Ya Beşiktaşlı ya da Fenerli tiptir. işin aslı şudur; UEFA denen kurum, adından da anlaşılacağı gibi Avrupa'daki bütün futbol federasyonlarını tek çatı altında toplayan ve bunların hepsi üstüne söz sahibi olan bir Üst kurumdur. Bu federasyonlardan herhangi biri görevini yapmadığında, yapamadığında veya kötüye kullandığında UEFA o ülke federasyonu adına karar alabilme yetkisine sahiptir.
bu yetkiye sahiptir lakin her ülkenin kendi içinde bağımsız hareket etmesini destekler. eğer fb şike olayından alnının akıyla çıkmazsa federasyon ceza vermezse elbette uefa verecektir.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan UEFA yetkilisi, TFF'nin kendi içinde alacağı bir kararın UEFA'yı ilgilendirmediğini ifade ederek, "TF'nin kendi içinde alacağı kararlar UEFA'yı ilgilendirmez. Ancak UEFA'yı ilgilendiren konuların başında, UEFA'nın terpit ettiği müsabakalar vardır. Örneğin, Avrupa kupalarında yapılan şike kokan maçlar ya da oyuncuların dopingli çıkması. Bizi bunlar ilgilendiriyor. TFF'nin aldığı konular onları ilgilendirir. Küme düşürülüp düşürülmeyeceği de Federasyon'un kararıdır" dedi.
açıklamayı duyar duymaz ünlü barca efsanesi johann cruyff'u arayarak fikirlerini sordum. kendisi de açıklamayı duymuş olacak ki, telefonda kendisiyle bu konuyu uzun uzun konuştuk ancak ben tek kelime flemenkçe bilmediğimden olsa gerek cruyff'un söylediklerinden hiç bir şey anlamadım. bunun üzerine telefon faturasını da düşünerek kendisine esenlikler dileyip telefonu kapattım.
beşiktaş hakkında karar vermeden önce uefa'nın gezi parkı direnişindeki çarşı'yı izlemesi gerekmektedir.
yani diyeceğim o ki;
(bkz: adamın götünden kan alırlar kamil kan)