bittiğinde alkışların ve çığlıkların başladığı muazzam müzik. hani o hengame yoksa müziğin sonunda bir eksiklik oluyor. o yüzden, bir maç öncesinde dinlemek daha güzel.
football manager da şampiyonlar ligi maçları öncesi takımı~~ ve kendimi havaya sokabilmek amacıyla açıp dinlediğim muhteşem ötesi sayılabilecek eserdir.
çok orijinal bir şarkı.
4 yabancı dil biliyorum. bu şarkıyı bir türlü anlayamıyordum. bir an ingilizce gibi beliyor, bir an fransızca, sonra bakıyorum almanca kelimeler var gibi. bugün sözlerine baktım. meğersem 3 dilde söylüyormuş.
heyecanla beklersiniz gündüzden beri maçı, sonra heyecan yavaş yavaş azalır, yerine midenizde bir burukluk gelir, fakat ne zamanki reklam biter ve bu başlar, işte o zaman bir titreme sarar her yanınızı, hele bir de güçlü bir takımın deplasmanındaysanız kesin büyük tuvaletiniz de gelir, candır, güzeldir, beşiktaş hariç türk takımının maçında çalmasıyla o takımın taraftarlarına bir imrenme de duyarım açık söyliyim.
galatasaray'ın bugün tüm türkiye'ye dinleteceği marştır. siyaset kokuyor şu meret demişimdir hep, acayip böyle ülke ülke fethedip şu müzik eşliğinde savaş tazminatları almak isterim.
not1: fenerbahçeliyim, ama konu avrupa olunca işler değişir. en nihayetinde türkiye'nin tarafındayız.
not2: age of empires çocukluğumdan bu yana kanıma işledi sanırım, "olur (arada öyle) yaparım" .
bu müziği ne zaman duysam kasıklarımda sidiğin baskısını hissederim..
öyle bir heyecan yaratır ki bende,
futbolcular gibi maça yarım saat kala sürekli tuvalete giderim..
bundan sonra galatasaray için her sene duymayı temenni ederim..
dünyanın en epik ve akılda kalıcı melodilerinden bir tanesidir, ''klasik müzik çok sıkıcı yaa'' diyen çok fazla insan olduğu için belki de kimse bu müziğin aslında handel'in zadok the priest adlı bir barok dönemi eserine ait olduğunu bilmez.