tıbbi açıdan islami yasaklar

entry1 galeri0
    1.
  1. 1) adet döneminde cinsel ilişki

    "adet döneminde kadınlardan el çekin; temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın..." (1)

    bazı kimseler, kuran’da konulan bu yasağın gereksiz bir tabu olduğunu öne sürmekte ve adet döneminde cinsel ilişkiye girmenin herhangi bir sakıncasının olmadığını topluma telkin etmektedirler. oysa bilimsel veriler, adet döneminde kadın genital sisteminin enfeksiyonlara karşı son derece hassas olduğunu ve bu dönemde kurulacak bir cinsel ilişkinin sağlık açısından bazı riskler taşıdığını göstermektedir.

    üreme çağındaki bir kadının vajina ph’sı asidik karakterdedir. bu asidik ortam, kadın genital sistemini enfeksiyonlara karşı korur. adet kanaması döneminde ise vajina, adet kanının da etkisiyle, daha az asidik hale gelir. bu durum, normal vajinal asidite ile sağlanan koruyucu bariyerin etkisini azaltır ve hastalık yapıcı mikroorganizmaların yerleşimini kolaylaştırır. yapılan bilimsel çalışmalar, adet döneminde cinsel ilişkiye girilmesinin, bakteriyel vajinoz ve pelvik enflamatuar hastalık riskini önemli ölçüde artırdığını göstermiştir (2, 3).

    2) domuz eti

    "o size leşi, kanı ve domuz etini haram kıldı..." (4)

    birçok kimse, domuzun bir koyun veya sığırdan farksız olduğunu düşünür. oysa, onu benzerlerinden farklı kılan bazı temel özellikler vardır. sığır, koyun, keçi, deve gibi memelilerin beslenme şekli herbivor (ot yiyen) ve mideleri poligastrik özellikte iken; domuzlar, tıpkı insanlar gibi, omnivor (hem etçil, hem otçul) ve monogastrik canlılardır.

    sığır ve koyun gibi canlıların mide yapısında bulunan rumen, çeşitli mikroorganizmaların yaşamaları için uygun bir ortam sağlamakta ve bu mikroorganizmaların enzimatik aktiviteleri sayesinde de toksinlere karşı bir direnç oluşturmaktadır (5). bu şekilde, ağız yoluyla alınan maddeler için, emilim bölgesi olan ince bağırsağa varılmadan önce, bir detoksifikasyon ortamı sağlanmış olmaktadır (6). literatürde, multiple skleroz ve domuz eti tüketimi arasında bir ilişkinin varlığını gösteren yayınlar bulunmaktadır (7,8) ve aynı ilişki sığır eti tüketimi açısından tespit edilememiştir (7). bunun dışında, nanji ve ark. (9,10), domuz eti tüketiminin siroz ve hepatosellüler karsinom açısından da önemli bir risk oluşturduğunu belirlemişlerdir.

    3) kanın bir besin maddesi olarak kullanımı

    cahiliye döneminde araplar, "fasid" adı verilen ve deve kanının pıhtılaşmasıyla elde edilen bir çeşit hamur lokması yerlerdi ve bu besin, yola çıkan kişinin en temel azığını oluştururdu (11). bunun dışında, bağırsaklara doldurdukları kanı kızartarak yedikleri (12) ve deve tüylerinin kanla karıştırılıp pişirilmesiyle elde edilen "ilhiz" isminde bir yemeklerinin de olduğu bilinmektedir (13).

    bir besin maddesi olarak kanın kullanımının organizma üzerinde ne türlü etkilerinin olacağını anlamak için, üst gastrointestinal kanamaları yakından incelememiz gerekir. zira bu kanamalar sırasında, mide-bağırsak kanalına geçen kan sindirilmekte ve hasta adeta "kan içmiş" gibi olmaktadır.

    kan, oksijenin taşınmasından sorumlu "hemoglobin" adı verilen bir proteini yüksek miktarda ihtiva etmektedir (yaklaşık 15 g/dl). hemoglobin molekülünde esansiyel (alınması zaruri) bir amino asit olan izolösinin eksik olması, onu, düşük biyolojik değere sahip bir protein yapar. domuzlarda yapılan bilimsel çalışmalarda, mide içine kan verilmesinden sonra, atardamar izolösin seviyelerinde bir azalma olduğu görülmüş ve bunun üzerine gastrointestinal kanamalı hastalar incelenmiş ve tüm hastaların izolösin seviyelerinde %60’tan daha fazla bir geçici azalma tespit edilmiştir (14). bu durum, kan proteinindeki izolösin yokluğunun, plazma izolösin seviyelerindeki azalmanın sebebi olduğu şeklinde yorumlanmıştır. ayrıca, yine aynı faktörün, normal kişilerde üremiye ve karaciğer fonksiyonları bozuk hastalarda da hiperamonyemiye katkı sunabileceği düşünülmüştür.

    farelerde yapılan benzer bir çalışma (15), mide içine kan verilmesinden sonra, izolösin seviyelerinin plazmada %40-60, karaciğerde %50, kas dokusunda %40-60 ve beyin korteksinde %40-50 oranında azaldığını; amonyak ve ürenin kan ve doku konsantrasyonlarının ise yükseldiğini ortaya koymuştur. izolösin seviyelerinde gözlenen bu azalmaların, vücuttaki protein sentezini olumsuz etkileyebileceği sonucuna varılmıştır (16). ayrıca, net katabolizma (yıkım) ile neticelenecek bir süreci tetikleyebileceği ve bunun kısa yarı ömürlü proteinler ile hızlı bölünen hücrelerin işlevlerini bozabileceği de ifade edilmiştir (17). bu bulgular, son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarla da desteklenmiştir (18, 19).

    4) boğulmuş kara canlılarının etinin yenmesi

    etin kalitesini etkileyen çeşitli faktörlerden biri de, hayvanın cesedinde kalan kanın miktarıdır (20). kan, çürütücü mikroorganizmaların gelişmesi için uygun bir ortam olduğundan dolayı, mümkün olduğunca fazla kanın cesetten çıkarılması, etin kalitesi için temel bir gereksinimdir (20).

    birleşmiş milletler gıda ve tarım teşkilatı’nın (fao), hayvan kesimi ve etlerin işlenmesiyle ilgili olarak hazırldığı kılavuzda, şöyle denilmektedir (21):

    "kan akıtmanın amacı, cesedine mümkün olan en az hasarı vererek hayvanı öldürmek ve kan, bakterilerin büyümesi için uygun bir ortam olduğundan dolayı, hızlı bir şekilde kanı uzaklaştırmaktır."

    kanı çok çabuk olarak akıtılmayan gövdeden elde edilen etlerde, bakteriyel bozulma hızı yüksek olmaktadır (22).

    5) alkollü içkiler

    ’sana, sarhoşluk veren şeyler ve şans oyunları hakkında sorarlar. de ki: "onların her ikisinde de hem büyük bir kötülük, hem de insanlar için bazı yararlar vardır; ancak yol açtıkları kötülük, sağladıkları yarardan daha büyüktür."’ (23)

    ağız kanserleri: ağız kanserleri, tüm malign lezyonların yaklaşık %5’ini oluşturur ve etyolojisinde alkol tüketiminin önemli bir rolü vardır (24). hatta, alkol-içeren ağız temizleyicilerinin dahi, ağız kanserleri için riski artırdığı ve bu nedenle uzun süre kullanımlarının sakıncalı olduğu ifade edilmektedir (24). alkolün hücre zarlarına direkt etki ederek; zar geçirgenliğini değiştirerek doğrudan ya da beslenme eksikliği oluşturarak; savunma sistemini ve karaciğeri bozarak dolaylı şekilde ağız kanseri gelişimini tetikleyebileceği söylenmektedir (25).

    gırtlak kanseri: gırtlak kanseri, en yaygın görülen baş-boyun bölgesi kanseridir (26). epidemiyolojik çalışmalar, alkol tüketiminin gırtlak kanseri için bağımsız bir risk faktörü olduğunu açıkça ortaya koymaktadır (27).

    yemek borusu kanseri: yemek borusu kanseri, dünyada en yaygın görülen 8. kanser türüdür ve alkol tüketimi, batı ülkelerinde yassı hücreli yemek borusu kanserlerinin en önemli risk faktörlerinden biridir (28).

    karaciğer kanseri: karaciğer kanserlerinin çoğunluğu hepatositlerden kaynaklanır ve hepatosellüler karsinom (hcc) olarak adlandırılır. hcc, dünyada en yaygın görülen kanser tiplerinden biridir ve alkol tüketimiyle yakından ilişkilidir (29, 30).

    siroz: siroz, batı ülkelerinde, en başta gelen 10 ölüm nedeninden biridir ve alkol tüketimi siroza yol açan en sık sebeptir (31).

    pankreatit: alkol tüketimi, akut pankreatitin en sık iki sebebinden biridir (31, 32).

    amerika’da alkol tüketimi, ölüm nedenleri arasında 5. sırada yer almaktadır –yaklaşık yılda 200.000- ve hastanede yatan hastaların %-30’unun alkol alışkanlığı ile ilgili problemleri vardır (31). amerika’da alkolün yol açtığı toplam ekonomik kayıp, 185 milyar dolar civarındadır (33).

    kaynaklar:

    [1] kuran, 2/222.

    [2] rugpao s, sriplienchan s, rungruengthanakit k, et al. risk factors for bacterial vaginosis incidence in young adult thai women. sex transm dis. 2008; 35:643-648.

    [3] jossens mo, eskenazi b, schachter j, sweet rl. risk factors for pelvic inflammatory disease. a case control study. sex transm dis. 1996; 23:239-247.

    [4] kuran, 2/173.

    [5] ozel ot, saricicek bz. ruminantlarda rumen mikroorganizmalarının varlığı ve önemi. tübav bilim. 2009; 2:277-285.

    [6] carlson jr. breeze rg. ruminal metabolism of plant toxins with emphasis on indolic compounds. j anim sci. 1984; 58:1040-1049.

    [7] nanji aa, narod s. multiple sclerosis, latitude and dietary fat: is pork the missing link? med hypotheses. 1986; 20:279-282.

    [8] ghadirian p, jain m, ducic s, et al. nutritional factors in the aetiology of multiple sclerosis: a case-control study in montreal, canada. int j epidemiol. 1998; 27:845-852.

    [9] nanji aa, french sw. relationship between pork consumption and cirrhosis. lancet. 1985; 1:681-683.

    [10] nanji aa, french sw. hepatocellular carcinoma. relationship to wine and pork consumption. cancer. 1985; 56:2711-2712.

    [11] gündüzöz s. arapçada kültür-dil i̇lişkisi: arapçanın yapılanması ve algılanmasında etkili öğeler. dinbilimleri akademik araştırma dergisi v 2005; 2:215-229.

    [12] elmalılı tefsiri. http://www.kuranikerim.com/telmalili/maide.htm

    [13] duman f. i̇slamiyet öncesi arap folklorunun kuran’daki yeri. yüksek lisans tezi. 2006. (danışman: prof.dr. m. kemal atik)

    [14] dejong ch, meijerink wj, van berlo cl, et al. decreased plasma isoleucine concentrations after upper gastrointestinal haemorrhage in humans. gut. 1996; 39:13-17.

    [15] olde damink sw, dejong ch, deutz ne, soeters pb. decreased plasma and tissue isoleucine levels after simulated gastrointestinal bleeding by blood gavages in chronic portacaval shunted rats. gut. 1997; 40:418-424.

    [16] dejong ch, olde damink sw, deutz ne, et al. uremia after hemorrhages in the upper digestive tract. ned tijdschr geneeskd. 1998; 142:2558-2562.

    [17] olde damink sw, dejong ch, deutz ne, et al. upper gastrointestinal bleeding: an ammoniagenic and catabolic event due to the total absence of isoleucine in the haemoglobin molecule. med hypotheses. 1999; 52:515-519.

    [18] olde damink sw, jalan r, deutz ne, et al. isoleucine infusion during "simulated" upper gastrointestinal bleeding improves liver and muscle protein synthesis in cirrhotic patients. hepatology. 2007; 45:560-568.

    [19] olde damink sw, jalan r, deutz ne, et al. protein synthesis is severely diminished following a simulated upper gi bleed in patients with cirrhosis. j hepatol. 2008; 49:726-731.

    [20] omojola ab. effect of delayed bleeding on carcass and eating qualities of rabbit meat. pjn. 2007; 6:438-442.

    [21] http://www.fao.org/docrep...t0279e/t0279e04.htm#ch4.3

    [22] tayar m, şen c. hayvansal ürünler teknolojisi, eskişehir: anadolu üniversitesi. 1995; 30.

    [23] kuran, 2/219.

    [24] mccullough mj, farah cs. the role of alcohol in oral carcinogenesis with particular reference to alcohol-containing mouthwashes. aust dent j. 2008; 53:302-305.

    [25] ogden gr, wight aj. aetiology of oral cancer: alcohol. br j oral maxillofac surg. 1998; 36:247-251.

    [26] jurkiewicz d, dzaman k, rapiejko p. laryngeal cancer risk factors. pol merkur lekarski. 2006; 21:94-98.

    [27] la vecchia c, zhang zf, altieri a. alcohol and laryngeal cancer: an update. eur j cancer prev. 2008; 17:116-124.

    [28] szumiło j. epidemiology and risk factors of the esophageal squamous cell carcinoma. pol merkur lekarski. 2009; 26:82-85.

    [29] mckillop ih, schrum lw. role of alcohol in liver carcinogenesis. semin liver dis. 2009; 29:222-232.

    [30] gomaa ai, khan sa, toledano mb, et al. hepatocellular carcinoma: epidemiology, risk factors and pathogenesis. world j gastroenterol. 2008; 14:4300-4308.

    [31] kumar v, cotran rs, robbins sl. temel patoloji. çevikbaş u (çeviren). 6. baskı, i̇stanbul: nobel, 2000.

    [32] jha rk, ma q, sha h, palikhe m. acute pancreatitis: a literature review. med sci monit. 2009; 15:ra147-156.

    [33] who. who global status report on alcohol 2004. http://www.who.int/substa...buse/publica...04_overvie

    alıntı:http://www.islamiforum.co...lami-yasaklar-t62663.html
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük