benim arkadaş bu. tabii hemen insanın aklına şöyle bi diyalog geliyor:
-vay.. adama dönmüşün (dönmüşşün bile değil) lan!
+önceden adam değil miydik oğlum?
-yani
hayır, hayır ve dahi hayır...
sadece sustum. demek ki uzun saç yakışmıyormuş bana. bunu öğrendim. zira ben ferrarimi satarken bile sadece gülümsedim. ben pollanyayı bile suya götürüp susuz getirmiş biri olarak bu arkadaşa tek kelime söylemedim. sadece acımı yüreğime akıttım. zira yıllar yılı adam olmadan yaşamak zor geliyor be insana. ha hah ha.
o kişiyi istedigi gibi yönetmek istiyodur. örnegin bir baba ogul arasında olabilecek olaylar gibidir. baba oglunu kişiyi gibi yönetmek istiyordur. ogluda buna karşı çıkıyordur. evde bundan kaynaklanan bi tartışma yaşanabilir
kafasını, aynı zamanda da ağzını kaldırıma dayayarak, tekme atıp, canını almanın insanlık namına bir iyilik olacağını düşündüren arkadaştır.
(bkz: American History X.)