eskiden zengin işiydi. çocukluğumu hatırlatır bana her defasında. muz yiyen çocuk ile domates yiyen çocuk arasındaki farkı. domates yiyen çocuk bendim, muz yiyen ise karşı daireye yeni taşınan asuman teyzenin oğlu çağrı. o elindeki muzu göstere göstere yerken, bizler domatesleri ısırır ve bir tarafından fışkıran domates suyuna kahkaha atardık. neyse konu dağıldı, çocukluğa gidince. esas konu uçak yolculuğu;
bundan 10 sene kadar önce sadece zenginler binebiliyorken, bugün herkes binebiliyor. 24 saat süren işkence dolu otobüs yolculukları tarihe karışıyor. üstelik çoğu zaman otobüs bileti fiyatından bile uygun fiyata alınabiliyor. ne tesadüftür ki yine bu zengin-fakir arasındaki uçurum ak parti iktidarı döneminde son buldu. seyahat özgürlüğü herkese eşit bir şekilde eşit ücretle veriliyor. birileri sosyal devleti, taşla sopayla molotofla araya dursun, ak parti iktidarı sosyal devletin temelini attı, katlarını sağlam ve emin adımlarla çıkıyor. allahın izniyle de tamamlayacaklar.
ak parti iktidarının fiyatlarını güncellemesi ile bütün vatandaşlarımız kullanabiliyor artık uçakları. 24 saat süren ülke içi yolculuklar bu sayede 1 saate inmiştir.
çok rahat olan yolculuk çeşidi. ölme riskiniz de herhangi bir yolculuktan daha az. 12 saatlik yol 50 dk da gidiliyor. daha ne ister ki bir insan?
ucuz uçak bileti ister mesela. bir de hava alanı atmosferi acayip moralimi bozuyor. herkes bir yere koşturuyor. herkes uykulu ve asık suratlı. onun haricinde harika gir şey.
not: olur da acil çıkış kapısı tarafında oturursanız sakın bu sorumluluğu alamam ben" triplerine girmeyin. en rahat yer lan orası.
ayrıca 50 bin feet yükseklikteki güvenlik prosedürleri ne kadar çalışır o ayrı konu.
birim zamana göre en yorucu yolculuk türüdür. 2 saat uçak yolculuğunda vücut o sarsıntı ve gürültü sonucu 8 saatlik otobüs yolculuğundaki kadar yıpranır.
geçenlerde bir işimden dolayı şehir dışına çıkmam gerekiyordu, pek adetim olmadığından dolayı afallamıştım biraz bileti nereden alıcam falan diye. bi arkadaşım biletall.com'u kullanmamı tavsiye etti, girdikten sonra da niye orayı söylediğini anladım, adamlar öyle bir sistem kurmuş ki gerizekalı bile olsan istediğine kesinlikle ulaşıyorsun. kaliteli yer vesselam...
istanbul'un sıcağındna bunaldığımdan ötürü yapacağım eylem.
buradan uçakla trabzon, oradan da artvin. ondan sonra ver elini huzur ve mutluluk. bileti de ucuza kapattım biletall.com'dan, adamlar nerede ucuz bilet var şıp diye getiriyor önüne. takdir ettim. memleketimi görmek için sabırsızlanıyorum, tabii istanbulun bu leş sıcağından kurtulmak için de...
belaruslu nörologların yaptığı çalışmaya göre uçağa sağ ayakla binenlerin %90 ı renkli bir seks hayatı yaşıyorken. sol ayakla binenlerin %77.5 i aseksüelmiş.
ilk binişin tadı başkadır. o kadar hızlı gittiğini tahmin edemezsiniz. kalkarken içinizin öyle çekileceğini de * daha sonra alışıyorsunuz.
bir de, kanatların o kadar sallanması çok normal. o kanat sallanıp yalpalamazsa kırılır, sallanınca değil. onların 6-7 metre esneklik payı var rahat ol.
uçak kalktıktan bir zaman sonra böyle yavaşladığını, hatta aşşağı doğru düştüğünü hissedersiniz ya, işte onun sebebi hem yakıt tasarrufu, hem de 10.000 feet irtifada 250 knot (450 km/h) hızı aşmamak için(çünkü yasak) uçağın tırmanış takatinden düşmek adına gaz kesmesidir.
trübilans gayet olağan bir şey, korkmayın, zevkini çıkartın, uçağa bir arıza vermez.
motor durması uçaklar için en iyi acil durumdur. bütün uçak tasarımları ve pilotaj eğitimleri, tek motorun durması üzerine olur.
uçaktan yer yer gelen vizuuuuuv tarzı seslerin sebebi özellikle iniş ve kalkışta flap denilen ekstra kanatları açıp kapatmaktır.
uçak piste sert bir iniş yaptı ise ya indiren pilot acemidir, yahut inilen pist çok kısa olduğu için iniş sırasında sert inerek sürat kesmek için pilot manevrasıdır.
uçak kazaları en çok iniş-kalkış sırasında yaşanır.