dünyanın en lüzumsuz işlerinden biridir. kimin sayesinde? yayınevlerinin elbette. o kadar yüksek indirimler yapıyorlar ki!
ulan %15-20 için adam gelir mi oraya? zaten bu indirimi her yerde bulmak mümkün. yazık yani böyle bir organizasyon yapılıyor madem indirimlerle de albenisi arttırılmalıdır.
ama imza attırmalık gidişler yaşatması adına güzel bir organizasyon. geçen sene mario levi'ye afa'dan çıkan kitaplarını imzalattım dk standında mesela, e öyle olunca yeni kitaplarından da almak zorundaymışım gibi hissedip aldım bir tane ama, keşke öyle hissetmeye devam edeymişim dedim sonra. o yüzden imza olayında da gaza gelinmemeli, vicdan yapmamalı. aman diyim!
bu sene 17 - 25 kasım tarihleri arasında gerçekleşecek fuardır. tüm kitapseverler daha başladığı gün gidip ellerini kollarını gıcır gıcır kitaplarla doldurmalıdır.
her yıl ekim aylarını iple çekme sebebi. o fuardan eller kollar kitap dolu bir şekilde çıkmanın mutluluğu paha biçilemez. fuardan alınan çoğu kitap aylarca okunmayı beklese de, bazıları unutulup kitaplıkta tozlansa da bu bir sonraki yıl tekrar o fuara gidip tekrar bir sürü kitap almaya engel olmamaktadır.
"bir kitap lunaparkı.
yeni kitaplarla bir fuarda karşılaşılır mı? hayır, önce kafamızda karşılaşırız, sonra arar buluruz yeni bir kitabı. bizim için arayışımızın getirdiği son kitap en yeni kitaptır."
(bkz: ahmet güntan)
1982, cunta baskısı ağır. evlerde kitap kül olmuş. devlet yakaladığını sekada hamur etmiş. kelimeler öksüz, sayfalar boş. ülke boydan boya sansür.
1982 istanbulda bir otelin zemin katında adeta illegal faaliyet. bir avuç cesur gözü kara insanın gayreti, 28 kadar yayın evinin yeter be dediği fuarın açılış yerindeyiz. kalabalık ama ürkek, adeta mevsim dönümü halleri. kış uykusundan uyanış. raflarda kitaplar da tedirgin, yeni kolilerden çıkmış, özgürlüğe doğru yelken açış. ilk kitabı kim aldı raftan, kim okşadı narin yarin eli misali. ama ok yaydan çıkmıştır. insanlar şaşkın bakışlarda, bakışlar yanıbaşından akan omuzdaşlarda, bir yandan hasret kaldıkları kitaplarda, stantlar kalabalığı taşımıyor. çocuklar vermeye, insanlar almaya yetişemiyor. yüreklerde acaba sorusu, acaba cuntanın gölgesi düşer mi kitapların üstüne, insanlara çullanırlar mı yine. ama kalabalık galip. insanlar hissediyorlar ki, bu bir adım, adımı attık, gerisi gelir.
bu sene de son bulmak üzeredir.
allam lütfen gelecek sene de vizelere denk gelmesin. lütfen lütfen. bir de mümkünse uçarak gidebileyim. yol çok uzun be.
her on kişiden en az dördünde uykusuz posteri görülebilecek fuardır. ayrıca bir adet ciltlenmiş penguen, bir adet fırat posteri, prenses akademisi *, kara prens, paradokya **, pasaklı tanrıça kitapları , depresyon kitapçığı*, atatürk posteri ve ücretsiz dağıtılan bir adet kur-an'ı kerim çözümü* ile dönüş yolunu bulduğum fuardır.