bugün bizzat şahit olduğum bir olay. yakın bir arkadaşımda misafir olarak kalmaktaydım. hiç tanımadığım, benim yakın arkadaşımın ev arkadaşının ise morali çok bozuktu. derken bir süre sonra tırnaklarını, ayak tırnaklarını kesmeye başladı ve hemen hemen aynı anda ağlamaya da başladı. bu eleman kız arkadaşından ayrılmıştı. olabilirdi.
ama bu tablo her zaman görülebilecek bir tablo değildi. çok saçmaydı. sanki eleman tırnak keserken mütemadiyen ağlamaktaydı da bize kız arkadaşından ayrıldığı için ağlamadığını mı anlatmak istiyordu. bu yazdığım son cümleye dönüp bakmak bile istemiyorum. neyse... yani sanki soğan doğruyordu eleman. hayır git soğan doğra da ağladığını anlamayalım. ama olay öyle değilmiş tabi. eleman hem çatır çutur katır tırnaklarını kesiyormuş hemde aklına gelmiş ağlıyor. bir şeyi yok yani. budur. bu da böyle bir olaydır.
romantik filozof adamın harcıdır, bu fenomenin ardından(hayır felsefi ya o bakımdan, olgunun da ötesine geçmiş bir iş bu), sırasıyla, yani algoritmik olarak parmak kütletirken gülmek, şarkı söylerken erekte olmak, yemek yaparken parende atmak gelir. anlamsız görünse de anlamlıdır. belkim bize anlatmak istediği bir meşaz vardır bu olgular bütünü fenomenler kümülüsünde. ve evet, son yazdığım bir kaç cümleye bakmak dahi istemiyorum.