geçenlerde eve gelirken paketin dibini görmüş olmanın verdiği hüzün ile girdim mahalle bakkalına. o sırada evde nescafe kalmadığı da geldi aklıma ve bir paket sigara ile üç adet "3'ü 1 arada" diye tanımlanan paket kahvelerden aldım. çevreciliğim azmış olacak ki poşete davranan bakkal amcama "gerek yok" diyerek elimdeki zevatlarla dairemizin kapısına kadar geldim. anahtarı ilk dürttüğümde iç taraftan anahtar takılı olduğunu anlamak çok zor olmadı. tam işaret parmağım zile dokunacağı sırada anahtar seslerimi duyup da mercek taraması yapan valide sultan açtı kapıyı. ayakkabılarımı, her zamanki gibi ellerimi kullanmadan sıyırıverdim ayağımdan ve elimdeki zevatları, vestiyere attım gelişigüzel.
valide sultan öteden beri para konusunda "savruk bir adam" olduğuma inandığından(ki haksız da sayılmaz) olsa gerek nescafe paketlerinden bir tanesini yüzüme doğru sallayarak "kaç paraya aldın bunu? bilmem neredeki markette 23 kuruş" diyerek akşamın ilk ayarını verdi. "hoşbulduk valide sultan" dedim önce mahçubiyetle beraber "hoşgeldin" deyiverdi sağolsun. gene de bir cevap vermek gerekiyordu valide sultana aklındaki sual ile ilgili olarak. tabi başladım anlatmaya...
"ben nescafeleri, selam-sabah içerisinde olduğum, insani olarak tanıma imkânına eriştiğim mahalle bakkalımızdan; tanesine 30 kuruş bedel ödeyerek aldım. sen, nescafe içeceğin zaman dilersen bilmem neredeki marketten tanesi 23 kuruşa alabilirsin. ben, o markete gittiğimde duyacağım "dıt, dit" şeklindeki barkod okuma seslerine, bakkala gittiğimde duyduğum "aleyküm selam" sedasını tercih ederim. aradaki 7 kuruşluk fark bana aylık maksimum on lira zarar ettirecekken, mekanikleşmiş bir hayatı yaşamanın getireceği bunalımlı ruh hâlinden kurtulmak için seansına ortalama iki yüz lira vereceğim bir psikoloğum olmayacak bu sebepten."
valide sultanın tepkisi gecikmedi elbet;
"yarın öbür gün evlenip de ev geçindirdiğinde anlarsın... bilmiş zibidi seni" diyerek.
ve sonra düşündüm de bu kadar ucuza, koca bir kültürü satınalmak sanırım ki evlendikten sonra da vazgeçebileceğim bir haz değil. mahalle bakkalı lan işte, zaten topu topu kaç tane kaldılar ki?
