önce tanıma başlamadan evvel, doğrusunun "eşek" olduğunu bildiğimi belirtip, çift "ş" ile yazınca hem o güzel gözlü hayvandan ayırdığımı hem de kulağa daha hoş geldiğine inandığımı belirtmekte fayda mülahaza ediyorum. bundan mütevellit ukte dolduran yazar arkadaşlar, gözlerine iltifat ettiğim zannına kapılmasınlar.
evvela, bir insan niye ukte verir, bunun üzerinde fikir teatisi yapmak elzemdir. yukarıdaki ukte tuşuna bastıp, bilimum ukteyi verenin haleti ruhiyesi ile ilgili başlıklar görmekteyiz. misal; "can yeleğiyle popoma vurdu", "bayan görünce dil atmak", "çözülmemiş şifreler", "bizim koltuk mobilyayla sevişir" vs vs. ya alkollü iken, ya da başka türlü kafa yapıcı madde etkisi altındayken düşünülmüş fikitler. olmadı ukte veren, ipnelik olsun diye de ukte verebilir, tartışmaya açık konudur. netice itibariyle bütün ukteler, delinin kuyuya attığı taşlar gibi durmaktalar.
ukte veren bu cibilliyetsizler, bu tembel insanlar, armut piş ağzıma düşçüler, miras yediler, uktelerini verir ortaya attıkları fikirleri başkasının doldurmasını beklerler. fikir mutlaka, belli etkenlerden dolayı zihninde canlanmış, onun anahtarı da ukteyi verenin elindedir.
peki neden ukte doldurulur? neden başkalarının hezeyanlarına kılıf uydurulmaya çalışılır? bu seri ukte dolduran ibneler, gönüllü olarak, seri ukte veren ibnelerin eşşekliğini yapmaktadırlar. gider kuyuya inerler, taşı çıkarırlar.
bu ukte dolduranlar yüzünden şımarık bir nesil yetişmektedir.
