Başka yazacak bölüm bulamayan birinin yaptığı eylemdir. Mühendislikle tıp arasında kalmıştır ve Hangisi tutarsa demiştir. Aynısını maalesef yaşayacağım gibi. Tabii ama bunlar önemli değil iyi bir puan alayım da en üstten sırayla yazarım.
Bunları düşündükçe tüm çalışma hevesim kaçıyor işte.
çoğu zaman aile ve çevre baskısı sonucu gerçekleşen durumdur ki;
kimi zaman,
- istemeye istemeye 6 sene okumayı,
- olmuşken uzmanlık ve operatörlük için 4 sene daha cırmalamayı,
- hazır uzmanken, 10 sene daha diş sıkıp doçentlik tezini vermeyi,
- oldu olacak 10 yıl daha dayanıp profesör olmayı,
- eh! profesör de olmuşken bir muayenehane açıp para kazanmayı,
- o saatten sonra dönüp de bir maziye bakmayı,
- geçip-giden gençliğe ve yaşama acımayı,
- 50'sinden sonra kazanılmış paranın amına koymayı gerektirir.
iyi bir puanla iyi bir fakülteye yerleşilmişse büyük bir hatadır. çünkü bunu yapan kişi kaliteli bir üniversiteden adam gibi bir mühendis olarak çıkabilecekken itibarı yerle bir olmuş ve daha da olacak olan doktorluğu seçmiştir. yıllarca tıp için yanıp tutuşmuş birinin bile ne zorluklarla okuduğunu bilmiyordur. tıpı sevmeyerek en az altı yıl nasıl okuyacağını durup durup düşünecek ve zaman zaman * sinir krizi geçirecek bu kişi muhtemelen önce okulu uzatacaktır sonra eninde sonunda bitirecektir, bitirdiğinde de tusuydu uzmanlığıydı daha da uğraşmak istemeyeceğinden mecburi hizmet kurasıyla bir yere atanacak ve bulunduğu yere, o kutsal mesleğe, yardımcı olması gereken hastalarına her gün ayrı şekilde sövecektir. * ayrıca çok istediği halde tıp fakültesini sınırdan kaçıran kişinin de hakkına girmiş olacaktır.
ama ortalama bir puan alınarak iyi fakültelerin iyi bölümlerinin tutmadığının fark edilmesi üzerine yapıldıysa bu eylem, bi nebze haklılık payı vardır bu işte. genellikle tıp dışında bir fakülteden mezunsanız cv çok önemlidir ve üniversiteniz bir marka olduğu sürece birçok yer size açıktır ama tıp mezunuysanız hangi tıptan mezun olduğunuzun önemi yoktur, iş garantisi vardır.
başka bir açıdan bakarsak * aile dayatmasıyla böyle bir şey yapılmış olabilir. nedense ülkemiz ebeveynlerinde tıp fakültesine karşı ayrı bir sempati vardır, birçok anne baba daha yeni doğmuş bebeği için benim oğlum/kızım doktor olacak şeklinde hayaller kurar ve zamanla bu hayaller çocuk üzerinde bir baskıya bir dayatmaya dönüşür. hatta şöyle de bir ilginç gerçek vardır ki herkese tıp yazmayın diye öğüt veren birçok doktorun çocuğu da tıp tercih eder. * neyse.. kısaca burda yapılması gereken ailemi üzmeyeyim ben yaa diyerek tıp yazmak zorunda hissetmek moduna girmemektir. çünkü bu denli önemli bir kararı vermek kişinin kendisine düşer. güzel bir dille aileye anlatıldığında eminim ki birçok aile istemeyerek de olsa vazgeçecektir baskısından. neticede hayat sizin hayatınız ve siz mutlu oldukça onlar zaten mutlu olacaktır.