insanın ter bezlerinin beş kat daha fazla çalışmasına, yüzün kaniş götü gibi kızarmasına, ''ay pardon afedersiniz'' lerin ve ''ayı mısın arkadaşım, bekle çekilecez'' gibi sözlerin havada uçuşmasına neden olan durumdur. aslında tam süper kahramanlara göre bir iştir.öyle okurken kolay tabi, stresten inme iner adama o derece fenadır. hem durağı kaçırıcam derdiyle götüm götüm tutuştuğun, önündeki ufak yaşlı amcayı ezdiğin günleri hatırlatırım.
o kalabalığın tam ortasında dikilirken birinin kalabalığın derinliklerinden çıkıp inmeye çalışması kadar korkunç birşey yok. o otobüsten inmeye çalışmak da, inen kişiye yer vereceğim diye olduğun yerde milimetrik hareketlerle tepinmek de işkence. çekilen diş gibidir bu eylem; çıkana kadar binbir dert, çıktıktan sonra da kalan boşluğun ustalıkla doldurulması da ayrı bir maharet.
otobüs dolduğu andan itibaren inmek için çok ters bi konum ve pozisyonda bulunan kişiyi "nası inicem lan ben şimdi?" deyü düşüncelere gerk eden durumdur. zira sıklıkla bu durumla karşı karşıya kalmış bi bünye olarak şunu söyleyebilirim ki; genellikle inmek hiç de zihinde büyütüldüğü kadar zor olmaz. sen elinden geldiği kadar yardır kapıya doğru, insanlar gerekirse birbirini düzmek pahasına inecek kişiye yol açmak zorunda olduklarını düşünür ve yol açarlar. (bkz: ve olaylar gelişir)
insanlara tek tek "ben şimdi inicem yer değiştirelim" diyerek kapıya ilerlemeniz gerekir. ineceğiniz durakta sizden başkası da inecekse inmeniz daha kolay olur ancak bir tek siz inecekseniz baya bir mücadele etmeniz gerekir.
cam kenarındaki koltukta oturuyorsanız ve etrafınızda etten duvar varsa, sonsuza kadar otobüste yaşamak ve ordan hiç kalkmama isteği uyandıran durum. çünkü zaten inemezsiniz, en iyisi o koltukta bir yaşam kurun.