığına şahit olduğumuz (bilebildiğim kadarıyla)ateizmin dinlerin ortaya çıktığını izah eden tezini hikaye etmekte film. Filmi izleyen herkes aslında filmde verilmek istenen -alt mesajı- almıştır; dinler aslında işte böyle ortaya çıkmışlardır diye muakkak düşünen olmuştur. Texe Marrs'ın illuminatı kitabını okuduktan sonra edindiğim dini inanışlarla mücadele eden ladini örgütler izlenimim filmden sonra biraz daha pekişti. Öte yandan kolcubaşı ve adamları gibi şehirlerde bulunan asayiş birimleri bile dile getirilirken cami gibi, kilise ya da havra gibi hatta ya da cemevi gibi dini referansları olan objelerin filmde eksik tasarlanması da bu bakımdan dikkate şayan; bu eksikliklerin yerine Mehmet'in kitabı ile birlikte Zekerriya ve havarilerini ve inanlarını ve çocukları koymamız isteniyor herhalde.
    --spoiler--
    1 ...
  43. 39.
  44. umutların yeşerdiği çağan ırmak filmi. uzun süredir ilk kez bir filmden sonra yolda yürüyemez hale geldim.

    --spoiler--
    özellikle bir masalın, 4 farklı kişinin zihninde canlanmasını kurgulaması ve yansıtma tekniği ile çağan ırmak' ın üst düzey bir film adamı olduğu anlamış bulunmaktayım.
    --spoiler--
    4 ...
  45. 38.
  46. --anlayana spoiler--

    dudaklar sussa da kalbin yüz dili vardır.

    --anlayana spoiler--

    --spoiler--
    sormasam da sen anlatsan...
    --spoiler--
    7 ...
  47. 37.
  48. bugün babamla konuşurken babamın 'çağan ırmak böyle bir çekebileceğinin ilk sinyallerini babam ve oğlumda vermişti bir çocuğun hayallerini o kadar güzel yansıtmıştı ki' demesiyle evet ya doğru dedirtmiş filmdir.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük