edit: biraz daha açıklayayım. bugün neden kocakarı ilaçları kullanan, çindeki gibi bir alternatif tıp üzerine yoğunlaşmıyoruz da bugün bildiğimiz şekilde bir tıp eğitimi alıyoruz? çünkü modern bilimin temelleri, antik yunanda atılmıştır ve orada matematik, her bilimin içerisinde bir şekilde bulunmuştur. insanın analiz yeteneğini geliştiren bir şeydir matematik ve analitik. analitik, burada mantık anlamına yakındır, antik yunandaki kullanımı da o şekilde.
mesela benzer şekilde, satranç eğitimi de tarih boyunca çok önemli görülmüştür. pek çok lider çok iyi şekilde satranç bilirdi. bunun da sebebi aynıdır.
Yanlış bir önermedir çünkü bölümü okurken sayısal olaylardan yararlanılmıyor ancak sayısal veriler insana analitik düşünme yeteneği kazandırıyor, bu yüzdendir ki bölüme sayısalla geçiş sağlanıyor, ha hukuk için derseniz orsaı öyle.
Haklı bir tespittir. buna ziraat mühendisliğini de katabiliriz. zirai ilaçlar satan bir dükkana girmiştim. 1 ayda hangi hastalığa hangi ilacın verileceğini ezberlemiştim. hatta dükkanı bana bırakırdı mühendis bey. yani usta çırak ilişkisi -yaşayarak öğrenme- daha iyidir.
senin en sözel dediğin bölümler bile analitik zeka gerektirir. bugün sana mantık diye öğretilen o p ve q lar p veya q lar iseler, ancak ve ancaklar varya güzel kardeşim, hah işte onlar koskoca bir mantık ve analitik ilimini doğuruyor. bak ilim diyorum, çünkü bu modern bilimden çok çok önce gelişmiş bir şey. bugün tüm bunlar olmasa, hukuk, siyaset bilimi vs bunların hiçbirisini gidip de üniversiteden öğrenemezdin. kahvede öğretilirdi bunlar kahvede.
usta çırak ilişkisi içerisinde bilim öğrenilmez. bu size meslek öğretir ancak. derseniz ki ben sadece kafama göre bir meslek yapıcam. işin bilimiyle ilgilenmiyorum, iyi tamam. gidin bir yerde çırak olun. ama boşuna üniversiteleri doldurmayın. hem kendinize hem de başkalarına yazık etmeyin.
umuyorum burada "matematik çok boş yeaa, kosinüs falan" diyen adamların hepsi lise öğrencisidir. bir lise öğrencisinin böyle düşünmesini anlarım. ama üniversite ikinci sınıfa gelmiş birisi bunu söylüyorsa o üniversitenin rektörü gitsin kendini camdan dışarı atsın!
Hastanın şikayetlerinden yola çıkıp gerekli değerlendirmeyi yapıp o alanda 50 hastalıktan 5 tanesinde şüphelenip ona göre testler isteyip doğru hastalığı ve tedavisini uygulamak matematiksel zeka gerektirir.
Daha lise seviyesi basit fen ve matematiği yapamayan insanların bunu yapabilmesi beklenemez.
tıp doktoru bir hastalığı teşhis ve tedavi etmek için aynı bir bilim insanı ya da mühendis gibi problem çözer.
bu yüzden de sayısal zekaya sahip olmalıdır.
olmazsa ne olur? yanlış teşhisten ölür gidersiniz.
comar iddiasına göre anatomi sözelmiş. peki ya fizyoloji, biyokimya.
şu ilacla bu ilaç etkileşirse şu sisteme böyle etki eder mantıgını kuramayan bir dummkopfa doktor diye gidip ilaç tepkimesinden sürünürseniz anlarsınız ezberi ve sözeli.
Tüm dünyadaki öğretim üyeleri proflar devletler hükümetler yanlış biliyor siz doğru biliyorsunuz değil mi geri zekalı herifler. Tıp en az mühendislik kadar sayısaldır. Gıda mühendisliği de sözelle alsın o zaman. Tıp okuyup sadece anlamak değildir uygulamaktır. Matemematik sorusu çözer gibi hastalığı çözmektir. Ama siz bunu anlamazsınız çünkü geri zekalısınız.
Hiç de öyle değil.
Pisa kulesine bakıp mühendislik mimarlık açısından o zamanların mükemmel bugün ise hatalı projesinde neden sonuç ilişkisini gören gözlerin beyni ile kifor (kambur) veya engelli bir insanın anatomik yapısına bakıp genetik ya da sonradan yaşanan arızaları gören gözlerin beyni arasında bir fark yoktur.
Uzay için araştırmalar projeler yapan bilim adamları sayısal olabilir ama karadelik uzay zaman kırılması, ışık hızının aşılması vb nice konularda bu sayısalcıların tamamen sözel olduğunu görürüz.
Bizde ki eğitimsizlik garabetinin bir başka saçmalamasıdır sayısal sözel saçmalaması. Yakın bir gelecekte yapay zeka sayesinde tahmin edemeyeceğimiz bilgisayarlar öyle bir hale gelecek ki insanlar (sözelciler) sadece hayal kuracak ve projeyi sayısalcılar değil bilgisayar gerçekleştirecek.
ama şöyle de bir yaşanmışlığım yok değil, istanbul tıp fakültesinde (çapa tıp) bir profesörün çalışmalarındaki verileri istatistikçiye gönderdiğini şahsen biliyorum..
bu bence büyük bir eksiklik ve eleştirilmesi gereken husustur..
bir seyin sayisal olmasi demek illa icinde 3 bilinmeyenli denklemlerin olmasi demek degil. analitik dusunmek icin de sayisal bir yetkinlige sahip olmaniz gerekir.