ucra kose

entry2 galeri0
    1.
  1. Yaşamın en ücra köşesinden bakmaya çalışıyordu hayata;ki orasının henüz nerede olduğunu bile bilmeden,varlığıyla kavruluyordu.Sadece kendi varlığıydı yanında taşıdığı.Anlamsız soruların cevabını bile,o ücralıkta bulmaya çalışıyordu.Ne kadar doğru yanıt bulacağı umrunda olmadan,yığınla soruyu tıkıyordu beynine.Beyninin yorulabilecğini aklına bile getirmeden...Gözleri kan çanağı olmuş,yorulmanın sinyallerini böyle vermeye çalışıyordu ama aynaya bile bakmadığından,bu kırmızı ışık gibi yanıp sönen küçükleri görmüyordu.Hissettiği göz yangınlarını da;herhangi bir şeye yoruyordu.Hayatında bulunan herhangi bir şeye.Uykusuzlukla zar zor boğuşurken,saatlerdir ağlamanın acısıda üstüne abanıyordu zavallıcıkların.Ağlamasının nedenini bilmiyordu.Zaten aramıyordu da,öylece akıyordu gözyaşları deliklerden...Yorgunluğun olasılığı bile söz konusu edilemezdi buralarda!!!Onu uyarabilecek herhangi bir insanın varlığını bırak,gölgesi bile yoktu ortalıkta.Peki nereye kadar bunu sürdürcekti?Hangi sorunun cevabıydı aradığı,hangi yolların gizli geçidi?Her gizililikte farklı heyecanlar saklardı,içini kemirip duran heyecanlar...Açığa vurmayı ise hiç düşünmezdi,düşünemezdi...Çevresindeki insanların gölgesi bile görünmüyordu çünkü;o kadar gereksiz ve önemsizlerdi onun için.bu yüzden onlarla bir şeyler paylaşmayı aklının en ücra köşesinden bile geçirmezdi,ki orasının henüz nerede olduğunu bile bilmiyordu!!!!!!

    mart-2006
    2 ...
  2. 2.
  3. yüksek mertebe tehdit ederken kullandığı kalıp.
    -seni en ucra köşeye ,allaın bile unuttuğu yere sürerim. akıllı ol gibi.
    (bkz: türk filmi mode on)
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük