küçükken bize yanlış kesim yönetemleri ile öğretilen alettir.
nasıl mı?
önce yere gazete yayılacakmış,
sonra el veayaklar yıkanacakmış,
sonra yavaş yavaş kesilecekmiş,
el ve ayak tırnakları aynı gün kesilmemeliymiş(bu bir batıl inanç),
kesim işlemi bittikten sonra gazete toplanacak ve çöpe atılacak,
en sonunda etrafa sıçramış tırnak parçaları için elektrik süpürgesi çalıştırılacakmış.
inanın en az yarım saatinizi alır.
aslında bunlara hiç gerek yok, banyoya gir, lavabo başında kes tırnaklarını, sonra lavaboyu aç tırnaklar delikten gitsin, ayaklar için ise ideal yer tuvalet, kestikten sonra sifonu çek gitsin, en fazla 5 dakika alır. Öyle gazete yay, odaya sıçramasın diye dikkat et, sonrasında temizlik yap zaman kaybıdır başka bir şey değildir.
mesela tırnaklarınızı kesmeyi unuttunuz, önemli bir toplantıya gideceksiniz veya birisi ile yemek yiyeceksiniz, bir baktınız tırnaklarınızın hali berbat, uzamış ve pislik içinde, eh evden de çıkmışsınız artık, hemen gidin en yakın yerden bir tırnak makası alın(küçükleri 50 kuruş, büyükleri 1 lira), sonra o mekana gider gitmez hemen girin tuvalete, hemen 2 dakikada halledin, tırnak makasını da cebinize atın, veya arabanızda böyle durumlar için bulunsun(başıma gelmiştir).
evde, en çok kaybolan eşyalar listesinde üst sıralarda yer alan, uzayan tırnakları budamaya yarayan, miniboy olanların yanında demir makası gibi devasa büyüklükte olanları da mevcut olan hede.
işyerimde de bir adet bulundurmaktayım bu aletten, fakat yanlış anlamayın işyerinde tırnak kesmek değil amacım, sadece öğle molasında gözlerden uzak bir şekilde tırnak etlerimi temizleyebilmektir. masamın çekmecesinde saklamaktayım tırnak makasımı zira hijyenden yoksun zihniyetli iş arkadaşlarım alıp kullanabilirler diye düşünüp gizlemiştim, oysaki bu kesin bir çözüm değilmiş;
m&m: rıza napıyorsun?
rıza: şeytan tırnağı uff acıyor ya
m&m: tamam da o tınak makası benim rıza!
rıza: yahu zorda kaldım şeytan diyorum ya tırnağı çıktı işte anlasana
m&m: bunda anlıcak bi şey yok ki, tırnak makası şahsa özeldir, hay z.kim yapcan işi...
rıza: amma uzattın abi ya, al bitti zaten işim
m&m: ya süreyle ne ilgisi var uyuz, tırnak makası ortak kullanılacak bir şey değil ki
rıza: onu bırakta sen işyerinde tırnak mı kesiyorsun
m&m: ya hayır şu tırnakların üzerine binen etler vardır onları kesiyorum sen 1 saat öğlen yemeği masasında pineklerden ben de bunu yapıyorum
rıza: manikür ha, hayırdır (şeytanca gülümseme, nedenseeee)
m&m: ne hayırdır ulan hımbıl!,
rıza: hayır hani manikürvari işler kadın eylemidir ya
m&m: rıza öküz olduğunu söyleyen oldu mu?
rıza: ne kızıyon abi
m&m: rıza z.tir git!
rıza: al abi makası.
m&m: yuh! napiim artık o makası salakmısın olum
rıza: abi bi yıka pırıl pırıl, ne var ki
m&m: defol, hörgüçlü deve!!
m&m:... dur lan sen niye benim büroma girip çekmecelerimi karıştırıyon!!
edit: peki bu hikayeden ne öğrendik;
1- başkasının odasına girip çekmeceleri karıştırılmaz
2- her manikür yapan kadın değildir*
3- tırnak makası temizlik açısından kişiye özeldir, istendiğinde verilmemesinin nedeni kıskanmak değildir.
bir mühendislik harikası olsa da bana göre büyük bir eksikliği var. tırnakları keserken fırlayan ve sonsuza giden tırnak parçalarına devletin bir şey yapması lazım. umut sarıkaya tipi mutsuzluk resmen anasını satayım. öyle bir fırlıyor ki nereye, nasıl, hangi hızda gittiğini anlamıyorsun. tırnak makasının arkası kapalı olursa en azından fazla uzaklaşamaz.