ben. evden calisiyorum, istedigim gun istedigim saatte calisiyorum. Bu sebeple bir yandan master da yapabiliyorum. aylik 15 bine yakin gelirim var. Yaptigim is sacma sapan bir binada sabah 9 aksam 16 arasinda bulunmama degil, ortaya cikardigim programin kalitesine gore belirleniyor. Muhatap oldugum insanlarin hepsi universite mezunu. senede bir kac defa yurt disina cikiyorum ( is ve tatil amaciyla ), yas 30 ev ve arabam var.
Benden daha fazla para kazanan doktor arkadasim var, fakat her gun Urfa'da suriyeli cocuklara asi yapiyor, sabahin korunde kalkip ise gitmek zorunda. Ingilizce bilmiyor, parasini harcayacak bir yer bulamiyor. Muhtemelen biriktirip bir yerlerden ev falan alacak.
Ne yaptigini bilen kisidir, tip bulunmaz hint kumasi degil, bos yere gozunuzde buyutmeyin, zorunlu hizmette "Batman HedeHodo Devlet Hastanesi" yazisi cikinca ben naaptim ulan demeyin.
Kambur, uzun boylu, gözlüklüdür.izmirde tıp okumaya puanı yettiği halde "babam beni orada okutmaya gücü yetmez"deyip gitmemiş bir sene daha hazırlanıp çapa tıpı kazanmıştır.Şuan 4.sınıf öğrencisidir aldığı burslarla babasına araba almıştır.Adamdır.
tıp okumayan anlayamaz bunu. Tıp bitirdikten sonra pratisyen hekim oluyorsunuz, bir uzmanlığınız olmuyor. Uzmanlık almak için tıpta uzmanlık sınavı (tus) ' a giriyorsunuz. O sınavı sene kaybetmeden kazanabilmek için lisansta aldığın eğitimin iyi olması gerekiyor. Bu da demek oluyor ki rize tıp'a gidip 2 sene uzmanlığa hazırlanacağına, cerrahpaşa tıp'a gidip sene kaybetmeden uzmanlığını kazanırsın (sınavdan hemen sonra uzman olmuyorsun 4 sene eğitimi var onunda). Bence güzel mantık. Tabi bunu yapabilmek zor. Her yiğidin harcı değil.