okyanustaki bir balık, var olan her şeyin okyanusta oldugunu düşünürken, bir gün sıçramayı öğrendiğinde, aslında var olan her şeyin okyanus olmadığını anlar. yüzgeçleriniz sizi dışarda uzun sure tutacak kadar gelişkin değildir, yüzgeçleriniz kanat değildir. 2 dakika dan fazla okyanus dışında kalamazsınız, çünkü ciğerleriniz dışarıya göre değildir. başka bir dunyadır uçtuğunuz ama uzun süre orda kalmanız olumdur. çünkü hazır değilsiniz oraya. işte bunalımlarınız, bir an için uçup duyumsadıklarınız da böyledir ama hapları verirler size, onlar rüyaydı derler. siz de zaten o koşulları çok sevmediğiniz için geri dönmeye, korunaklı yuvanıza geri dönmeye can atarsınız. paralar ödersiniz terapilere, size aslında okyanusun dışının olmadığını anlatırlar. siz de her seansta buna inanmak için elinizden geleni yaparsınız. siz acılarınızdan kaçsanız da içindeki dünyanızdan çıkmak acı veriyor olsa da burada kalmak için elinizden geleni yapıyor olsanız da varoluş sancınız sizi en azından bir kere bununla yüzleştirecektir ve çoğunuz allaha şükür, kabus gibiydi, bir daha yaşamadım şimdi cok mutluyum kendimi düzene soktum diyeceksiniz.
uçan balıklar yüzgeçlerini kanat olarak kullanıp su yüzeyinden kuyruklarını kullanarak havalanarak 200 metreye kadar uçarak ilerleyebilirler.
bilinen en eski uçan veya kayan balık fosili, 235-242 milyon yıl önceye ait potanichthys xingyiensis'tir günümüzdeki uçan balıklar 66 milyon yıl önce bağımsız bir tür olarak ortaya çıkmıştır ve o günden beri avcılardan uçarak kaçmaktadır.
Uçan balıklar evrimi de red eder. Denizde karaya çıkıpta kuş olma masalını tek başına çürütür.