tıkanan bi' ilişkiyi ancak ve ancak tıkanmadan önce de var olan 'mecburi bağlılıklar' açabilir. aslında açamaz da, açmış gibi gösterir; halının altına itilen tozlar gibi...
belki bu şekilde ayrılığın meydana gelmesi engellenebilir fakat bireyler benliklerinden olmakla birlikte, yeni arayışlara yönelebilir, ilişkinin sadece tabelasını indirmeden dükkanın içini değiştirebilirler. çok küçük bir kısım 'mecburi bağlılıklar' sebebiyle kopmadan ve az önce saydıklarımı yaşamadan belli bir süre içinde tekrar bağlı kalabilir; istisnai şekilde. tabii bunlar genelde evli çiftler için geçerli bir durum...
bekar çiftlerimize gelince, biraz daha üzgünüm...
tıkanan bir ilişki, kuvvetle muhtemel olarak en az bir tarafın sevgi eksikliği ya da tamamen tükenmesi sebebiyle tıkanmış hale gelir. bunun geri dönüşü biraz zordur. 'biraz' kelimesi biraz iyimserlik doludur...
- ara verelim.
- ayrı kalıp sevgimizi ölçelim.
- otuzumuza geldiğimizde hala bekarsak evlenelim.
- tıkanmadık allahın izniyle teğet geçti.
- üç maç söyle?
falan gibi genelde film ve dizilerde yaşananlara aldanmamanızı öneririm. aslında haydi gelin sizlere şu anahtar cümlelerle bi' kereliğine hayatın sırrını vereyim...
eğer ilişkiyi tıkayan sizseniz, zaten o ilişki siz istediğiniz zaman bitecektir.
eğer siz ilişkinizin sevgiliniz tarafından tıkandığını düşünüyorsanız, siz bunu düşünmeden çok önce o ilişki bitmiş, sevgiliniz sizden ayrı bi' hayatın karelerini gözlerinin önünden çoktan geçirmeye başlamış demektir. gözünüzü bile kırpmadan, bütün benliğinizle o ilişkiyi bitirin...
