Bazı bölüm öğrencilerinin tıpı kazanamadığı için müthiş zoruna giden durumdur. Hatta kantinde üstüne çay dökmek gibi çocuksu düzeyde çirkeflik yapanına kadar rastladım lan bir gidin.
bu egoya sahip öğrencilerin yanında "ben tıpçıları sevmiyorum." derseniz, bütün gazaplarını üstünüze çekersiniz. Hep beraber "Tıpçıları sevmiyorsan doktora da gitme, öl." diye üstünüze uçarlar.
Ayrıca bu egonun oluşmasında yıllarca insanların "tıpa girersen hayatın kurtulur." "artık bütün kızları götürürsün." "ooo hemşirelerde size hep tav olur." gibi cümleleri kullanmasının da payı yok değildir.
Ama siz yine de bu insanlara kötü davranmayın. Ben de tıpçıyım ve dandik notlar alabilmek için bile bir yerlerimi yırtıyorum. Bu adamlar da ister istemez bir ego geliştiriyor. Oluyor öyle.
fakültede çoğu insanda olan egodur. Genelleme her zaman yanlıştır , egosu yüksek olan insanlarda genelde diğer bölümleri ezik görme , aşağılama gibi hiç hoş olmayan davranışlar almış başını gitmiş. Tıp fakültesinde okuyan biri olarak şunu demeliyim ki burda herkes albert einstein değil. Çoğunda kafa yok sadece günlük ve asırı çalışmaya bağlı gelmiş. Tıp fakültesi=hepsi zeki insan değil. Inanın o kadar sığ kafalı adam var ki bunlar nasıl kazandı diyorsun ışte burda da herşeyin zeka olmadığı ortaya çıkıyor.
birkaç kere gördüğüm egodur. nedense aralarında aptal bir espri oluşmuş. ne okuyosun diye sorduklarında, "su ürünleri ehe", "işletme * )" tarzı şakalar yapıp sonra, "tıp olm ya ne suyu ak" cümlesi geliyo. niye yapıyosunuz oğlum bunu?
Bir bayılma olayına açılın ben doktorum diye girer. Hatta bazılarının ego o kadar tavan yapar ki açılın ben hacettepe tıp öğrencisiyim diye olaya dahil olmak isterler.
olması normal olan egodur. Adam o kadar emek vermiş, hayat kurtarıyor, 6 sene tıp eğitimi almış, herkesten fazla iyi bir hayat yaşamayı hakediyor. Birkaç yıl öncesine kadar da hakettiklerini bir nebze de olsa alıyolardı. Fakat şu an ki durum gerçekten içler acısı. Hayat kurtaran bu insanların öldürülmesi, dayak yemesi ne kadar ironik ve cağ dışı. Hem hastalarla hem de hasta yakınlarıyla ilgilenip, aynı zamanda tedavi etmek her insanın harcı değil. Üstüne 36 saat hiç uyumadan, ara vermeden çalısıp, hatasız olmalarını beklemek de çok saçma bir durum. Umarım ilerde hakettikleri bir sekilde yaşarlar
hastaların internetten hastalığını araştırıp çoğu zaman yanlış tanı koyup doktora da bende hede hödö var demesiyle ortaya çıkan doğal durum. tıp öğrencisinde ilk sınıfta olur. doktora şiddetle doktoru dize getireceğini(!) düşünen bazı gerizekalıların, aynı yolla olduğuna inandıkları egoyu yok edebileceklerini sandıklarını görüyorum. (bkz: allah belanızı versin) sağlıkta şiddeti ne zamandır protesto ediyoruz sosyal medyada yeri göğü inletiyoruz buradaki bazı amcık beyinliler gelmiş bana doktora şiddeti savunuyor, lan gerizekalı o doktorun 36 saat nöbet tuttuktan sonra senin kaprislerinle taşşak geçmesi kadar normal bir şey olamaz gideceksin tayyibi suçlayacaksın sayesinde hekimlerimiz acile gelen ve acil olmayıp normalde polikliniğe gitmesi gereken ancak işim çabuk görülsün diye acile gelen hastaları geri çeviremiyor çevirirse de 184ü arayıp doktoru şikayet ediyor al bi de burdan yak. ambulans doktoru hastaya müdahale etmeye çalışırken hasta yakını avukat hanım hastaya öyle dokunulur mu gerizekalı diyip doktoru ittiriyor, bu açıdan bakamayan at gözlüklüler de gelip bana doktoru şiddeti savunmasın sözlüğe rezil ederim bu da biline.
doktor egosu var mıdır bilmem ama tıp öğrencisi egosu vardır.olmalı mıdır orası tartışılır.
peki neden öyledir? hemen söyleyeyim. yaşam tarzı olarak, görüş olarak, insan ilişkileri olarak gerçekten diğer öğrencilerden ve yaşamlarından farklılar. bu farklılık bi üstünlük belirtisi değildir çoğu kez. çalışma temposu konusuna hiç girmek istemiyorum. en gevşek üniversitelerde bile komite zamanı öğrenciler yaşadıklarını unutuyorlar. özveriden başkası değil. doktorluk olayına girmediklerinden yaşam konusunun manevi bi baskısı oluşuyor. birilerinden farklı olduğunu bilme duygusu egoyu oluşturuyor. Bazen de bunu oluşturan onlar değil diğer bölüm öğrencileri oluyor.
Ancak sanılanın aksine asosyal yaşam tarzı, kezban mantığı diğer fakültelerle aynı oranda.